20. Bölüm

4.1K 305 462
                                    

Keyifli Okumalar...

🌼 Meriç'ten 🌼

Hifa'nın iyice kötüleşen hallerini görmek beni berbat bir hale sokuyordu. Birkaç gündür iyiymiş gibi davranıyor olsa da, göz altında oluşan morluklar, buz mavisi gözlerindeki yorgunluğu her şeyi anlatıyordu. Onun bu hallerine karşı hiçbir şey yapamamanın çaresizliğini yaşıyordum. Nasıl bu kadar kötü bir hale geldiği hakkında bir fikrim yoktu. Yatakta dönüp sıkıca Hifa'ya sarıldım. Onun yanında olduğumu her an hissetmesini istiyordum. Bir anda eli kolumu hızlıca üstünde attı. Birkaç hıçkırık sesi ve kıpırdanma duydum. Yanımda ki lambayı yaktım ve dik bir konuma geldim. Hifa sırt üstü yatarken, sanki üstünde biri varmış gibi yumruklarını havaya sallıyordu. Ona doğru yaklaşıp onu uyandırmak istediğimde şiddetli bir şekilde beni itti.

" Dokunma bana!" Bağırınca irkildim. Hıçkırıkları artmış, yumrukları bir şeyi üstünden atmak istercesine daha da sertleşti. İki kolunu da sıkı bir şekilde tuttum. Rüyasında ne gördüğü hakkında bir fikrim yoktu, iyi bir şey olmadığından emindim. Bu yaptığım muhtemelen daha da berbat hissettirecekti ona.

" Yalvarırım dokunma bana." Sesindeki tınıda sadece çaresizlik vardı. Onu korkutarak uyandırmak istemiyordum, birkaç kez ismini söyledim. Hâlâ ellerimdeki kolunu kurtarmaya çalışıyor, olduğu yerde çırpınıyordu. Daha fazla dayanamadım ve yüksek sesle ismini söyledim. Hâlâ uyanmayınca omuzlarından tuttum ve hızlı bir şekilde sarstım. Nefes nefese uyandı, beni görünce geri gidip sırtını başlığa dayadı. Hâlâ hızlı nefes alıp veriyor ve ağlıyordu. Ne olduğunu anlamamış gibi etrafına baktı, sonunda gözleri tekrar benimkilerle buluşmuştu. Elleriyle yüzünü kapadı ve tekrar hıçkırıklara boğuldu. Ne yapacağımı bilmez bir şekilde donup kaldım. Ben böyle bir halde olsam Hifa beni nasıl sakinleştirir diye düşünüyordum. Sanırım yanında olduğunu hissettirir ve sarılırdı. Sarılmayı çok istiyordum ama ya onu dokunduğumda benden iğrenirse diye düşünmeden edememiştim.

" Hifa benim Meriç, lütfen ellerini yüzünden çek. Korkutuyorsun beni." Bu cümleleri kurarak neyi hedeflediğimi bilmiyordum. Aptalcaydı ve çok daha iyisini yapmalıydım.

" Sana dokunabilir miyim?" Sorduğum soruyla ellerini yüzünden indirmişti. Yanıma yaklaştı ve bana sıkıca sarılırken kafasını göğsüme dayadı.

" Meriç yalvarırım yardım et bana, dayanamıyorum." Hıçkırıklarının arasında dediklerini zar zor anlayabilmiştim. Ona sıkıca sarıldım ve biraz daha iyi hissedebilmesi için saçlarını okşadım.

" O benim yanımda yatıyordu, bana sarıldı. Meriç o sen değildin, bana yine gülümseyen o adam vardı karşımda. Sen değildin." Sonunda sesi fısıltılı çıkmıştı. Bir şeylere inanmak, bana inandırmak istiyor gibiydi.

" Sorun yok, ben yanındayım." Geri çekildi ve başını hayır anlamında salladı.

" Sen değildin, yanımda yatan sen değildin. Bana sarıldı, senin olduğunu sandım ve sarılmak için sana döndüm. Gözümü açtığımda bana gülümsüyordu." Hifa'nın bana doğru hiç dönmediğini hatırlıyordum. Bir şey söylemeden devam etmesini bekledim.

" Onun kolunu ittirince sinirlendi ve üstüme çıktı. Bana.. " Gözlerimin içine baktı, tamamen hüzünle boğuluyordu. Onu bu durumdan nasıl çekip çıkaracağımı, ona nasıl sığınak olacağımı bilmiyordum. Oysa ki her şey onu koruyacağıma söz vermemle başlamıştı. İlk adam geldiğinde yanında değildim, zamanında çağrısını bile göremedim. İkinci adam odasına kadar girip ona dokunduğu zaman gecikmiştim. Sürekli her şeyin düzeleceğini, onun yanında olduğumu söyleyip duruyordum. Peki gerçekten onu ne kadar iyi koruyabiliyordum? Her geçen gün kollarımda eriyip gidiyor, berbat bir hale bürünüyordu. İyi olduğunu söylüyordu ama en ufak sesten, her gördüğü insandan korkuyordu. Sürekli onu takip eden, ona gülümseyen adamı görüyordu. Dudağımı ısırdım, yapabildiğim tek şey sıkı sıkı Hifa'ya sarılmaktı. O adamı bulup doğduğuna pişman etme fikrini aklıma bile getirmemem gerekirken, buna engel olamıyordum. Her şeyi anlattıktan sonra Hifa'ya bir söz vermiştim, bu sözü de çiğnemeye hiç niyetim yoktu.

HÜZNÜN SESİOnde histórias criam vida. Descubra agora