-5-

3.6K 227 4
                                    

Son dersten de çıkmıştık. Sessizce yerinden kalkıp giden Jimin'e baktım. Bi anlık cesaretle kolundan tuttum.
"Ne?"
"Nereye gidiyorsun?"
"Sanane."
"Ya söyle işte merak ettim!"
"Kuaföre?"
Gerçekten o kadar aptal mı görünüyorum Park Jimin? Ne yani beni geçiştirmek için söylediğin yalana bak!
"Aman ne iyi yalan. Sanki seni takip edemeyeceğim."
Birşey demeden göz devirip sınıftan çıktı.
"Jungie bugün başka bir işim var seninle gelemeyeceğim. Sonra izleriz film."
Açıklama bile yapmadan Jungmin'i yüzüstü bırakmam eminim bana kötüye mal olacaktı ama buna değerdi. Yani umarım.
Koşarak Jimin'e yetişmeye çalıştım. Çıkış kapısına geldiğinde arkasına geçip sırtına vurdum.
"Ah! Minik şöyle şeyler yapma kaç kere söyleyeceğim?"
"Ay özür dilerim. Hafızam cidden kötü. Eee kuaförde ne yapacaksın?"
"Sanane."
"Aslında ben de bi değişiklik yapmak istyordum bu aralar seninle gelebilir miyim?"
"Yo ne alaka."
"Lütfen lütfen lütfen nolur bak geliyim nolur."
Önünde diz çökmüş ona yalvarıyordum.
"Salak rezil olacağız kalk!"
"Yani evet?"
Sessizce iyi bir küfür bastıktan sonra yol kenarında duran motora doğru yürüdü.
"Aman tanrım motorun mu var?"
"Evet. Sever misin?"
"Benim de motorum vardı ama annem mezun olana kadar vermeyeceğini söyledi. O bebekle çok vakit harcıyordum da."
"Sen motor için fazla küçük değil misin?"
"Hah ne komik! Ayrıca sen süremezsin."
"Niye?"
"Çünkü iyi olup olmadığından emin değilim."
Sinirlenerek motora bindi ve elime kask fırlattı.
"Konuşacaksan defol git!"
Aman be huysuz. Senin iyiliğin için şey ettim ben burda. Yoksa banane yani.
Oflayarak arkasına bindim. Şimdi en kritik soruya geldik. Ben bu öküzün beline mi sarılacağım?
"Tutunsana zaten minicik birşeysin uçarsın gidersin sorumluluğunu ben üstlenmem."
Tam elimi kaldırıp ona vuracaktım ki yapmamam gerektiği aklıma geldi. Sen bi iyileş üstünden kamyonla geçmeyen ne olsun.
Çekinerek kollarımı beline doladım. Nefes alış verişiyle inip kalkan vücudu daha da hızlanmıştı. Bu gerçekten nefes kesen bir andı. Motorun hareket etmesiyle bütün okulun bizi izlediğini fark etmem bir oldu. Aman ne harika tablo ama!
Önüme dönüp kafamı ona yasladım. Aptal kask olmasa kokusunu duyabilirdim. Bir dahakine bunu takmayacağım. Tabi beni motoruna alırsa.
~~
Yol boyunca kalp atışını hissedebildim. Eğer sadece benim yanımdayken böyle ritimsiz atıyorsa sanırım bu iyi birşeydi.
"Hadi in."
"Geldik mi?"
"Yol ortasında seni bırakıp gidecek halim yok minik. Hadi in."
İstemeyerek de olsa kollarımı vücudundan ayırıp indim. O da inip motoru yol kenarında bir yere koydu. Hemen karşımızdaki kuaföre girdi.
"Jimin! Merhaba."
"Selam hyung. Her zamanki gibi yapacağız."
"Ah yine mi oldu Jimin bu sefer iyi misin?"
Karşısındaki adamın sorduğu soruyla bana döndü. Sonra adama yaklaşıp kulağına birşeyler söyledi, adam telaşla bana bakıp lafı gevelemeye başladı.
"Yani şey, bu sefer hangi renk olacak?"
Hangi renk mi? Saçını falan kestirir diye düşünmüştüm. Boyatacak mı?
"Saçını mı boyatacaksın?"
"Evet ne var bunda?"
"Yok birşey. Şey aslında.. Rengi ben seçebilir miyim?"
Aman tanrım ne diyorum ben? Kesinlikle buna izin vermez.
"Herneyse zaten hayır diyeceksin. Ne sıklıkla saçını boyatıyorsun?"
"Değişiyor."
"Neye bağlı peki yani öyle aklına esince mi?"
"Hayır. Birşey var o gelince boyatıyorum. Sonra bir dahaki geleceği zamanı bekliyorum."
Acaba gelen şey de ne? Kız olsaydı farklı farklı şeyler düşünebilirdim.
"Cevabım evet bu arada."
"Hı?"
"Tamam dedim işte. Ne renge boyatacağımı düşünmektense seçimi sana bırakıyorum. Umarım zevkin iyidir."
O soruyu öylesine sordum ben yani nasıl seçeceğim şimdi? Ah bir dakika sanırım şu an içimdeki şeytanı dışarı çıkarabilirim.
"Tamam ama sen rengi boyandıktan sonra göreceksin. Sürpriz olsun."
Göz devirip aynanın önüne oturdu sanırım bu evet demekti.
"Ama önce ben senin saç rengini seçeceğim."
"İyi de ben boyatmayı düşünmüyorum ki."
"O zaman benimkini seçemezsin."
"Aman ya iyi bende boyatacağım ama şimdilik büyük bir değişiklik istemiyorum."
"Tamamdır minik. Ama seninki de sürpriz olsun."
Onaylayıp yanındaki adamın kulağına birşeyler fısıldamasını izledim. Cümlesi bitince adam şaşkınca ona dönüp konuşmaya başladı.
"Vay Jimin zevklerin gerçekten çok güzel!"
_____
Saçlarımı yıkayıp kuruturken övgüler yağdırıyordu kuaför. Jimin'in bana aptalca bir şaka yaptığını düşündüm ama aynaya bakınca gerçekten güzel olduğunu gördüm. Sadece uçları siyaha boyanmıştı büyük değişim yoktu ve çok harika görünüyordu. Ne tepki vereceğini merak edip Jimin'e döndüm sadece bakıyordu. O bakışı bile çok güzeldi.
"Nasıl olmuş?"
"Minik sen gerçekten harika görünüyorsun. Zevklerim iyiymiş."
Gülümseyip neden insanların ondan korktuğunu düşündüm. Soğuk değildi. Korkunç değildi.
"Sıra bana geldi hadi seç rengimi."
Kendimi kötü kadın gülüşü atmaktan alıkoyamıyordum.

Bana merakla bakan adama yaklaşıp kulağına fısıldadım.
"Pembe."

LUNATICWhere stories live. Discover now