-22-

2.6K 176 68
                                    

"Hadi ama yeterince geç kaldık zaten."

"Ya ejderha! Daha dersin başlamasına iki saat var. Kimse gelmemiştir bile."

Sinirle sızlandım okulun kapısından girerken.

Sabahın köründe beni kaldırıp hadi okula geç kalıyoruz diye korkuttuktan sonra hızla getirmesi çok sinir bozucuydu.

"Ejderha demen çok hoş minik! İyiki sarhoşken bunu söylediğini söylemişim."

Sınıfa doğru yöneldiğimde kolumdan tutup ters tarafa çevirdi.

"Müzik sınıfına gidiyoruz."

Şimdi anladım ben seni.

"Vay demek çalışkan bay Park kendini zorluyor."

Yarım ağız gülüp benden önce müzik sınıfına girdi.

Çantamı alıp kendininkiyle birlikte rastgele masaya fırlattı.

"Şimdi şöyle yapacağız minik, bu sefer sen piyanonun başında olacaksın ama şarkıyı daha baskın tutacağız."

Lafı ağzından alıp onun yerine konuştum.

"Bunun içinde piyano notalarını kalın tutmam gerekiyor."

"Aynen öyle bebeğim." dedi çantasındaki piyano notalarını çıkarırken.

"Ah tanrım notaları bile önceden hazırlamışsın!"

Kıkırdayıp göz kırptı.

"Unutma ben çalışkan bay Park'ım."

"Bunu haftaya göreceğiz."

"Ne alaka?"

"Hadi ama çalışkan bay Park'ın sınav haftasını unutup çalışmadığını söyleme bana."

"İyi de miniğim, çalışkan bay Park hiç sınav haftalarını kontrol etmez ki. O doğuştan zeki çalışmasına gerek yok."

"Ya ne demezsin."

Alay ederek piyanonun başına geçtim.

Parmaklarımı rastgele tuşlarda biraz dolaştırdım. Hazır olduğunu söylediğinde başladım.

____

"O geceyi hatırlıyor musun?
Söz verdiğini?"

"Hayır bebeğim, verdiğin sözleri."

Elindeki kağıdı kontrol edip iç geçirdi.

"Oh doğru, üzgünüm hadi baştan alalım."

Gözüm duvardaki saate kaydı ders birkaç dakikaya başlardı.

"Vaktimiz kalmadı." dedim çantamı alırken.
Notaları içine yerleştirip onunkini de sırtıma taktım.

"Harika, onu taşımalısın."

Göz devirerek koridora çıktım. İnsanların gözünde Jimin ile çıkmaya başladığımdan beri daha bir iyiydim.

Bakışları bile saygı duyuyordu sanki.

"Sanırım başarıyoruz ha?"

"Evet artık inceden kalına geçmen çok kolay. Hemen öğreniyorsun Jimin-ah!"

Sınıfa girip çantalarımızı sıraya koydum.

"Shijin ve Jungmin yok mu?"

"İlk randevularına çıkıyorlarmış, okulu astılar."

Gülmemek için kendini tuttuğunu fark ettim.

O ikisi cidden tatlıydı~

"Jimin-ah!"

"Hı?"

"İlk randevumuza çıkmalıyız."

Gözlerini kısıp bana baktı.

"Komik olma."

"Ya niye?"

"Sen ciddisin. Tamam bir gün 'ilk randevumuz'a çıkarız."

Tatmin olmuşcasına bir ses çıkardım.

"Neyse şimdi onu düşünmek yerine derse odaklan, hoca geldi."

Kapıdan giren gülen yüzlü adama baktım.

Sanki bugün pazartesi değilmiş gibi hunharca mutluluk saçıyordu etrafa.

Hocam...

Mal mısınız?!

"Sesli düşünme minik. Adam belki pazartesiyi seviyor."

Gözlerimi kocaman açıp içimden söylediğime emin olduğum bir küfür savurdum.

"Çocuklar, günaydın! Size harika bir haberim var. Biliyorsunuz haftaya sınavlarınız var ve harika müdürünüz size bir iyilik yapacak."

"Harika müdürümüz?"

"Şşt ejderha sessiz ol."

"Fısıldaman bile küçücük."

Yanımda sessizce kıkırdayan Jimin'i takmamaya çalışarak hocaya odaklandım.

"Yarın sizi rahatça ders çalışabilmeniz için doğanın içinde bir otele götüreceğiz! 2-3 günlük."

"Tanrım! Ne dedi o?"

"İlk randevumuzu okulun ayarladığını söyledi."

Anlamsızca Jimin'e bakarak konuşmaya devam ettim.

"3 günlük tatil var ve bavulumu yarın için hazırlamamı istiyorlar!"

"Ne var bunda minik?"

"Bu gece uyku yok."

"Aptalsın."

"Hayır, tedbirliyim."

"Öyle kısa kısa şeyler getirme!"

Söylediği şeyle ona şerefsiz gülüşü atarak havaya bakındım.

"Kıskandın mı ejderhacım?"

Bir an için ne söyleyeceğini bilemeyip panikledi.

"Hayır, sadece başka ejderhalar bacaklarına konar diye şey ettim."

______
Ehehe selam millet🙃
Biliyorum biraz geciktim ve evet üzgünüm. Biliyor musunuz kitabın sonunu belirledim dşjcşxjdl. Şimdi çokça yazacağım, final bölümüne geleceğim. Sizi seviyorum.
Ve bay🙃

LUNATICWhere stories live. Discover now