1.0

4.4K 282 329
                                    

multi; yoongi

düzenlendi.

🌉

Saat sekizdi ve bir cumartesi sabahında bu kadar erken kalkmak sinir bozucuydu. Gönlünü almak zorunda olduğum birisi olmasa asla bu saatte kalkmazdım.

Taehyung sabahları erken kalkardı. Bu yüzden bu kadar erken gelmek istemiştim buraya.

Zili çaldım ve beklemeye başladım.

Bayan Kim gülümseyerek kapıyı açtı ve beni içeri aldı.

"Taehyung uyandı mı?"

Bayan Kim önde ben arkada salona girdik. "Hayır ama çoktan uyanmış olmalı. Odasına çık istersen." dediğinde  "Hemen geliyorum." diyerek üst kata, Tae'nin odasına çıktım. Kapısını pat diye açamazdım ama kapıdaki kişinin ben olduğumu öğrenirse de beni içeri almazdı.

Ben ne yapacağıma karar verirken kapı açıldı. Taehyung saçlarını karıştırarak odasından çıkarken karşısında bir anda beni görünce duraksadı. Şaşırmışa benziyordu.

Gözlerini kırpıştırıp "Senin burada ne işin var?" diye sordu.

Omuz silktim. "Barışmaya geldim."

Beni duymazdan gelip yanımdan geçecekken kolunu tuttum. Fakat kolunu hızla kendine çektiği için elim boşluğa düşerek duvara çarptı. Acıyla inledim ve elimi ovuşturdum hemen.

Yanıma gelip elimi tuttu ve kontrol etti telaşla. "Özür dilerim."

Elimi kendim çekerken "Sorun değil." diye mırıldandım.

Duvara yaslanıp sessizce beni izlerken gitmemiş olmasına seviniyordum. En azından açıklama yapmam için bir şans veriyordu. Dakikalar birbirini kovalarken sonunda konuşmaya başladığında dikkatimi ona verdim.

"O adamı seviyor musun?"

Bu soruyu beklemediğim için afalladım. 'Evet' dersem üzülecek gibiydi. Fakat ben bile bunun cevabını bilmiyordum. Seokjin'den etkileniyordum, ona yakınlaşmak istiyordum ama önümüzde birbirimizi tanımamız için daha çok yol vardı ve ben hemen kalbimi birine açmaya hazır değildim.

"Henüz değil."

Taehyung histerik bir şekilde güldü. "Yani bu ileri de onu sevecek misin demek?"

Ofladım. "Taehyung şu an önemli olan bu mu?"

Duvara yaslanmayı kesti ve bana yaklaştı.

"Sunyeon sen kör müsün, göremiyor musun?"

Tıslayarak konuşması kaşlarımı çatmama neden oldu.

"Ne demek istiyorsun?" diye sorduğumda kekelemiştim.

Yüzümüz arasında boşluk bırakmayacak şekilde yüzüme yaklaşınca "Ne yapıyorsun Taehyung?" dedim geriye doğru adımlarken.

İç çekerek geri çekildi. "Bu zamana kadar nasıl olur da beni sevmezsin anlamıyorum.."

"Seni seviyorum. Sen en yakın arkadaşımsın."

"Ama sen değilsin! Lanet olsun sen öyle değilsin! Sen benim en yakın arkadaşım değil, deli gibi aşık olduğum kişisin!"

Öyle bir bağırmıştı ki olduğum yerde sıçramıştım. Bağırmasından daha önemli bir şey vardı.. Söyledikleri!

En yakın arkadaşım bana ilan-ı aşk etmişti.

Kızaran gözlerini sertçe sildi ve tepkime baktı. Kalakalmıştım. Asla böyle bir şeye ihtimal vermemiştim ama Hoseok haklıydı. Beni seviyordu. Bana her sarıldığında, her dostça yakınlaşmamızda ben bunlardan bir anlam çıkarmasam da o hepsini bana aşık birisi gibi yapmıştı.

tear 🍃 kim seokjinUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum