2.3 Darılmadım Ki

657 68 13
                                    



Shizuo hafif oturur pozisyona geçerken sırtını yatak başlığına dayamıştı. Yerde duran pantolonuna eğilip cebindeki paketi aldıktan sonra pantolonu aldığı yere geri bıraktı. Dudaklarına götürdüğü dalı yakıp boşta kalan kolunu hala yanında yatan İzaya'nın sırtında narince gezdiriyor, onun bembeyaz ve pürüzsüz tenini okşuyordu.

Bakışlarını karanlık gökyüzüne çevirdiğinde derince bir nefes daha çekti sigarasından. Omegasının bakışlarını üzerinde sezmişçesine ona döndürmüştü başını ve kendisine ışıl ışıl parlayan gözlerle bakan gözlere odaklanmıştı.

"Ne zaman, nasıl hatırladın?"

Bakışlarını kaçırmadan gülümsedi ve bitmek üzere olan izmariti komodinin üzerindeki kültablasına söndürdükten sonra ikisinin bedenlerini örten saten çarşafın içinde biraz daha aşağı doğru kaykılarak İzaya'yı göğsüne doğru çekti. Siyah saçlar hoyratça teninin üstünde dağılmışken eli İzaya'nın kalçalarında gezinmeye başlamış ve siyah saçlı genç adamın içinde hoş kıpırtılar hissetmesine sebep olmuştu.

"Yazdığın günlük sayesinde."

İzaya duydukları ile dudaklarını büzdü. "Fikrimin işe yaraması güzel tabi ama düşüncemin gerçekleşmesi beni daha çok korkutuyor. Ya bir daha ki sefere hiç hatırlayamazsak, o zaman ne yapacağız fy anadl?"

Shizuo bu sözler üzerine İzaya'yı tamamen üstüne çekmiş ve yüz yüze gelmelerini sağlamıştı. Onun tüm vücudu böylesine kendisine temas ederken düşünmekte zorluk çekiyordu.

"İzaya bir daha asla böyle şeyler düşünme! Bu asla gerçekleşmeyecek, gerçekleşmesine izin vermeyeceğim. Bana güveniyor musun?" İzaya tüm ciddiyetiyle gözlerini kendinden kaçırmayan adama başını sallayarak onay verdi. Elbetteki ona güveniyordu. Hatta kendine güvendiğinden bile fazla güveniyordu sevdiği adama.

"Pekala, ömrümüzü bir sonrakini düşünerek ya da ilkokulda karşılaşmamıza rağmen kıymetini bilemediğimiz geçmişimizi düşünerek harcamayalım. Bundan sonra nasıl yaşamak istediğimize odaklanalım." 

Kıstığı gözleri ile sevimlice gülümsedikten sonra Shizuo'nun dudaklarına kısa ama oldukça tatlı bir buse kondurdu.

"Bir tane daha..." Shizuo'nun sesi oldukça kısık olsa da aralarındaki yakın mesafeden ötürü net bir şekilde duyulmuştu. İzaya tekrar kıkırdadı neşeyle. Ardından bir daha uzandı o dudaklara, bu öpücük azıcık daha uzun sürmüştü.

Shizuo bakışlarını İzaya'nın öpülmekten kızarmış ve şişmiş dudaklarından ayırmıyordu. Ve açgölülükle tekrar konuştu.

"Hadi bir tane daha..."

Göğsüne yediği sert olamayacak kadar nazik yumruğun ardından birden hareket etmiş ve üstünde olan İzaya'yı altına alarak burnuna bir öpücük kondurmuştu.

"Sekiz... Sekiz asır sevgilim ve ben sana asla doyamayacağım..."

İzaya ellerini Shizuo'nun sarı saçlarına götürdü ve narince okşadı. Burnuna dolan alfasının kokusu içine öyle bir huzur veriyordu ki bütün acılar silinip gidiyordu. Kendi içinde kendisinin de onun varlığına asla doyamacağını düşünüyordu ki Shizuo'nun sesi ile ona odaklanmaya çalıştı

"Beni affettiğin için sana müteşekkirim ruhum. Sana ne kadar zarar verdiğimi hatırladıkça, nasıl hastalandığın, ne kadar çok üzüldüğün aklıma geldikçe delirecek gibi oluyorum. Sana... Sana nasıl... Ya attığım direklerden biri denk gelseydi... Kendi ölümümü kendi ellerimle getirmiş olurdum."

İzaya saçları okşayan elleri Shizuo'nun iki yanağına koyarak ona anlayışla baktı. Genç adamın gözlerinde pişmanlığının ruhuna nasıl işkenceler yaptığını görebiliyordu. Nefesleri birbirine karışacak kadar onu yakınına çekti ve konuştu.

"Sana hiç darılmadım ki sevgilim. İkebukuro'nun sokaklarında beni kovalarken de sana dargın değildim aslında. Aksine sana aşıktım, diğer yarım olduğunu bilmediğim halde. Adaletli bir adam olduğunu, iyi yürekli olduğunu en iyi ben biliyorum. Gördüğünü sandığın şeyi kabul edemeyecek yapını bilirken seni suçlamak haksızlık olurdu. Beni kötüleştiren bunlar değildi. Her gözlerimi kapattığımda senin sıcaklığına daha da bağlanırken yatağın soğuk tarafıyla uyanmaktı kaldıramadığım. Ellerimi uzatsam tutabilecek kadar yakınımdayken hissettiğim yalnızlıktı..."

Kollarını Shizuo'nun boynuna dolayıp sıkıca sarıldı ona. Öyle bir sarılıyorlardı ki sanki ruhlarıydı mümkünmüş gibi birbirine dolanan. Omuzunda hissettiği dudakların ardından içinde hissettiği dolulukla bedeninin kendini zevke bırakışını duyumsadı İzaya. Büyük bir özlemi vardı sevdiği adama, bu büyük ama sıcak eller günlerce bedenini okşamaya devam etse bile bitmeyecek bir özlem gibiydi bu...

Efsane (Shizaya AU)Where stories live. Discover now