0.8 Kayıp

827 83 32
                                    

Shinra salonundaki tekli koltukta oturmuş endişeyle bir ayağını sallamakla meşguldü. Stresli hissediyordu ve ortamda bariz bir gerilim vardı. Omuzunda hissettiği elle başını kaldırarak ona baktı. 

"Endişelenme Shinra, eminim o iyidir." Celty'nin kendisine gösterdiği tablete başını sallayarak bakışlarını kapıya odakladı. Aynı anda kapının zili odada duyulmuştu. Hızla ayağa kalkarak kapıyı bir çırpıda açı verdi. 

Shizuo çattığı kaşlarıyla Shinra'ya bakarken onun yüzündeki endişe dolu ifadeyi görünce bir şeylerin ters gittiğini anladı. Daha bir kaç saat önce görüşmüşlerdi ve onu birden bire çağırmaları zaten normal olamazdı.

"Ne oldu?" Sesini tek düze tutmaya çalışsa da en büyük korkuları aklına doluşmuş yüreğini mengenelere sıkıştırmaya başlamıştı bile. Ya bu durum İzaya ile ilgili ise? Ya İzaya'ya bir şey olduysa?

"İçeri geç Shizuo. Henüz ortada bir şey yok, ama olabilir de. Bunu en iyi sen bulabilirsin. Beta olduğum için bu tür duyguları anlayamıyorum ama sen onu hissedebilirsin öyle değil mi?"

Shizuo kendini koltuklardan birine attığında başını önüne eğmiş ve mümkünmüş gibi kaşlarını iyice çatmıştı. Yanılmamıştı. İzaya ile ilgili bir durum vardı. 

"Ne oldu Shinra? Bana adam gibi anlat şunu." 

Shinra derin bir nefes alarak Shizuo'nun karşısına oturdu ve Celty'e baktı destek istermiş gibi. 

"İzaya'yı bulamıyorum."

Shizuo'nun büyümüş gözleri ve şaşkın bakışları Shinra ve Celty arasında gidip gelmişti.

"Nasıl yani? Ne demek bulamıyorum. Ne demek istiyorsun?"

Gözünün önünde Shizuo'nun değişen ifadelerini izledi. Bir anda ayağa kalkmış ve endişeyle odada volta atmaya başlamıştı.

"Seninle konuştuktan sonra Celty ile birlikte İzaya'ya girmeye karar vermiştik. Nasıl olduğuna bakacaktık, muayene falan edecektim işte. Ona gel dememe rağmen dün gelmemişti bana."

Shizuo, Shinra'ya doğru dönerek yürüyüp yanına oturdu ve başını sallayarak devam etmesini bekledi.

"Ofisinde yoktu, öyle olunca bizde herhalde evinde diye ofisinin üst katındaki dairesine gittik ama kapıyı kimse açmadı. Ben, belki durumu kötüleşmiştir içeridedir ve açamıyordur diye panik yapınca Celty kapıyı kırdı ama evde de kimse yoktu. Telefonlarını aradık ama kapalıydı. Sonra onun hani bir asistanı var Namie, onu aradık İzaya'yı sormak için."

"Ee?"

"İşten çıkarmış. Dün gece birden bire arayıp Namie'yi işten çıkarmış."

"Nasıl yani? Bu ne demek?" Shizuo'nun sinirli sert sesi kendisine yönelik olmasa da Shinra rahatsız hissetmişti. Her ne kadar İzaya'dan ne kadar nefret ettiğini defalarca dile getirse de söz konusu yine İzaya olduğunda Shizuo beklenilemez davranışlar gösteriyordu. Belki de kabul etmek istemedikleri halde eş olmalarıydı bunun sebebi.

"Bilmiyorum Shizuo, ofisinde yok, evde yok, hiçbir yerde yok. Anlıyor musun?"

Shizuo ellerini saçlarının arasından geçirip onları dağıttı ve başını yere eğerek kendini düşünmeye zorladı.

"Ama ben buradayken uzaklaşıp başka yerlere gidemez. Giderse hastalanacak?"

Shinra başını olumlu anlamda salladıktan sonra Shizuo'ya döndü ve tekrar konuşmaya başladı.

"Liseden beri dönemini bastırmak için aldığı ilaçlar vücudunun direncini çok zayıflattı. Omegaların kullandığı bu tür ilaçlar bu konuda faydalı olsa da doğal yapılarına zarar veren şeyler. Günümüzde kullanmak çok yaygın olsa bile, eşi olan bir omeganın kullanmaması gerekir artık. Dönemini eşiyle birlikte sağlıklı bir şekilde atlatması gerekir. Fakat İzaya sürekli..."

Shizuo buruk bir şekilde Shinra'ya baktı ve sözünün devamını getirdi.

"Benimle olamazdı ya? Başından beri bunu hiç istemedi. Lise de onun o kızgınlığa girmiş halini görünce ben... Ben kendime hakim olamadım. Kokusu öyle davetkardı ki, hareketlerime engel olamadım. O an için çok doğru gibi gelmişti. Sanki öyle olması gerekiyormuş gibi. Sanki biz bunu defalarca yapmışız gibi. Bunun... Bu duygunun nasıl bir şey olduğunu anlatamam sana. İçimde ona hayatıyla bağlanmış bir can var. Bir parçam bana ait gibi ama tamamen ona ait. Söküp atamayacağım bir şey. İzaya'ya bir şey olmasına izin veremem. Onun yokluğuyla yaşayabileceğimi sanmıyorum. Birlikte olamasak bile, birbirimizden olabildiğimiz en uzak şekilde yaşamaktan başka şansımız yok."

"Gidip onu bul, onun varlığını seziyorsun değil mi?" Shizuo sadece başını sallamakla yetindi. Derin bir nefes aldıktan sonra ayağa kalktı ve kapıdan çıkarak Shinjuku'ya doğru yöneldi. Onu bulduğunda ne diyeceğini bilmiyordu ama onu sağlıklı görmeye ihtiyacı vardı. Ardından tekrar kendi hayatlarına dönebilirlerdi.  


*Selam millet :) 

Bu aralar Shizaya hikayelerine sardım da bana en çok sevdiğiniz ilk bir kaç shizaya hikayenizi paylaşır mısınız watty de olan? Bitmiş ya da en az on bölümü falan olursa çok makbule geçer. Bir iki bölümlük hikayeler çerez tadında oluyor okuduğumdan bir şey anlamıyorum hemen bitiveriyor :D bölümler bittiğinde okumak daha mantıklı. Lütfen lütfen angst olmasın. Yazar çok sulu göz çünki :'((( 

 Yazar çok sulu göz çünki :'((( 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Efsane (Shizaya AU)Where stories live. Discover now