3.2 Yüzleşme Vakti

461 54 12
                                    


Shizuo elindeki poşetle eve doğru yürüyordu, beş saatin ardından şehrin dışındaki bir kasabada bulunan pastane de bulabilmişti İzaya'nın istediğini. Yorgundu biraz ama bu yorgunluk ona sadece tatlı sızılar olarak hissettiriyordu kendini. Daha çok mutluydu, eşinin istediğini bulabildiğinden onun sevincini gözünde canlandırıyor kendini daha çok huzurlu hissediyordu. Önündeki geniş caddeyi döndükten sonra soldan beşinci müstakil ev onlarınkiydi. Hevesle adımlarını daha da hızlandırdı.

Güneş batmak üzereydi. Eve ulaştığında pişirdiği yemeği ısıtıp yemek hazırlardı ardından ona tatlısını verirdi. Plan yapmaya devam ederken önünü kesen polis aracı duruverdi. Arabanın çevresinden dolanmaya karar vermişti ki araçtan inenler üzerine doğru yürümeye başladı.

"Bay Heiwajima Shizuo, tutuklusun. Konuşmama hakkına sahipsin, söylediğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanilabilir. Avukat tutma hakkın var, eğer avukat tutacak paran yoksa mahkeme sana bir avukat tayin edecektir."

Birden bire seri bir şekilde bileğine geçirilen kelepçeler ile öylece kalırken ne olduğunu idrak edememişti. Ensesinden tutularak zorla arabaya bindirildiğinde kaşlarını çatmış bunun bir kamera şakası olduğunun söylenmesini bekler haldeydi.

"Vay canına bu bir puding!" Ön tarafla arka tarafı ayıran demir parmaklık ve telin arkasında ikinci polisin oturduğu yerden kendi poşetini karıştırdığını görmüştü. Alnına bir damar atarken kasılan çenesiyle sinirle konuştu.

"O eşimin pudingi sakın ona dokunma!"

Adam suratında gevrek bir sırıtma ile Shizuo'ya döndü ve onun karşısında pudingin plastik kapağını açarak kaşığı içine daldırıp yemeye başladı. Arada bir kendisine büyümüş gözlerle ve alnında atan damarlarla bakan Shizuo'ya sırıtarak alay ediyor ardından yemeğe devam ediyordu.

"Vay canına çok ilginç bir tadı var, bunu sevdim."

Sakin ol! Sakin ol! Kendini tut Shizuo! Yoksa bu iş daha da uzar! Sadece bir yanlış anlaşılma! Sakin ol! Tek yaptığı şey sürekli kendi kendini telkin ederek sakin kalmaya çalışmaktı sarışın adamın. Eskiden olsa İzaya'nın başına bir iş açtığını düşünür öfkesine yenik düşerdi ama hamile eşinin evinde merakla kendisini beklediğinden adı gibi emindi. Ona bir an önce geri dönebilmesi için bu saçma işten kurtulmalıydı hemen.

Dakikalar sonra merkeze vardıklarında çekiştirilerek sorgu odasına alınmıştı. Belki de gücünü bildiklerinden elindeki kelepçeleri çıkarmamışlar oldukça temkinli yanına yaklaşıyorlardı. Oturduğu yerden kaykılarak ruhsuzca odadaki iki polisin yüzüne baktı.

Polislerden biri elinde tuttuğu resimleri masanın üstüne yaymıştı. Başını eğip resimlerde göz gezdirdiğinde bir cinayete kurbanının yer aldığı resimler olduğunu hemen anlamıştı. Oldukça işkenceler yapılarak öldürülen zavallı genç bir kadındı. Shizuo o kişi için üzgün bile hissetti kendisini.

"Öldürdüğün üniversite öğrencisinin fotoğrafı. Şimdi hatırlayabildin mi?"

Shizuo yukarı kalkan kaşları ile merakla adamın suratına baktı. Kendisini bir cinayetle mi suçluyorlardı?

"Benim öldürdüğümü de nereden çıkardınız?"

Sesi tutabildiği en sakin tondaydı. Sinirlenmemek adına kendisine yaptığı baskı biraz olsun işe yarıyordu.

"Tüm cinayeti akıllıca planlamışsın ama kimliğini olay yerinde düşürmüşsün."

İçine çektiği nefesi sesli bir şekilde dışarı verdiğinde bu işten kolayca sıyrılamayacağını fark etmişti artık. Akıllıca planı yapan katil belli ki suçu kendisinin üstüne yıkmayı da planlamıştı. İzaya ve Nishi bu katili nasıl olsa bulurlardı. Bu düşünce içinde yükselen stresi biraz olsun azaltırken yapabileceği tek şeyi sürdürmeye karar verdi. Sakin kalmaya çalışmak.

Efsane (Shizaya AU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin