› he's dead, right?

7.9K 733 594
                                    

"Evet hyung, ziyaretine gittim.. Oldukça iyiyim, bir sorun yok."

Ahşap döşemeli terasın ufak koltuğuna oturmuş, dışarıyı seyrediyordu Park Jimin. Hemen yanıbaşında binbir ısrarla yanında durmak için çabalamış Jeon Jungkook oturuyordu.

Telefonu kısa bir, "Görüşürüz hyung." cümlesiyle kapatmış ve başını geriye yaslamıştı. Bu manzara onu her zaman rahatlatıyordu.

Oturduğu koltukta hareketlenme olunca, tek bir gözünü açıp ne olduğuna baktı. Telefonuna gelen mesajı yüksek sesle okurken, Park Jimin'e döndü kocaman gülümsemesi ile birlikte.

Hayır, dedi. Bu gülümsemenin altında hiç güzel şeyler yatmıyor..

"Hyung-"

"Hayır Jungkook," Gözlerini kapattı.

"Dinle!"

Ses çıkarmadı.

"Bu resmi bir yemek.. kabul edilmişim.."

Gözlerini açmış ve defalarca mesajı sesli bir şekilde okuyan küçüğüne bakmıştı. Az önce ondan bir şey isteyeceğini düşünmüştü oysaki..

"Bunun için gerçekten çok çalıştım hyung ve şimdi de.." İnanmadığını belli eder gibi gülümsedi, "Kabul edilmişim."

Jeon Jungkook'un mutluluğunu paylaştı Park Jimin.

"Yani bu da demek oluyor ki, bu akşam gitmemiz gereken bir yer var.."

"Ne? Hayır, Jungko-"

"Böyle önemli bir görüşmede beni yalnız mı bırakacaksın hyung? Bırakmazsın, değil mi?"

Tanrım, dedi Park Jimin. Bir şey isteyeceği başından belliydi.

Jeon Jungkook, kötü biriydi.

Park Jimin'in hayır diyemeyeceğini bilecek kadar kötü.

"Umarım fazla uzun sürmez seni küçük serseri."

Gülümsedi Jeon Jungkook.

Ve geriye attı başını Park Jimin, henüz fırsatı varken uyumak için.

-

"Hyung, nasıl duruyor?" Park Jimin cevap verecekken, ağzına tıkmıştı her şeyi. "Siyah olan daha mı iyi olur yoksa?"

Ağzını açacakken, tekrar engelledi onu. "Bence bu daha iyi."

Ayna karşısında durmaksızın kendisi ile konuşan Jeon Jungkook, Park Jimin'in sabrını zorluyor gibiydi.

"Jungkook," dedi. "Gayet iyi görünüyorsun," Saatine baktı. "Geç kalmak istemezsin değil mi?"

Siyah takım elbisesi ile oldukça sade ama bir o kadarda cezbedici olan Park Jimin, arabanın anahtarını almış ve Jungkook'u zorda olsa evden çıkartmayı başarmıştı.

Arabanın ön tarafından dolaşırken, üşümesine sebep olan havayı geride bırakarak, sürücü koltuğunda yerini almıştı.

Kontağa taktığı anahtarı çevirirken, sol eliyle kemerini takmaya çalışıyordu.

"Kemerini tak," diyerek Jungkook'un bulunduğu tarafın aynasına bakmış ve arabayı bulunduğu yerden çıkartmıştı. Hoseok'un anahtarı verirken, "Sakın başına bir şey gelmesin Park Jimin, yoksa öldün bil." diye defalarca kez uyardığı arabayı..

CRIMINAL | VminWhere stories live. Discover now