33. Bölüm

2.4K 201 316
                                    

Keyifli Okumalar...

🌼Hifa'dan🌼

Birkaç gün, birkaç hafta daha geçti. Sanıyorum ki buraya geleli neredeyse iki ay olmak üzereydi. Annemin ara sıra yanıma gelmesi, benimle ilgilenmesi şu dönemlerimde bana çok iyi geliyordu. Hormonlarımdan dolayı olsa gerek, çok fazla ilgiye ihtiyaç duyuyordum. Gereksiz alınganlıklarım, kızgınlıklarım oluyordu sık sık. Sonra da oturup ağlamalarım. Bu zamanlarda en çok Meriç'e ihtiyacım vardı, ona sarılmaya, sesini dinlemeye ve benim nazımı çekmesine ihtiyacım vardı. Şu zamanlarda ona çok kırgındım, sürekli aklımda dönüp duran düşüncelerle kurmadığım senaryo kalmıyordu. Ağladığım zamanlarda acı çekmeye başlamıştım, kalbimin acısının yanında fiziksel acılarım bir hiç gibi kalıyor olsa da canımı yakıyordu. Ağlamamak için kendimi sürekli sıkıyordum, bu sefer de kalbim çok ağrıyordu. Kendimle başa çıkamıyordum işte bir türlü, benim aileme ihtiyacım vardı.

Okunan ezanın sesiyle yerimden kalktım, bir süre odamın penceresinden görünen yıldızları izleyerek ezanı dinledim. Ne yazık ki ezan saatine kadar uyuyamamış, yatakta dönüp durmuştum. Bugünlerde uyku düzenim de bozulmuştu, bir türlü gözümü kapatıp uyuyamıyordum. Kalp ağrım geçmiyor, sürekli boğuluyormuş gibi hissediyordum. Üstümdeki yorgan beni boğuyor, sinirimden ağlıyordum. Her gece böyle olduğundan yorulmaya başlamıştım artık. Kalbimde ki özlemi bastırmaya çalışmaktan çok yorulmuştum. Nefes alamayıp boğuluyor gibi hissetmekten, kalbimin ağrısından çok yorulmuştum. Biraz uyuduğum zaman her şeyi unutup dinleniyordum, ama şimdi onu da beceremiyordum. Ezan bitince kendime geldim, yanaklarım ıslanmıştı. Elimin tersiyle göz yaşlarımı silip yataktan indim, yavaş adımlarla banyoya girip ışığı açtım.

Şu sıralar aynalarla pek aram yoktu, kendimi bu halimle görmekten hoşlanmıyordum. Normalde kendime bakmadan abdest alır ve namaz odasına inerdim hemen. Ama bir şey beni aynaya bakmaya zorladı, gözlerimi zorlasam da bana itaat etmediler. O an cildimin ne kadar güzelleştiğini fark etmiştim, adeta parlıyordu. Aklıma daha önce okuduğum bir yazı gelince gülümsedim. " Eğer bir erkeğe hamileysen güzelleşir, eğer bir kıza hamileysen çirkinleşirmişsin." insanların hamilelikte inandıkları hurafelerle ilgili bir yazıydı. Yine de kendimi bu şekilde görünce, - özellikle de böyle berbat bir dönem geçirdiğim zamanda- garip hissetmiş ve mutlu olmuştum. Gülümsedim ve güzelce niyet edip abdestimi aldım. Ağladığımdan dolayı göz kızarıklığımı ve şişliğimi saymazsak, gerçekten de oldukça güzelleşmiştim. Kendime son bir kez daha gülümsedim ve banyodan çıktım.

Böyle bir dönem geçirmeyi hiç istemezdim. Ben ne hissedersem bebeğimin de bundan etkilendiğini biliyordum. Yine bir yerde okumuştum ki bence bunun haklılık payı vardı. Çocuklar doğduğu zaman dünyaya ailelerin travmalarıyla gelirmiş. Hamilelikte annenin yaşadığı stresli, üzüntülü zamanları bebekte hissedermiş. Ve ailemizin yaşadığı travmalar da biz çocukların genine geçiyormuş. Bu şekilde bebekler doğarken zaten travmalı olarak doğuyormuş. Bunun için yapılması gerekenlerle ilgili detayları da veriyordu anlatan kişi. Vücudu temizlemek gerekiyormuş, bu da elbette ki Rabbimizin bize gönderdiği ayetlerle mümkün. Şimdi bunları düşününce, kendi bebeğimi ne kadar kötü etkilediğimi düşünüp içime bir sıkıntı düşürmüştüm. Sanırım kendimi garip bir döngüye sokmuş bulunuyordum. Ah şu hamilelik hormonları yok muydu, insanları garip hallere sokuyordu.

Ben düşüncelerimin içinde boğuşurken çoktan namaz odasına inip namaz kıyafetlerimi giyinmiştim. Sabah namazımı eda ettikten sonra bol bol dua ettim. Yaşadıklarım kolay değildi, ama imtihandı. Elbette bunlar da gelip geçecekti. Rabbime güvenecektim, Rabbimin varlığını bildiğime daha da çok şükrettim. Eğer dua edecek hiç kimsem olmasaydı, bunların imtihan olduğunu bilmeseydim nasıl başa çıkardım bilmiyorum. Her zaman Rabbimizin bizim için en hayırlısını istediğini, dua kapılarının her zaman açık olduğunu bilmek huzurlu hissettiriyordu. Son olarak kuran okuyup tekrar odama çıktım, namaz kıldıktan sonra içim huzurla dolar hemen uykuya dalardım. Bazen birkaç göz yaşıyla, bazen de birkaç iç çekişle..

HÜZNÜN SESİWhere stories live. Discover now