› cause he's gay

7.3K 659 663
                                    

10,11,12,13,14..

Bakışlarını başka yere çevirip, tekrardan aynı yere odakladı.

17,18,19,20,21..

Derin bir nefes eşliğinde kafasını geriye yaslarken, dakikalar süren bu asansör yolculuğundan bıktığını söylemeden edememişti. Yanakları al olmuş bir şekilde asansörün içerisinden çıkarken, burnunu çekti. 

Toparlanabildiği kadar toparlanmaya çalışmıştı ve şimdi ise ikisi için birer başlangıç yapıyordu. Elleri hâlâ buz gibiydi ve birkaç gündür hiç ısınmamıştı belki de. 

Küçüğü onun bu halini görse asla yatağından çıkmasına izin vermez, pek becerikli olmadığı halde ona bakıcılık yapardı, ama şimdi yalnızdı. Sabah kalktığında da yalnızdı, kendine bakmaya çalışırken de yalnızdı. Fakat şanslıydı ki, koltukta uyandığı günün gecesi ateşi feci derecede yükselmemiş, hatta garip bir şekilde düşmüştü. 

Koridorda ilerleyip, başıyla ona selam veren birkaç çalışanın aksine diğerleri oldukça meşgul gözüküyor ve oradan oraya koşturuyorlardı ki, Park Jimin'in varlığını bile fark etmemişlerdi.

"Hoş geldiniz Bay Park," demişti çalışanlardan biri. Park Jimin ise hafifçe eğilerek yürümüş ve Bay Park'ın kapısının önünde durmuştu. "Bay Park'ın ufak bir işi var, yine de geldiğinizi haber vermemi ister misiniz?" 

Kadın bu soruyu hafif çekinerek sorduğunda Park Jimin başını sallamıştı. "Fazla durmayacağım, ben hallederim, teşekkürler." 

Ağzını açıp bir şey söyleyecekken, çoktan kapıyı hafif tıklatmış ve içeriye girmişti. Onu her seferinde aynı pozisyonunda görmekten sıkılmıştı, oldukça yoğundu ve masasının üstü de her zamanki gibi dosyalarla doluydu.

Gözlüğünü burnunun ucuna indirerek gelene bakmış ve ardından hafif bir tebessüm ile, "Hoş geldin Jimin." demişti.

"Hoş buldum," diyerek deri koltuklardan birine oturmuş ve o da karşılığında hafif tebessüm etmişti. 

"Buralara sık uğrar oldun," demişti amcası gözlüğünü çıkartıp masaya bırakırken. Park Jimin sanki bunu söylemesini bekliyormuşçasına konuşmuştu. "Konuşmak istediğim bir şey var aslında." dedi koltukta geriye yaslanırken. 

Bay Park ellerini masanın üzerinde birleştirip dinleme pozisyonuna geçtiği zaman Park Jimin  konuşmaya başlamıştı. "Uzun zamandır evdeyim," dedi.

"Artık tembellik etmek istemiyorum," Ensesini kaşıdı. "Bir işe girmem gerekiyor diye düşündüm, özellikle sen bu kadar yoğunken yardımcı olabilirim diye düşünmüştüm açıkçası." 

Bay Park çenesindeki sakalları kaşırken, Park Jimin niyetinin açıkça belli olduğunu umuyordu.

"Seni işe almamı mı istiyorsun?" 

Hafifçe başını salladı. "Sadece bir süreliğine, en azından ben birkaç şeyi yoluna sokana kadar. Paraya ihtiyacım var.

Bay Park sakallarını kaşıdı. Park Jimin görüp görebileceği en iyi çalışanlardan olabilirdi, bir zamanlar öyleydi de. Açıkçası kendi laf dinlemeyen, tembel asistanlarından sıkılmıştı ve belki de en iyisi o'ydu.

"Düşüneceğim," diyebilmişti sadece. Park Jimin hemen onu kabul etmesini beklemiyordu elbette, düşünmesi bile iyi bir şeydi en azından.

"Öyleyse seni meşgul etmeyeyim," demiş ve oturduğu yerden kalkmıştı. "Aramanı bekliyor olacağım." dedikten kısa bir süre sonra ise ona veda etmiş, odayı terk etmişti.

CRIMINAL | VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin