16. Bölüm

4.2K 379 289
                                    

Keyifli Okumalar...

🌼Meriç'ten🌼

Odada nefes alış veriş seslerimiz duyuluyordu sadece. Hifa da bu sessizliği bozmaktan korkuyormuş gibi tek kelime etmiyordu. Onun güzel kalbiyle her karşılaştığımda, şaşkınlıkla ne yapacağımı bilemez oluyorum. Ona karşı mesafeli davranamıyorum. Onun bana bu kadar iyi davranmasına karşılık, ona soğuk davranamıyorum. Kalbime ağır gelen her şeyi ona açmak istiyorum. Tıpkı bana söylediği gibi, ona sığınmak istiyorum. İçim dışına çıkana kadar ağlarken, sadece Hifa'ya sarılmak istiyorum. Taşıdığım yük her geçen daha da ağırlaşıyor. Beni günden günde bitiriyor sanki. Kalbimin bütün her yerini kaplamakla uğraşırken, sadece küçücük bir ışığın onunla savaştığını hissedebiliyorum. O küçücük ışığa tutunmak, o ışıkla hayat bulmak istiyorum tekrar. Artık kalbimin ağrısına, gördüğüm kabuslara dayanamıyorum. Yutkundum, Hifa'nın bana sonuna kadar kucak açacağından, bana sığınak olmaktan korkmayacağını düşünerek konuşmaya başladım.

" Ben birisini öldürdüm." Sesim öyle boğuk, öyle çaresiz çıkmıştı ki. Bir süre boğazım düğümlendi, tekrar bir şey söyleyemedim. Hifa'nın gözlerine bakmaya utanıyordum, hiç değilse onun bir tepki vermesini umuyordum.

" Meriç..." Tekrar yutkundum ve derin bir nefes aldım. Kalbimi sıkan intikamın beni rahat bırakmasını istiyordum sadece.

" Lütfen sadece dinle Hifa, artık buna dayanamıyorum. Sadece dinle... Sonra istersen beni bırakıp gidebilirsin." Nefes alışları yavaşlamıştı, yutkunduktan sonra sessizce tamam dedi.

" Küçükken bilmediğim bir çok şeyi büyüdüğüm zaman öğrendim. Hiçbir şey yapamayacak kadar çaresiz hissettiğim anlarda, üstüne dedem ve babaannemin yaşadıklarını öğrenmek beni alt üst etti. Onlar benim en büyük yol göstericilerimdi. Onların böyle büyük acılar çektiğini bilmiyordum. Dedem öldüğü zaman, asla onun normal bir şekilde öldüğünü kabullenemedim. Birisinin onu öldürdüğünden neden bu kadar emin olduğunu bilmiyorum ama sanki hissetmiştim. Bu işin peşini bırakmayacağıma dair kendime söz verdim. Dedemin katilini bulacak ve tıpkı dedemi öldürdüğü gibi bende onu öldürecektim. On sekiz yaşıma kadar hiçbir şey öğrenemedim. Babaanneme sormadan bir şeyler öğrenmem gerekiyordu, ama hiçbir şey yoktu işte. Egemen'le tanıştığımız zaman yirmi yaşındaydım. Çok kısa sürede çok samimi bir dostluk kurmuştuk. Bu meseleyi ona açtım ve ondan yardım istedim. Uzun süren araştırmalarımdan sonra, Egemen ile bir şeyler bulabildik. Dedemin herkesten sakladığı, flash bellekte bir günlüğü vardı. " Gözlerimi ateşten çekmeden kendimi devam etmeye zorladım.

" Dedem, en yakın arkadaşının zorla bir kızı evinde tuttuğunu öğrenmiş. Kadın yaklaşık üç senedir o adamın evindeymiş. Hiç dışarı çıkmasına izin vermemiş, dövdüğü zamanlar bile olmuş. Yapmadığı tek şey ona dokunmamış olması. O kadın benim babaannem, o evde yapabildiği tek şey o adamı kendisinden uzak tutabilmek, o kadar işkenceye katlanmak olmuş. Dedem küçük yaşından beri dindar bir insanmış. Arkadaşı içki içip kumar oynayan bir tipte olmasına rağmen onunla arkadaşlığını kesememiş. Her zaman onu doğru yola iletebileceğini düşünmüş. Bir gün arkadaşı çok sarhoş olmuş ve onu dedem evine bırak zorunda kalmış. O sırada evde babaannemi görmüş. Arkadaşının evli olmadığını ve kendisine herhangi bir ilişkisi olduğundan bahsetmediği için şüphelenmiş. Kadın da dedemi görür görmez korkmuş, ne yapacağını bilemez şekilde dikilip kalmış." Gözlerimden birkaç damla süzüldü, umursamadan anlatmaya devam ettim.

" Kadının gözleri ve kolları morarmış bir şekildeymiş. Kadın ilk başta dedemi de tıpkı arkadaşı gibi olduğunu sanmış. Dedem sürekli o kadını düşünmeye başlamış, içindeki bir his onu kurtarması gerektiğini söyleyip duruyormuş. Bir gün gözünü karartmış ve arkadaşının evde olmadığı bir zamanda içeriye girip korumalara onu arkadaşının davet ettiğini söylemiş. Normalde dedem arkadaşının evine hiç gitmezmiş, ilk defa arkadaşı sarhoş olduğunda evine gitmiş. İçeriye girebildikten sonra kadını bulup onunla konuşmuş. Birkaç gün içinde de polisleri eve yığıp babaannemi o delikten kurtarmış. Dedemin en yakın arkadaşının adı Fuat, Hasan Beyin babası." Sonunda Hifa'ya gözlerimi çevirdim. Şaşkınlıkla bakakalmıştı.

HÜZNÜN SESİWhere stories live. Discover now