2.0

3.1K 235 90
                                    

düzenlendi.

🌉

"Sizi güzel gördüm," dedi Taehyung yanımıza geldiğinde. Buruk bir gülümsemesi vardı. "Ayrıca tekme için üzgün falan değilim."

Seokjin gözlerini devirdi. "İnan bana birini dövecek havamda değilim."

Taehyung onu duymazdan gelip bana döndüğünde "Ne ara sevgili oldunuz?" diye sordu.

Acaba Taehyung bizi ne kadar süre izlemişti? İzlerken ne kadar kötü hissetmişti? Bunların hepsi kafamda dolanıp dururken Seokjin kolunu omzuma atıp "Seni ilgilendirmez." dedi ona ters ters bakarak.

"Nasılsın?" diye sordum Taehyung'a. Yüzündeki ifade ciddileşmiş ve soruma cevap vermeden önce bir süre yüzüme anlamını çözemediğim bir şekilde bakmıştı. Bu Seokjin'in de dikkatini çekmiş olmalı ki Taehyung'a öfkeli bir şekilde baktı. Gözlerinden ateş çıksa ilk Taehyung yanardı, o derece.

"İyiyim, sen?" dedi.

"İyiyim."

Taehyung'u çok özlemiştim ve şimdi ona bakarken bir anda sarılasım gelmişti. Hayatımın her anında hep benimleydi ve biriktirdiğimiz onca anı gözümün önünden geçerken bendeki yerinin her zaman apayrı olduğunu bir kez daha anladım.

"Şöyle bir geçiyordum da size denk geldim," dedi Taehyung açıklama yaparak. "Sonra görüşürüz o hâlde!"

O arkasını dönüp giderken "Taehyung-ah!" diye bağırdım. Durup omzunun üstünden bana baktı.

Bir şey demek istedim ama ne diyeceğimi bilmiyordum. Sadece onunla daha fazla konuşmak istiyordum ama bu sadece benim istememle olmazdı..

"Seni özledim," dedim ve el salladım. "Sonra görüşürüz!"

Yarım yamalak gülümsedi ve elini havaya kaldırdı. O gözden kaybolana kadar arkasından baktım ve iç geçirerek Seokjin'e döndüm.

"Yanımızda daha fazla kalmasını isterdim." dedim dudak büzerek.

Seokjin "Bırakalım da toparlansın," dedi. "Mecburen daha iyi olması için bekleyeceğiz."

Başımı salladım. "Haklısın."

Tekrar yürümeye başladığımızda Seokjin'in telefonu çalmaya başladı. Arka cebinden çıkartıp aramayı cevapladı.

"Efendim... Ah pekala... Kapat geliyoruz." diyip telefonu kapattı ve cebine koydu.

"Ne oldu?" diye sordum.

Seokjin ofladı. "Yoongi evine çağırıyor. Neymiş, canı sıkılmış."

"Neden gezintiye çıkmıyor?" diye sorduğumda "Sevmez o tarz şeyleri. Asosyal de biraz." dedi.

"Beni eve bırakmana gerek yok, ben buradan bir taksiyle eve geçer-"

"Hiç o güzel ağzını yorma bebeğim, benimle geliyorsun." diyerek sözümü kesti.

...

Sıkıntıdan patlamak üzereydim.

Yoongi'nin özel oyun odasındaydık. Devasa iki bilgisayar odanın ayrı iki ucundaydı ve Seokjin'le Yoongi farklı bilgisayarlardan aynı oyunu oynuyorlardı.

"Hyung beni takip etme ya!" diye sızlandı Yoongi.

"Kapa çeneni zaten yanıp duruyorum, ulan hangi it öldürdü beni? Hay ya!" Seokjin inleyerek geriye yaslandı ve oyunda yandığı için homurdanmaya başladı.

Yanmasından fırsat bilerek bir saattir oturduğum puftan kalktım ve Seokjin'in yanına gittim. "Bir el daha oynarsanız canınıza okurum." dediğimde Yoongi "Çok korktum mu demeliyim?" dedi alayla.

tear 🍃 kim seokjinWhere stories live. Discover now