› heal me

7.7K 757 542
                                    

Avuçları arasına aldığı yüzünü sıvazlarken, hemen yanı başında duran bardağı aldı ve tek kaldırışta doldurdu hepsini ağzına. Gözleri her karanlığa mahkum kaldığında, bir anda beliriyordu beden. Yarı çıplak vücudunun üzerine atılmış çizikler ve kolunda kanlar içinde yazılı olan damgasının detaylarını çıkartamıyordu aklından.

"15.." diye fısıldadı. 15 kurban, 15 katledilme, 15 acı. Düşününce ne kadar da ufak bir sayı, dedi. Ama söz konusu bir sayıdan ibaret değildi.

Bu kadar acımasız olabilir miydi? Başını iki yana sallayıp, boş bardağa bakındı. Fazlasına ihtiyacı vardı Park Jimin'in.. çok daha fazlasına.

Dolaptan çıkarttığı şişeyi, bardaktan taşmasına sebep olacak şekilde doldururken, Park Jimin'in dalgınlığı, tezgaha kadar taşmıştı. Yudum yudum içerken, bardağa ihtiyacı olmadığını fark edip, elinde yıllardır durmanın verdiği güzellikte tat bırakan şişeyle, yatak odasına geri döndü ve attı tekrardan kendini yatağına.

Sol kolunu başının altına koyarken, sağ kolundaki çizik çarptı gözüne.

Park Jimin yutkundu.

Ona dokunduğu için, kendini kirlenmiş hissediyordu.

Birçok kurbanın, acılar içinde bulaşan kanının değdiği elleri ile dokunmuştu Park Jimin'e.

Aynı kişi olduğunu biliyordu, hislerine güveniyordu Park Jimin, her zaman güvenmişti.

Şişesinden yudum almaya devam ederken, telefonunun titrediğini fark etmişti. Kilidi açtığında, gelen mesaja baktı.

3 cevapsız arama.

Kimden: Jeon Jungkook

Hyung, bir alt sokağında.. Bu çok ürkünç.. Biliyor muydun? Bize gelmek ister misin? Tek kalmanı istemiyorum, katilin yakında olduğu düşünülüyor. Haberleri okudun mu?

Lütfen kendine dikkat et hyung.

Mesajı defalarca okumuş ve ardından telefonu kilitlemişti Park Jimin. Katil onun yatak odasına girmişti, dahası olabilir miydi?

Bir katilin kokusunun sindiği yataktan kalktı aniden, kendini gittikçe kirlenmiş hissediyordu.

Tuttuğu gibi makineye atmıştı çamaşırların hepsini. Bir sinirle yapmış, duvarın dibine çökmüş, dönen makinenin içine bakınmaya başlamıştı.

Gözlerini bile kırpmadan insan öldüren birine yardım etmeye çalışmıştı Park Jimin. Onu iyileştirmek için ilaç bile almıştı. Hayır, dedi. Bilmiyordu. Onun bir seri katil olduğunu bilmiyordu.

Kendi kendine mırıldanıp duruyordu, belki de hepsi içtiği miktardandı. Ama midesini bulandıran, bir içki değildi. Gecenin bir vakti gördüğü bedenden dolayıydı.

Gördüğü zaman, soğukkanlılığını korumuş ve ambulansı aramıştı. Orada durmanın tehlikeli olacağını düşünmüş, ambulans gelmeden evine dönmüştü Park Jimin. Ardından kendini koltuğa atmış ve saatlerce gördüğü görüntüyü zihninden silmeye çalışmıştı. Her şey midesinde allak bullak olurken, hiçbir şekilde silinmiyordu o görüntü.

Kanlar içinde,

Nefes almıyor,

15. kurban.

Her yerinde çizik var.

Akrep yelkovanı kovalarken, koltukta sızmıştı Park Jimin. Ne zamandan beridir o pozisyonda olduğunu bilmiyordu, aniden giren baş ağrısı ile ufak bir küfür savururken, başını geriye atmış ve koltuğa dayamıştı.

CRIMINAL | VminWhere stories live. Discover now