2.0 Günlük

636 68 6
                                    



"Fark ettim ki, her geçen bir sonraki yaşam da anılara kavuşmak daha çok uzun yılları alıyor. Bu günlüğü bir gün gelirde, sen ya da ben; ikimizden biri hiç hatırlayamazsa diye hissetiğim korku yüzünden yazıyorum."

Shizuo elleri titrerken kara ciltli eskimiş, sararıp solmuş sayfalarla dolu el yazması kitabı tutarken içinde bulunduğu durumu kabul etmeye çalışırcasına gözlerini defalarca kırptı. Ardından zarar vermekten korkan bir narinlikle tekrar güzel el yazısına kaydı bakışları.

"1840 yılında doğmuştuk. Ülkemiz bir savaşın ortasındaydı ve sen beni savaşan ön cephede iken bir sabah ansızın hatırlamışsın. Önce sadece bir rüya demiş ardından her gün durmadan, bıkmadan farklı farklı hayatlarımızı gördükçe gerçekliğini kabullenmişsin. Savaşın ortasında beni bulma umudun bile bir ağacın gölgesi altında güneşi görmeden tomurcuklanan çiceğin yaşayabileceğine dair umudundan azken sen, beni aradın bıkıp usanmadan ve sonunda bir mucize gibi gelip buldun sevgilim. Seni görür gözmez sana aşık oldum ve birlikte yaşadık sonrasında ama seni hatırlamam ömrümün yarısından daha uzun sürdü. Kötü ya da iyi sonla bitmesi umurumda değildi farkına vardığımda, seninle yaşayabildiğim andaydı mutluluklar ve ben onlardan mahrum büyüdüm, yaşlandım bu defa. Bu yüzden henüz geç olmadan oku, oku ve beni hatırla sevgilim."

Saatler geçmişti, akşam olmuş ardından gökyüzü karanlığa dönerken gece olmuştu. Şafağın sökmesine bir kaç saat kalmışken Shizuo hala evin önünde park halinde duran aracın içinde elinde tuttuğu günlükle oturuyordu. İzaya'nın yazdığı günlüğün son sayfasını da çevirdikten sonra biten kitabı yanındaki koltuğa nazikçe bırakarak kollarını direksiyona uzatarak başını üstüne dayadı.

Hala akıyordu göz yaşları hesapsızca. Ne zaman ağlamaya başlamıştı? İlk hayatlarının sonunu okuduğunda mı? Daha henüz bir araya yeni gelmiş, ömürlerinin baharındayken, birbirlerine doyamadan göçüp gitmişlerdi. Bir çağrışım gibi tıpkı o adamın sızısı sardı yüreğini, omegasını ve çocuğunu kaybeden bir savaşçı ve avcıya ait olan sızı. Boğazına oturan yumru ile nefes alamadı bir an, boğazından garip sesler yükselirken zorladı kendini nefes almaya. Yumruk yaptığı eliyle vurdu göğsüne, kalbinin üzerine. Bu tıpkı yediği bir şeyin nefes borusuna takılıp kalması ve oradan bir türlü çıkmaması gibi bir çaresizlikti onu öldüren. Her hayatlarında önce ölen kendisiydi. Omegası da aynı çaresizlikle kendini ödürüyordu ardından. Bu nasıl lanet bir şeydi? Nasıl olabilirdi böyle bir zalimlik?

Yaşamlarını düşündü, birbirlerinden nefret ederek düşman olamayacakları bir kader biçilmişti onlara doğdukları an. Neden bu hale gelmişlerdi? Sonra bir kaç gün önceyi anımsadı. "Shizuo sence biz neden bu hale geldik?" demişti gözlerinin içine bakarak İzaya.

"Ö-zür dile-rim."

"Öz-ür di-lerim."

"Özür di-le-rim fy e-na-id."

Hıçkırıkları arasında sessiz fısıltıları boş arabada çınlıyor dönüp yine kendini buluyordu. Ellerini ağlamaktan acıyan gözlerinin üzerine kapatarak doğrulmaya çalıştı. Kendini sakinleştirmeye çalışarak derin derin nefesler aldı ve bir kaç dakika sonra arabanın kapısını açarak gecenin ayazına çıktı. Üzerindeki incecik tişört ile iliklerine kadar hissetmişti soğuğu. Sırtını arabaya dayayarak önünde duran evlerinin bulunduğu apartmana dikti bakışlarını. Cebinden çıkardığı paketten bir dal alarak dudaklarına götürdü ve yavaşlıkla yaktı ucunu. Derince bir nefes çektiğinde içine yüzünde hala kederli bir ifade ile.

Eve adımını attığı andan itibaren bu ifadeyi ve yüreğindekileri yok etmek zorunda olduğunu, omegasının karşısına her zaman olduğu gibi güçlü bir alfa olarak çıkması gerektiğini biliyordu.

Hissettiği tüm korkuları ve zayıflıkları dudakları arasındaki yanıp kül olan sigaraymış gibi düşünmeye çalıştı. Yarın olduğunda İzaya'ya hesapsızca sarılacak, eğer olurda bir gün onu bir adamı öldürecekken görebileceği bir an gelirse ondan önce davranıp o kişiyi kendi öldürecekti. Uğruna bir seri katil bile olabilecek kadar onu sevdiğini nasıl olurda unutabilmişti?

Henüz kendini bile affedememişken bir an önce yarın olsunda ona kendimi affettirebilsem düşüncesi içinde yürümeye başladı apartmanın merdivenlerine.


Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.
Efsane (Shizaya AU)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant