2.6

2.8K 197 92
                                    

multimedya; sunyeon.

düzenlendi.

🌉

Babamın odaya girmesiyle beni az önce tutan adam kafasını kapı tarafına çevirmişti. Seokjin saniyeler içinde ona doğru atak yaptığında beni tutan adam için çok geçti. Seokjin kendi silahı elindeyken adamın silahını elinden almaya çalışıyordu ve başarana kadar kalbim ağzımda atmıştı.

Her iki silahı da Jungkook'un olduğu tarafa atarken Jungkook nişan aldığı adama doğrulttuğu silahı kıpırdatmadan yerden iki silahıda tek eline almıştı.

Seokjin yakasından kavradığı adamı altına alıp yumruklarken elim ağzımda ikisini izliyordum.

"Seni geberteceğimi söylemiştim." derken yüzüne darbeler indiriyordu ve kendinden geçmişe benziyordu. Onu durdurmak istiyordum ama transa girmiş gibiydim. Kendime geldiğimde yanına gittim ve koluna dokundum.

"Seokjin onu öldüreceksin." dediğimde "Gebersin!" diye bağırdı.

Korkuyla geriledim. Sonra tekrar koluna dokundum ama bu etki etmiyordu.

Adam baygın bir şekilde ağzındaki kanı kenarı tükürdü. Seokjin'in yüzünü avuçlayıp kendime çevirdim ve "Dur lütfen." dedim yalvaran gözlerle.

Dediğimi yapıp adamın üzerinden kalkarken birkaç kez adama tekme atmasını engelleyemedim. Elimden tutup beni Jungkook'un yanına götürdü.

Babam Jungkook'un nişan aldığı adama baktı ve alayla konuştu. "Seokjin burada Jisung," dedi. "Hadi öldür onu!"

İsmi Jisung olan adam şeytani bir şekilde gülümsedi. "Şu piç herif," dedi ve Jungkook'u işaret etti. "Planımı alt üst etmeseydi zaten şu an ölmüş olacaktı."

Seokjin gerilmeye başlamış ve öfkeyle solumuştu. Babam Seokjin'e döndü. "Senin affına sığınmayacağım ama hiçbir zaman ölmeni istemedim." dediğinde Seokjin'in öfkesi daha da büyüdü ve tükürür gibi konuştu.

"Tanıdığım en adi insansın," dedi babama. Sonra Jisung'a döndü. "Siz ikinizin demir parmaklıklar ardında senelerce yatacak olmanız bile öfkemi yatıştırmayacak."

Jisung "Polisler geliyor mu? Ona göre biraz kestireceğim," dedi ve güldü. "Nasılsa kurtulup tekrar karşına çıkacağım, Seokjin-sshi."

Seokjin elindeki silahı Jisung'a doğrulturken "Kaybedecek bir şeyim olmasa seni şuracıkta öldürürdüm," dedi. "Hiç de acımazdım!"

Adam hâlâ gülüyordu. "Vursana, ne bekliyorsun?"

"Seokjin seni kışkırtıyor," dediğimde "Biliyorum. O yüzden kendimi tutuyorum." dedi dişlerini sıkarak.

Babam kapıya baktı ve tekrar bize döndü. "Jungkook, Seokjin ve Sunyeon'la çıkın buradan hemen. Adamları geliyor. Ben onun icabına bakacağım."

Endişeyle "Baba?" dediğimde "Sunyeon, çıkın kızım hadi!" dedi ısrarla.

Seokjin hâlâ kendisine bakarak gülmeye devam eden Jisung'a silahı doğrulttu. Ona ateş ettiğinde çığlığım koca odada yankılandı. Silahı daha sonra babama uzattı ve "Ambulansı ararsın sen." dedi umursamazca.

Jisung'a göz ucuyla baktığımda gülüşü silinmişti ve acıyla kolunu tutuyordu. Seokjin ve Jungkook'la alelacele deponun başka bir tarafından çıkarken "O-o ölmeyecek değil mi?" diye sordum telaşla.

Jungkook "Kurşunu sıyırmış," dedi. "Hyung, bunu nasıl yaptın harbiden?"

Seokjin omuz silkti. "Küçükken atış talimleri yapardım babamla," dedi. "Anlaşılan hâlâ iyiyim bu işte."

tear 🍃 kim seokjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin