34. Bölüm

2.4K 197 183
                                    

Keyifli Okumalar...

🌼Hifa'dan🌼

Uzun uzun Meriç'le konuşmuştuk, önce ben başımdan geçenleri anlatmıştım. Babamın beni alıkoyduğu ilk günden bugüne kadar ne yaşadıysam hepsini bir bir anlatmıştım. Çoğu yerde de ağlamıştım dayanamayarak. Meriç sürekli beni yatıştırmak zorunda kalmıştı, bizim için fazlasıyla endişeliydi zaten. Birde ağlamam -üstelik onun yanında değilken- onu daha da kötü bir hale sokuyordu. Bu şekilde telefonun bir ucundayken kelimelerinden başka yapabileceği bir şeyi yoktu. Son olarak bugünü ve babamın beni artık burada alıkoymayacağını da anlattım. Derin bir nefes aldım ve içli bir şekilde geri verdim.

" Peki sen nasılsın?" birkaç saniye hiçbir şey söylemedi.

" İyiyim... Özür dilerim Hifa, ben seni oradan çıkarmak için elimden geleni yaptım ama.." bunları söylerken sesi fazlasıyla çatallaştı.

" Beni neden buradan çıkaramadığını biliyorum Meriç, babam söyledi. " Derin bir nefesin verildiğini duydum.

" Lütfen bana neler olduğunu anlatır mısın? " Tekrar birkaç saniyelik sessizlik yaşandı, benim için oldukça uzun sürmüştü.

" Yaklaşık iki aydır hapisteyim, senin kaybolmanın hemen ardından beni hapse attılar. Cinayet suçundan yargılandım, oldukça elle tutulur bir kanıtla içeriye alındım. Kimsenin yapabileceği bir şey yoktu anlayacağın. Oradan beni çıkaran kişinin Hasan olduğundan eminim. " bu iki aylık süre boyunca ikimiz de hapis hayatı yaşamıştık anlaşılan. Meriç'in de tıpkı benim gibi kendi kendini yiyip bitirdiğini, kendisini epey yorduğunu biliyordum. Gözlerim doldu, yine nefes alamıyormuşum gibi hissettim.

" Meriç sana ihtiyacım var, ben nefes alamıyorum." gözümden bir damla yaş süzüldü.

" Daha fazla bekleyecek gücüm kalmadı, lütfen yarın buraya gel." ağzımdan bir hıçkırık kaçtığında Meriç sinirle anlamadığım bir kelime sarf etti.

" Yarın mutlaka orada olacağım, lütfen daha fazla ağlama. İki ay boyunca neler hissettiğini tahmin edebiliyorum. Kendini ne kadar yıprattığını, üzdüğünü biliyorum. Lütfen en azından bebeğimiz için artık ağlama." ağladığım için kasıklarıma ağrı girmişti, bu yüzden dolayı hıçkırıklarımın arasından bir inilti çıktı.

" Hifa iyi misin? " Meriç'in sesi hem telaşlı hemde sinirliydi.

" Ağladığım zamanlarda kasıklarıma ağrı giriyor, geçer birazdan." kısık bir sesle söylemiş olsa da küfür ettiğini duymuştum, yüzümü ekşittim.

" Ağlamayacağım, en azından deneyeceğim tamam mı? Hamileliğin bu dönemleri çok hassas geçiyor ve yanımda sen yoktun. Ne kadar zorlandığımı tahmin bile edemezsin Meriç. Sana fazlasıyla ihtiyacım olan günlerin hiçbirinde yoktun. Seni suçlamıyorum, ikimizin durumu da birbirinden farklı değildi. Sadece ağlamamayı denemek benim içim oldukça zor. Fazla acı çekiyor olsam da kendimi durduramıyorum. O yüzden sadece deneyeceğim tamam mı? Lütfen aklın bende kalmasın. " Derin bir nefes daha aldı.

" Seni çok özledim Hifa, telefonu kapatalım ve artık uyuyup dinlen tamam mı? Uyursan zaman daha hızlı geçecek hem, lütfen en azından bunu dene. " akan burnumu çektim.

" Tamam, uyuyacağım." telefonu kapatmadan önce,

" Meriç, seni çok seviyorum." dedim.

" Bende seni çok seviyorum. " telefonu kulağımdan indirdim. Yatağımın içine girip gözlerimi sımsıkı kapattım, elim karnımda güzel hayaller kurmaya çalıştım. Uzun süre yapmaya çalıştığım tek şey uyumayı denemek oldu.

HÜZNÜN SESİحيث تعيش القصص. اكتشف الآن