2.5 Shizaya Dedikoduları Başlasın

585 62 12
                                    

Henüz akşamüzeriydi ve İkebkuruo'nun işlek caddeleri kalabalık dar sokakları ıssızdı. Barmen kıyafetli adam elinde bir kaç çantayla caddenin bir tarafında, kolları ve şapkası kürkle bezenmiş siyah montlu adam diğer tarafında yürüyordu.

Sokağın ortasında çınlayan erkeksi ses herkesin dikkatini çekmişçesine bakışları üzerinde topladı.

"Ne halt yiyorsun orda pire, gelsene şuraya!"

Siyah saçlı genç kafasına şapkasını geçirirken sinirli bakışlarını sarışına odakladı.

"Kessene şunu, senin yüzünden herkes bizi tanıdı ve buraya bakıyor!"

Shizuo alnında atan damarla büyüttüğü gözlerini genç adama dikmişti ki sakinleşmesi gerektiğini düşünerek elindeki çantaları yere bırakıp cebinden sigara paketini çıkardı. Gözlüklerinin üzerinden şöyle bir etrafı süzdüğünde İkebukurolu'ların etraflarını sardığını fark etmişti. Derin bir nefes çekti içine.

"Ne bakıyorsunuz teme! Kavga falan etmeyeceğiz yürüyün gidin işinize!"

Tehditkar sesi insancıkları yerinde zıplatırken herkes telaş içinde bir yerlere koşturmaya başladı ve kalabalık dağılıp gitti. Sokağın diğer ucunda duran İzaya yüzünde bir sırıtma ile hala Shizuo'ya bakıyordu.

"Eğer şuraya gelmezsen ben gelir seni yine kucaklarım İzaya, sen seç!"

Korkuyla gözleri büyüyen genç ellerini arkasında birleştirmiş tedirgince çıldırtacak bir yavaşlıkta sokağın karşısına geçti ve Shizuo'nun karşısında durdu.

"İşte tam da bunun için istememiştim dikkat çekmek, ama sayende böyle bir şey mümkün değil. İnsanlar çoktan hakkımızda bir sürü dedikodu yapıp chat sitelerine boy boy fotoğraflarımızı yollamıştır." Shizuo biten sigarasını yere atıp ayağının altında ezdikten sonra yüzünde kurnaz bir sırıtmayla yukarı kalkan kaşlarının eşliğinde İzaya'ya döndü.

"Öyle mi, o zaman onlara bir poz verelim."

Atik bir şekilde bir elini İzaya'nın beline atarak onu kendine doğru çektikten sonra İzaya'nın itiraz etmesine fırsat bile vermeden dudaklarına kapandı. Onları uzak köşelerden izleyen meraklılardan yüksek sesli hayret nidaları etrafta duyulurken onlar bunu duyabilecek farkındalıkta değillerdi. Bulanık zihinler tamamen birbirine odaklanmış, akıllarda yer eden her düşünce uçup gitmişti. Bedenler güçlükle birbirinden ayrıldığında Shizuo gözlerini İzaya'nın utanmış kendinden kaçırdığı bakışlarında gezdirerek dudaklarını yaladı. Evet, bıkmadan usanmadan her defasında utanabilen bir eşi vardı. Eğilip yerdeki eşyalarını tekrar toparladıktan sonra boşta kalan eliyle İzaya'nın elini tuttu.

"Hadi evimize gidelim artık."

Bir süre sonra aklına yeni gelen düşünceler bakışlarına bir ciddiyetlik yerleşmesine sebep oldu.

"Nishi ile bir şeyler konuştuğunuzu duydum mutfakta?"

Önce öylece donan sonra da neler söyleceğini planlayan İzaya'dan bakışlarını çekmedi. Onun hal ve hareketlerinden kendisine karşı dürüst olmayacağını çoktan anlamıştı.

"Aslında biz bir işin peşindeydik ve o konuda konuşuyorduk. Araştırdığımız bir kişi var ama bunu şimdi burada konuşmayalım."

Onun samimi ses tonu ve bakışlarından, beklentisinin aksine kendisine gerçekleri söylediğini anladı ve başını sallayarak onu onayladı. İçinden bir ses bunun gerçekten önemli bir konu olduğunu söylüyordu. Daha sonra konuyu tekrar açmayı zihninin bir köşesine yazarken köşeyi döndüğünde evini görmesiyle yüzüne yerleşen bir gülümseme eşliğinde adımlarını hızlandırdı. İzaya'nın ona ayak uydurabilmesi için daha çok çabalaması gerekmişti çünkü Shizuo'nun bacakları kadar uzun değildi kendisininkiler.

Merdivenleri seri bir şekilde aştıktan sonra bildiği ama daha önce hiç gelmediği evin kapısının önünde durdu. Gizli gizli gelmek ve etrafı kurcalamak istese bile buna cesaret edememişti daha önce. Çünkü istemese bile bırakacağı kokudan Shizuo onun varlığını hissederdi.

Sarışın adam tatlı bir heyecanla anahtarlarına ulaştığında içini saran tarifsiz duyguyla doldu İzaya. Artık bu ev sadece Shizuo'nun değil onun varlığıyla da dolacaktı. Evin her yerindeki Shizuo'ya ait olan koku değişecek ikisine ait olan ve varlıklarını birbirine karıştıran bambaşka bir koku saracaktı her bir yanı.

Shizuo'da İzaya gibi aynı hislerle doluydu. Bu hissiz duvarlarla çevrili kendisi için bir anlamı olmayan daire en nihayetinde sadece İzaya'nın varlığının dolması ile evim diyebileceği bir mertebeye ulaşabilecekti.

Kapıdan gelen klik sesinin ardından gıcırdayarak içeri doğru açılması Shizuo'nun aniden arkasını dönerek İzaya'yı kucağına alması ve eşikten adımını atmasıyla son buldu. Kendisine yönelen büyümüş şaşkın bakışlara gözlerini kenetlendiğinde sevgilisinin kulağına eğilerek içi hoş eden bir tonla fısıldadı genç adam.

"Evine hoş geldin ruhum."



*Laaann :D eriyip bitiyorum olum bu ne? Sıvılaşarak oturduğum koltuktan kayıp yerle bütünleşecem neredeyse.. Aysshh bana bişiler oluyorr :D 

  

Efsane (Shizaya AU)Where stories live. Discover now