2.5

2.7K 207 90
                                    

multi; jungkook

düzenlendi.

🌉

Birisinin omzumu ayağıyla dürtmesiyle gözlerimi aralamaya çalıştım ama başaramadım. Beni uyandıran kişi ısrarla ayağıyla omzuma darbeler indirirken acıyla inledim. "K-kes şunu," dedim. "Canımı acıtıyorsun."

"Sen de uyan o zaman." dediğinde gözlerimi yavaşça araladım. Birisi kolumdan tuttuğu gibi beni uzandığım yerden kaldırırken kim olduğunu seçemiyordum. Bir sandalyeye oturtuldum.

Adam yüzüme baktı. Sonra kaşlarını çatıp "Yoksa sen hasta mı oldun?" diye sorup elini alnıma değdirdi. Kafamı hemen çevirdim. "Dokunma bana." dedim tıslayarak.

"Salak kız," dedi. "Buz gibi zeminde nasıl uyudun? Gerçi ölmen işime gelir."

Ona tiksinerek baktım. "Canın cehenneme adi herif." dediğim an "Dilin de çok uzun!" diyip sol yanağıma oldukça sert bir tokat attı. Sandalyeden düştüğümde artık şu şeyin bir an önce bitmesini diledim.

Adamın karşısında ağlamak istemiyordum ama elimde değildi. Yaşları elimin tersiyle silerken beni tekrar yerden kaldırıp sandalyeye oturttu. "Amma kırılgansın," dedi. "Alt tarafı bir tokat attık."

Bir şey demek istiyordum ama tekrar vurmasını da istemiyordum. Bu yüzden dudaklarımı birbirine bastırıp sadece bir an önce buradan kurtulmak için dua ettim.

Odaya bir başkası girdiğinde kim olduğuna bakmadım. Sessizce ağlayıp ellerimi izlerken "Donghyun, sen git yemek ye, kızla ben ilgilenirim." dedi. Tanıdık sesi duymamla kafamı kaldırdım. Jungkook'la gözlerimiz çakıştığında hemen bakışlarını kaçırdı.

Adam başını onaylayıp giderken Jungkook o gider gitmez yanıma koştu. "Tanrı aşkına neden ağlıyorsun?" diye sordu endişeyle.

Elimle kapıyı işaret ettim. "Bana tokat attı."

Jungkook sinirden köpürmüş bir halde yerinde sayarken "Onun ebesini sikeceğim," dedi. "Yemin ediyorum o elini kıracağım onun."

"Ben dayanamıyorum," dedim burnumu çekerken. "Beni götür hadi buradan."

Jungkook kafasını iki yana salladı. "Şu an değil Sunyeon. Biraz daha beklemen gerekiyor."

Ofladım ve elimle yüzümü kapatıp ağlamaya devam ettim.

Jungkook "Sen gece nerede uyudun?" diye sordu merakla.

Elimi yüzümden çekip "Gece mi?" dedim. "Seokjin'le uyumuştum, ne oldu ki?"

"Sunyeon, dünden bahsediyorum." dediğinde "Tamam ben de dünden bahsediyorum." dedim.

"Hayır, sen bir önceki günü söylüyorsun. Bu senin buradaki ikinci günün," dedi. "Muhtemelen sana yatak vermediler. Bu pis yerde uyumadın, değil mi?"

Ne yani ben geceyi de burada mı geçirmiştim? Ah, harika.

"Burada, yerde uyumuşum," dedim. "Kendimi kötü hissediyorum biraz. Hasta olmam değil mi?"

Eliyle alnıma dokundu. "Ateşin var aslında," dedi. "Akşama kadar dayan, tamam mı? Aslında bir gece daha burada kalsan planımı rahat işlerdim ama fenalaşman an meselesi. O yüzden bugün bunu bitireceğim."

Kaşlarım çatıldı. "Ne planı? Başını tehlikeye sokacak bir şey yapmayacaksın, değil mi?" diye sordum.

Gözlerini kaçırdı. "Aslına bakarsan, ölüp ölmemek pek umrumda değil. Çok hatalı bir insanım ve bir yanlışımla ya hapishaneye gireceğim, ya da mezara."

tear 🍃 kim seokjinWhere stories live. Discover now