1.8 Bir Sabah

698 77 21
                                    


Shizuo elinde tuttuğu jiletle tekrar karşısındaki aynaya çekti bakışlarını. Hayatının hiçbir evresinde şu son bir kaç ayda olduğu kadar uzatmamıştı sakallarını. Kendini daha önce hiç böyle görmediğinin bilinci ile neden aynaya baktığında gördüğü suratın onda tanıdıklık hissi uyandırdığına anlam veremiyordu. Aklındaki düşünceleri anlamsız bularak yaptığı işe konsantre olmaya çalıştı.

Traşını olduktan sonra odasına ilerlemiş ve çıplak üstüne koltukta bulduğu bir tişörtü geçirerek odasından çıkmıştı. Adımları omegasının odasına yönelirken yüzünde hesapsız bir mutluluk ifadesi vardı. Çok eskiden bildiği bir mutluluktu bu, kaybıyla acısını en derinlerine kadar hissettiği ama bir daha kaybetmemek için elinden geleni yapacağı bir lütuf gibi.

Kibarlıkla ses çıkarmama çabası içinde kapıyı açarak içeri girdiğinde onu yatağın ortasında yan yatıp ayaklarını kendine çekerek kollarını etrafına sarmış halde bulmuştu. Tıpkı cenin gibi bir pozisyondaydı. Adım adım yaklaştığında gözünden akan yaşları fark etti. Dudakları sessizlikte kıpırdıyor bilmediği bir dilde kelimeler söylüyordu.

Yatağın kenarına oturarak ellerini onun pamuksu teninde gezdirdi ve göz yaşlarını sildi aynı narinlikle. Dudaklarını saçlarında gezdirmiş, eli bıraktığı işarette oyalanmıştı bir süre. Alfasını hisseden omega gevşeyerek yüzüne bir gülümseme yerleştirirken fısıldayışları kesilmişti. Bilinçsizce eli Shizuo'nun kolunu sararken uyumaya devam etti.

Shizuo onun bu haline gülerken uyandırmaktan çekinerek yanına uzandı ve İzaya'yı göğsüne doğru çekti. Belki bir saat belki de yarım saat sonra İzaya gözlerini açarken hissettiği ilk şey başının altında atan kalp oldu. Hışımla kendini geriye doğru atarken Shizuo'yu görmesi ile bakışları büyüdü.

"Odam da ne işin var?"

Shizuo keyifle gülümserken yatakta gerinerek kollarını başının altına koydu.

"Belki alfana bir günaydın öpücüğü vermek istersin diye düşündüm." İzaya bir kabus görür gibi bembeyaz kesildi. Shizuo kaşlarını çatarken İzaya'nın tepkilerinin normal olmadığını fark etmişti. Şimdiye kadar çoktan bıçağını falan çıkarır diye hesaplamıştı.

"İzaya neyin var? Üzgünüm, sadece seni şaşırtmak istemiştim."

İzaya başını iki yana salladı, yataktan inerken adım adım odanın diğer ucuna kadar gerilemişti.

"Yapma Shizuo, onlardan biriymişsin gibi bakma bana! Bu beni çıldırtıyor!"

Shizuo çattığı kaşlarıyla aniden yataktan kalkarak İzaya'ya doğru yürümeye başladı. Onun ne demek istediğini anlamıyordu. Aralarında bir kaç adım kaldığında İzaya elini aralarına doğru uzatmış ve dur işareti yapmıştı. Shizuo kararlılıkla elini uzatarak onun elini tutmuş ve dudaklarına götürmüştü.

"İzaya biliyorum lanet olası bir aptaldan başka bir şey değilim."

"Ve odunsun." İzaya'dan çıkan ses ile başını sallayarak devam etti.

"Evet, odun az kalır bile tam bir kalasım. İşlenmiş ama olmamışından."

"Vahşi doğada yaşayan bir ayı?"

Shizuo İzaya'nın düşünen ciddi bakışları ile kendisine bakarken aklında daha da kendisine söyleyecek sıfatlar türettiğini anlamıştı. Ona doğru bir adım daha atarken yüzünde sadece bir gülümseme vardı. İzaya'nın titremeye başlayan eline kaydı gözleri.

"Özür dilerim, çok ama çok... Özür dilerim!" Dizlerini kırarak İzaya'nın önünde eğildi. Onun kendisinden kaçmasını istemiyordu. Verdiği tepkiler sanki aniden koşarak uzaklaşacakmış gibiydi.

"Hala bir rüyadayım değil mi Shizu-chan? Ama çözemiyorum bu hangi yıl. 1300lü yıllar olamaz, 1500lü de olamaz. Odaya ve bize bak, sanki yaşadığım anda gibi, belki de en yakın olan 1800'lü yılların sonları?"

İzaya'nın gözleri kendine boş boş bakan Shizuo'nun gözlerini bulduğunda hayal kırıklığı ile sarsıldı. Aklını dolduran düşünceler dudaklarından dökülmüştü.

"Belki de gerçekten delirdim."

Shizuo sevdiği adamı böyle görmeye dayanamayarak kendini tutamadan kollarını ona dolayıp kucağına çekti. Onu sımsıkı sarıyor ve göğsüne bastırıyordu. Omegasının hıçkırıklarla sarsılan omuzları içine yeni hüzünler salarken bu dertten nasıl kurtulabileceklerini düşündü. Ona inanıyordu, gördüklerinin gerçekliğine içindeki ruhun her şeyiyle inandığını biliyordu. Kollarını hafifçe geri çekerken bir elini İzaya'nın çenesine koyarak yüzünü yukarı kaldırdı ve ıslak, gözyaşlarından dolu dolu gözlerine baktı.

"Hatırlayacağım, söz veriyorum seninle yaşadığım her şeyi, her anı hatırlayacağım sevgilim. Kayıp benliğimi bulup karşına çıktığımda beni son kez affet lütfen." Dudakları genç adamın gözlerinin üzerinde gezindi şefkatle ve dudaklarını öpmeden önce tekrar fısıldadı.

"Yine benim ol."



Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.
Efsane (Shizaya AU)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang