-2-

6.3K 332 74
                                    

"Yeni kız! Seni korkuttuysam özür dilerim."

Herkes bi anda kocaman gözlerle kapıda duran çocuğa döndü o ise bana bir bakış atıp çıktı. Etrafımdakilerin gözü yine benim üstümdeydi.
"Aman tanrım! O seninle konuştu!"
"Konuşmayı bırak bay mükemmel yakışıklı kaslı harika ego Park Jimin senden özür diledi!"
"Sen gerçekten bir tanrıçasın."
"Bırak özür dilemeyi kendinden özür dilettirmesi gerekiyordu. Bu da neydi?!"

"Ah şey.. Ben sadece yani bilmiyorum özür dilemez mi normalde?"
"Ya siz! Çekilin oradan!"
Sesin geldiği yere baktığımda kısa saçlı bi kızın yanıma geldiğini gördüm.

Benim gibi onu gören herkes sınıftan çıktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Benim gibi onu gören herkes sınıftan çıktı. Sadece o, ben ve Jungmin kalmıştık.
"Adın Jimin değil mi?"
"Evet."
Şu an cidden çok gerilmiştim kız bana ne soracaktı?
"Aman tanrım Jimin! Sen bunu ona nasıl yaptın?!" diye sordu gülerek. Aslında beklediğim şey o benim defol gibisinden erkek arkadaş sahiplenme hareketleriydi ama belliki kız sevgilisi değildi.
"Hiçbir fikrim yok sadece o öyle gözlerle bakınca biraz korktum ve şey oldu işte. Özür diledi?"
"Ben onun en yakın daha doğrusu tek arkadaşıyım adım Shi Jin ve sen ona birşey yaptın. Ah umarım küçük Jiminie'm sana aşık olur!"
"A-aslında ben şey yani. Emh aşk için erken değil mi?"
"Herneyse bundan sonra sık sık görüşelim sen gerçekten garip ve tatlı bir kızsın!"

Neşe dolu bakışlarla yerinden kalktı ve sınıftan çıktı. Bu da neydi böyle? Önce kaba somurtkan öküz sonra sevecen tatlı kankası? Gözlerimi kapatıp arkama yaslandım. Neden bu lanet olası Jungmin konuşmuyordu? Gözlerimi açıp onunkilere baktığımda bana attığı bakışlar gerçekten iyi değildi.
"Jimin o olmaz."
"Hı?"
"Park Jimin o gerçekten bir kaçık. Bak az önce sana aşık olmanı söyledim ama ona değil. Lütfen insanları aldırma. O senin için iyi biri değil."
"Oppa~ O zaten leşin teki. Asla asla ona aşık olmam~" sözlerimi komik bir ses tonuyla söylemiştim ki keyfi yerine gelsin. Bana gülümseyip ayağa kalktı.
"Su alacağım gelmek ister misin?"
"Otursam daha iyi o öküzün ne ağır kafası varsa canım hala yanıyor."
"Revir?"
"Mide bulandırma Jungie hastane ile ilgili şeylerden nefret ederim, hadi git ve su al."
Alnıma dokunup çarptığım yere baktı gözlerini kısarak. Sonra bana gülümseyip çıktı. Yine insanların gelip beni soru yağmuruna tutmaması için kafamı sıraya koydum. Zaten deli gibi ağrıyordu, birkaç dakika sonra kıpkırmızı olacaktı -canım hassas tenim sayesinde- aman ne güzel.
"Uyumaya kalkma yeni kız şimdi ders başlayacak. Yeniden onunla kafanı çarpmak istemezsin değil mi?"
Kafamı kaldırıp baktım. Benimle konuşan şu aslan esprisini yapan çocuktu.
"Ben Joon Ha. Sen de Kwon Jimin. Memnun oldum ama birşey soracağım. Jimin erkek ismi değil mi?"
Garip çocuk~ Ama tatlı, gülümseyip sorusuna cevap verdim.
"Aslında bu konuyu annemlerle konuşmayı denemelisin."
O da bana bir gülümseme gönderdi ve sırasına oturdu. Zilin çalmasıyla herkes sınıfa girmişti bile. Tabi en son 'kötü çocuğumuz' girdi. Yüzüme bile bakmadan yerine oturdu. İçeri giren hocayı selamladık. Hoca bana garip garip bakıyordu.
"Ah yeni öğrenci! Okulun ilk gününden dayak mı yedin ahahahaha tabi yanında Park Jimin oturunca ahahahaha!"
Bu aptallık abidesi şey kendi yaptığı iğrenç espriye gülüyordu. Salak~
"Hadi revire git ve buz al. Ama önce ne olduğunu söyle ki müdüre yetiştirilecek birşey mi bileyim."
"Aslında önemli değil sadece şu yanımdaki şeyle çarpıştık."
"Ah o zaman o yanındaki şey cezasını çekip seni revire götürsün ahahaha. Park Jimin kalk!"
Bana dönüp seni geberteceğim bakışları atmaya başladı.
"Gitmek istemiyorum cidden önemli birşey değil."
Yanımdaki öküzün gözleri alnıma sabitlenince hemen ayağa kalktı ve ruhsuzca kalkmamı söyledi tüm sınıf hayvancıl sesler çıkarıyordu.
İnat yapıp kalkmayınca kolumdan tuttu ve kaldırdı. O sırada Jungmin de kalkıp kolumdan tuttu ve kendi götürebileceğini söyledi.
"Ceza benim cezam ve ben gidiyorum."
Jungmin'e sorun olmadığını fısıldayıp onunla birlikte sınıftan çıktım. Koridorda yürürken birden durdu. Bana dönüp bağırmaya başladı.
"Hadi ama sana çarpan ben bile değildim ama ceza alan benim. Sem gerçekten lanet bir kızsın!"
Bağırdığında cidden korkunçtu. Ondan korkuyordum. Gözlerimin dolmasına engel olamayıp biraz geriledim. Yüzümü görmemesi için aşağı baktım.
"Sen neden ağlıyorsun? Aman tanrım küçük bir bebek gibisin. Ben.. Ben korkutmak istemedim seni."
Lanet olsun gerçekten bebek gibiyim. Ağlamamı kesip ona revire kendim gidebileceğimi söylemek için bir adım attım fakat belimde ellerini hissettim.
_____
Gözlerimi açıp etrafa baktığımda hastane kokusundan buranın revir olduğunu anladım.
Alnımda bir soğukluk hissettim elimi oraya götürdüğümde karşılığında başka bir ele dokundum. Etrafıma bakınca Park Jimin'in alnıma buz koyduğunu ve o an öylece uykuya daldığını fark ettim. Böyle daha zararsızdı. Yüzünü incelemeye başladığımda gerçekten harika göründüğünü düşündüm. O gerçekten harikaydı~ Bakışlarım saçlarına kaydı. Güzel görünüyorlardı. Sarı renk ona yakışıyordu.
"Hey uyanmışsın?"
Gözlerini ovalayıp saçlarını düzeltti.
"Ah şey, sen orada bayıldın yani gerçekten çok dayanıksızsın. Ama kızarıklık biraz geçti. Bence bir sorun yok ama biraz daha dinlen başın dönebilir."
Cevap vermek yerine gözlerimi kapattım ve içimden küfürler etmeye başladım.
Birkaç dakika öyle durduktan sonra gittiğini umarak gözlerimi açtım ama o hala oradaydı ve bana bakıyordu.
"Neden hiç konuşmuyorsun? Kızlar benim için konuşmaya can atar."
"O tür kızlardan değilim."
"Sesin güzel."
"Seninki de peri kızı gibi."
"Aslında bu bir iltifat ama yanlış kişiye."
"Sınıfa gidebilir miyiz Jungmin merak etmiştir."
"Ah o geldi ders çıkışı seni kontrol etmek için ama sonra bir hoca çağırdı ve gitti. Erkek arkadaşın mı?"
"Hayır. Ayrıca sen hani kötü çocuktun bu ne gevezelik?"
Yüzüme afallamış gibi bakmaya başladı. Gözlerini devirip ayağa kalktı ve çıktı. Bu şey kendini ne sanıyordu cidden?
Çıkmasının ardından kapıya fırlattığım yastığı kapıyı açan kişi tutmuştu.
"Ya ne yaptım şimdi?"
"Jungie özür dilerim ben sana atmamıştım."
"Cidden kafanı sert vurmuşsun. Hayali arkadaşlarınla mı kavga ediyorsun?"
"Ya aynen hemde ne arkadaş!"
Jungmin gülerek kafasını salladı ve kalkmama yardım etti. Okulum geri kalanı boyunca burda uyumuştum. Ve daha ilk günden bütün dikkat üzerimdeydi. Sessizce şu aptal yerden mezun olamaz mıydım yani?

LUNATICWhere stories live. Discover now