28. Bölüm

2.9K 239 124
                                    

Keyifli Okumalar...

🌼 Hifa'dan🌼

Günler öyle hızlı akıp gidiyordu ki, çoğu zaman dünyanın hızına yetişemediğim hissine kapılıyordum. Henüz kızlara gerçek anne baba ve tüm bu hayatımda yaşadığım olayları anlatmamıştım. Kızları fazlasıyla özlediğim için bize çağırmıştım. Yaşadığım her şeyi en gerçekçi olan haliyle onlara anlatacak ve artık kimsenin bu yalanla yaşamasına izin vermeyecektim. Uzun süre kendimi onlardan da uzak tutmuş, evlendiğim bu bir yıl içinde yaşadığım her şey onlar için koca birer soru işareti olarak kalmıştı. Şimdi kendimi tamamen kabullenmiş ve hazır hissettiğimden dolayı, etrafımda olan insanların da doğruları bilmeyi hak ettiğini düşünüyordum.

Kızlar gelene kadar bahçede güzel bir sofra kurmuş, kendime bakım yapıp içinde en özel hissettiğim kıyafetlerimi giyerek kızlara süslenmiştim. Uzun süredir bunu yapmamış olduğumu da fark etmiştim. Bakımsız olmayı sevmeyen birisi olarak, yaşadıklarım beni epey yıpratmaya yeterli olmuştu. Şimdi tekrar toparlandığım şu zamanlarda, kendimi mükemmel hissetmeyi fazlasıyla hak etmiştim. Kızlar geldiğinde uzun uzun sarılmam onları biraz şaşırtmıştı. Elimde olmadan büyük bir sevgi pıtırcığına dönüşmüştüm. Oturup sohbet eşliğinde hazırladıklarımı yedik. Herkesin anlatacak fazlaca şeyi vardı. Hepsini tek bir güne sığdırabilecek kadar konudan konuya atlama ve hızlı konuşma gücüne sahip olmak güzel şeydi.

Günün neredeyse yarısını sofrada geçirdikten sonra, kızlarla kahve içmek için terasa çıktık. Kahveleri yapmadan ve kızları terasa götürmedem önce anlatacak çok önemli şeylerim olduğunu söylemeyi de ihmal etmemiş, kızları merak içinde bırakmıştım. Beni elimde kahve tepsisiyle gördükleri zaman, gözlerinin içi parlamıştı. Hızlıca kahveleri alıp beni aralarına oturttular. Anlatacağım şeylerin hepsini çok şaşırtacağı, böyle şeyler beklemediklerinden emindim. Muhtemelen güzel şeylerden bahsedeceğimi falan düşünüyorlardı. Onları maalesef biraz hayal kırıklığına uğratmak zorundaydım.

" Biz Meriç'le birbirimizi severek evlenmedik, hatta evlendiğimiz zaman ben Meriç'i sadece birkaç aydır tanıyordum." Zümra ve Sude büyük bir şaşkınlıkla bana bakıyordu. Bukre başında yaşadığım olayları zaten biliyordu, bu yüzden onun yüzünde bunları neden anlattığıma dair garip bir ifade vardı.

" Evleneli sadece bir yıl oldu ama başımdan çok fazla şey geçti. Meriç ve ben kendimizi herkesten uzaklaştırdık, kimseye neler olduğunu anlatmadık. Siz benim için çok değerlisiniz, sizin de doğruları bilmenizi istiyorum. Belki bu hikayede gerçekleri bilmeyen sadece sizlersinizdir. Şimdi kimsenin daha fazla bu yalana inanmasını istemiyorum."

Evliliğimizin başından başlayarak yaşadığımız son olaylara kadar her şeyi anlatmıştım kızlara. Bu biraz uzun sürdüğü için, kızlarla aşağı inip akşam yemeği hazırlığına koyulmuş ve sohbete orada da devam etmiştik. Her anlattığım olayda kızlar daha fazla şaşırıyor, yaşadıklarım için üzülüyorlardı. Hepsinin kafası epey karışmış, çok fazla bir şey söyleyememişlerdi. Onlar da tıpkı bizim gibi ailemize fazlasıyla kızmışlardı. Teselli için bol bol sarılıp, bazı yerlerde ağlamıştık.

" Babam ve annemle bir arada görüşmeyi o kadar çok istiyorum ki." Omuz silktim.

" Bir yanım fazlasıyla korktuğu için buna cesaret edemiyorum. Annemin hiçbir suçu olmadığını biliyor olmak vicdan azabı çekmeme neden oluyor. Büyürken beni büyüten bir anneye sahiptim ama o yalnızdı. Yüzümü bir kez bile görmedi, kokumu içine hiç çekmedi. Canı bedeninden koparılırken, o hiçbir şey yapamamanın çaresizliğini yaşadı." Gözümden bir yaş süzüldü.

" Gidip onunla vakit geçirmek istiyorum. Ona daha fazla evlat acısı çektirmek istemiyorum. Babamın ve dedemin çektirdiği acıları bir nebze olsun dindirebileceğimi ümit ediyorum. Babamla konuştuğum gibi yüzleşmek değil, bir anne kız gibi konuşmak istiyorum. O kadar çok düşündüm ki bunun hakkında, neden cesaret edemediğimi bilmiyorum." Gözümden düşen yaşları elimin tersiyle sildim.

HÜZNÜN SESİWhere stories live. Discover now