› hurricane

6.2K 514 863
                                    

Güneş ışıkları adeta uykusundan zorla uyandırmak amaçlı vuruyordu gözlerine doğru, istemsizce kapalı gözlerine doğru siper etti elini. O şekilde durmaya devam ederken hatırladı birden ve kapalı gözlerini açıp, yatağın sağ tarafına baktı, boştu. 

Kaşlarını çatarak söylenmeye hazırlanıyorken, bakışları tekli koltukta oturmuş, bacak bacak üstüne atmış, saçları yeni duş aldığının belirtisi olarak ıslak olan bedene bakmıştı. Gitmemişti. 

Saatin kaç olduğunu merak etti. Ne kadar süredir orada oturuyor ve uyumakta olan kendisini izliyordu?

"Günaydın," dedi uykulu olan boğuk sesiyle. 

Kim Taehyung ellerini karnının üzerinde birleştirip, "Günaydın." demişti. Bedeni oldukça yorgun hissediyordu ve yatakta doğrulduğu zaman, birden giren acıyla yüzünü buruşturmuş, sızlanmıştı. 

Dün gece yaşanılan şeyler yavaşça zihninin en ücra köşelerine doluşurken, yanaklarının kızarıyor olduğunu hissetti. Utanmış mıydı? Bakışlarını ondan çekip başka yerlere yönlendirirken, hâlâ sızlamakta olan kalçasına ufak bir küfür savurdu. 

Üzerinde hâlâ dünden kalma şeyler varmış gibi hissediyordu, yataktan kalkınca yapacak olduğu ilk şey banyoya girmekti. Elleriyle destek alarak ve çokta bir şey belli etmemek adına çabalayıp, sonunda minik ayakları zemine basmıştı. 

"Duşa gireceğim," diye mırıldandığı zaman Kim Taehyung oturduğu yerde başını sallamıştı sakinlikle. Onu arkasında bırakarak lavaboya doğru yönelmiş ve suyun ısınmasını beklerken aynadan bedenine kısa bir göz gezdirmişti. Her yeri morluk ve ısırık kaplıydı neredeyse. 

Ellerini morarmış yerlerin üzerinde dolaştırdı. Bedeninin bu şekilde damgalanıyor olması hem utanç verici, hem de oldukça hoştu. Sinir bozan bu görüntü farkında olmadan hoşuna gitmişti. 

Isınan suyun altına soktuğunda bedenini, yavaşça mayışmaya başlamıştı vücudu. Yorgun hissediyordu, her yeri ağrıyordu neredeyse. Gerindi biraz, su hâlâ vücuduna temastayken şampuana uzandı. 

Sonra kapı açıldı ve bir ses duydu. Bakışlarını şampuandan çekip, içeriye giren esmer tene doğru çevirdiği zaman yutkundu. Saçları ıslaktı ve dağılmış bir şekilde önüne düşmüştü. Elleriyle tarayaraktan geriye atmış, minik bedenin yanına gelmişti. 

"Ne yapıyorsun?" dedi. Omuz silkti Kim Taehyung, "Seni yıkayacağım."

"Kendim yıkanabilirim-"

Ciddi bir şekilde bakan gözlerine karşı cümlenin devamını getiremedi, yaptığı tek şey ona karşı boyun eğmek olmuştu. 

Az önce uzanmaya çalıştığı şampuanı kolaylıkla almış, sarı tutamların üstüne dökmüştü biraz. Hâlâ onun kendisini yıkıyor olmasına karşı garip hissetse de, oldukça yorgun olduğundan dolayı ses çıkarmamıştı. 

Uzun ince parmakları, başının üstünde yer edinirken, oldukça yumuşak dokunuşlarla saçını köpürtüyor, şampuanı bütün saçına yediriyordu. 

Park Jimin, onun kendi yüzünü göremediğini bildiğinden gülümsemişti buruk bir şekilde, bu güzel hissettiriyordu. Kim Taehyung uzandığı fıskiyeyi onun saçlarına tutmuş ve bütün bir ciddiyeti ile köpükleri gidermeye başlamıştı.

O kadar ciddi bir ifadesi vardı ki, sanki birini yıkıyormuş gibi değil, birini öldürüyormuş gibi bakıyordu.  Saçlarındaki köpüklerden kurtulduktan sonra, uzanıp aldığı life duş jelini dökmüş ve vücudunda köpürtmeye başlamıştı. 

Park Jimin ıslak saçlarını geriye doğru atarken, bakışları ona kaydı. Göz göze geldiklerinde kalbinin yerinden çıkacakmış gibi olduğunu hissetti. O'ysa hiçbir mimiğini oynatmadan morarıklar ve ısırıkların yer edindiği bedenini köpükledi, duruladı. 

CRIMINAL | VminTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang