1.7 Bir Ev Üç Adam

661 76 20
                                    


Gözler biribirini bulduğu anda etraftaki her şey silikleşip kaybolmuştu. İçinde kayboldukları derinlik zihinlerini bulanıklaştırıyordu. Adeta yüksek doz da alınan bir uyuşturucu etkisi gibi. Saf bir mutluluk yüreği yoklarken onların yerden kesilen ayaklarının zemini hissetmesini sağlayan genç adam sözleriyle anı bozdu.

"Balayındaki bir çifti elinde bavulu ile ziyaret etmesine neden olacak nasıl bir sebep olabilir acaba? Hmm, evin mi yandı Shizuo? Belki su basmıştır, yoksa bir vinç yanlışlıkla yıkıverdi mi?"

Yüzündeki arsız gülüş Shizuo'nun sınırlarını zorlarken yumruk yaptığı elleriyle kapının önünde öylece dikilmeye devam etti. Bakışları sevdiği adama kaydığında onun ilgiyle kendisini izlediğini görmüştü. Tüm bunları hak ettiğini ve katlanması gerektiği gerçeği ile Nishi'yi yerin dibine gömme arzusunu görmezden gelmeye çalışarak derin bir nefes aldı. Ne demişti Shinra, 'Öncelikle sakin olmalısın Shizuo, eğer kendini öfkene kaptırırsan kaybedersin. Seni bile bile kışkırtmaya çalışıyor olacak.'

"Çekil kapının önünden Nishi de Shizuo içeri girebilsin."

"Sen iste sevgili eşim." Shizuo hissettiği burukluk ile içeri doğru bir adım atarken Nishi'de onun arkasından ilerlemişti. Sırtında hissettiği keskin çakı ile dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı.

"Nishi, Shizuo'ya adam gibi her şeyi anlatmazsan bu acıyı tadarsın haberin olsun."

İzaya öfkeyle fısıldamıştı genç adama. Yine de bu halleri bile ona çok sevimli geliyordu. Ne kadar havlarsa havlasın tehditkar olmayı başaramayan süslü püslü evcil köpekler gibi gelmişti gözüne. Onu daha da gaza getirmek istemediği için sadece sessizce başını salladı ve sırtında hissettiği çakı aniden kayboldu.

Üç adam salonda oturmuş, sessiz gerginlik odayı sarmıştı. Shizuo'nun sakin sesi oda da çınladı.

"O gün siz ayrıldıktan sonra Shinra oldukça endişelendi İzaya için. Çünkü onun hala iyi olmadığını biliyordu. Bu yüzden beni buraya yolladı. O sağlığına kavuşana kadar yanında kalmam için. İzaya kendi sağlığı ve bizde onun sağlığı hakkında endişeliyiz öyle değil mi? Bu yüzden iyi anlaşmaya çalışsak iyi olur."

Shizuo hiçbir zaman dudaklarından döküleceğini tahmin etmediği cümleleri söylerken nasıl birine dönüşmeye başladığını çözemez halde kendini rahatsız hissetmişti.

"Vay canına bazen Shizuo'da mantıklı olabiliyormuş yalnız odamızdaki yatağa üç adamın sığamayacağına eminim." Nishi bu cümlenin ardından Shizuo'nun kendini tutamaycağına emindi. Bir anda üzerindeki ağırlığa baktığın da gördüğü kişi Shizuo değil İzaya'ydı.

Genç adam gözüne yediği sert yumruğun ardından ikinci bir yumruk için hazırlanmıştı kendini ki Shizuo İzaya'yı tişörtünün arkasından yakaladığı gibi Nishi'nin üzerinden almış ve havaya kaldırmıştı. Onu tıpkı bir kedi enciğini ensesinden tutar gibi tutuyordu. Yüzünde kendisine çok yakışan harika bir gülümseme vardı. Genç adamı yere bırakırken ölümcül bakışlarını Nishi'ye dikti. O şefkatli bakışlar birden bire nasılda hızla değişmişti.

"Emin ol iki kişi rahatlıkla sığabiliyor ve yine emin ol düşüncelerindeki fazlalık sensin Nishi. Senin asla yapamayacağın bir şekilde biz bunu daha önce denedik ve tescil ettirdik."

İzaya'nın gözleri Shizuo'nun sözleri üzerine büyürken yanakları da tatlı bir pembeliğe bürünmüştü. Yüzü düşen Nishi, keyifle gülümseyen Shizuo, son kazananın kim olduğunu gösterir gibiydi.

Nishi toparlanıp yerden kalkarken Shizuo eline çantasını alıp bakışlarını ikisi üzerinde gezdirdi.

"Pekala, ben hangi oda da kalacağım?"

Efsane (Shizaya AU)Where stories live. Discover now