final

2.5K 182 88
                                    

SUNYEON VE SEOKJIN'İN HİKAYESİNİN BU ŞEKİLDE BİTMESİNİ İSTEMEDİM BU YÜZDEN DE FİNALİ ANLIK BİR KARARLA DEĞİŞTİRDİM.

MUTLU SON DİYE BİR ŞEYİN OLMADIĞINI HALA DÜŞÜNÜYORUM AMA SUNYEON VE SEOKJIN GERÇEKTEN MUTLU SONU HAK EDİYORLAR.

UMARIM BEĞENİRSİNİZ. KEYİFLİ OKUMALAR 💟

...

Omuzlarımdan sarsıldığımda göz kapaklarım aralandı ve Seokjin'in endişeli yüzü görüş alanıma girdi. Yanaklarımı yavaşça sildi ve "Yine mi kabus gördün?" diye sordu.

Az önce gördüğüm her şeyin bir kabus olması içime öyle bir su serpti ki, bunun vermiş olduğu rahatlıkla ağlamaya başladım. Elimle yüzümü kapatıp deli gibi ağlarken Seokjin "Sunyeon, güzelim neyin var?" diye sordu.

Cama birinin tıklatmasıyla Seokjin benim tarafımdaki pencereyi indirdi ve "Namjoon siz önden yürüyün," dedi. "Sunyeon arabada biraz uyukladı ve anlaşılan kötü bir rüya görmüş. Ağlıyor."

Namjoon "Ne?" dedi. "Ne görmüş? Sunyeon abicim sadece bir rüya. Ağlama daha fazla."

Seokjin "Ben onu sakinleştireyim," dedi. "Geleceğiz."

Namjoon derin bir nefes aldı ve "Tamam." diyip gitti. Hala ağlamaya devam ediyordum. İki kez aynı rüyayı görüyordum. O adam tarafından vuruluyordum ve sudaydım. Bunun bir anlamı olmalıydı.

Seokjin elimi yüzümden çekti ve "Bu sefer anlatmanı istiyorum," dedi. "Ne görüyorsun da bu kadar ağlıyorsun?"

Ona baktığımda aklıma rüyam geldi. Ben suya düşerken parmaklarımız çok kısa bir anlığına birbirine değmişti. Onu ve diğerlerini bir kez daha göremeyecek olmak beni o kadar korkutmuştu ki bunun etkisinden nasıl çıkacaktım bilmiyordum.

Ona sarıldım ve "Han Nehri'nde yürümek istemiyorum," dedim. "Mümkünse bir daha Han Nehri'ne gelmek istemiyorum!"

Seokjin saçlarımı okşarken "Rüyanda sana bir şey mi oluyordu?" diye sordu.

"B-ben ölüyordum. Vuruluyordum."

Bir süre sessizleşti.

"Bunu kim yapıyordu?" diye sordu sakince.

Hıçkırdım ve dudaklarımı birbirine bastırıp sakinleşmeyi bekledim. "Ş-şu şirketinde gördüğüm Japon iş adamı vardı ya. O yapıyordu. İki rüyamda da o vuruyordu beni."

Beni kendisinden ayırdı ve yüzüme baktı. "Bunu neden yapsın ki?"

Burnumu çekip "Bilmiyorum," dedim. "Ama ondan çok korkuyorum. Seokjin acaba biz hala tehlikede miyiz?"

Seokjin düşünceli bir şekilde bana bakarken en sonunda "O adam onu yapacak birisi değil," dedi. "Ama babandan sonra daha temkinliyim. Bunu araştıracağım güzelim söz."

Partiden sonra Soomin Han Nehri'ne gitmeyi teklif ettiğinde ben her ne kadar yorgun olsam da kabul etmiştik ama arabaya bindiğimde bir anda uyuyakalmıştım. O esnada çoktan Han Nehri'ne vardığımızı, Soomin ve Minji fotoğrafımı çekerken ise vurulduğumu görmüştüm. O kadar gerçekçiydi ki, şimdi bile o rüyanın üzerinde durmak tarifi olmaz bir acı veriyordu.

Seokjin alnımı öptü ve "Hadi inip biraz hava alalım," dedi. "Her şey bir kabustu sadece."

"Eve gitmek istiyorum," dedim. "Sahilde yürümek istemiyorum."

Seokjin emniyet kemerini bağlamaya başladı. "Peki o zaman. Bana gidelim."

Arabayı çalıştırmadan önce diğerlerine eve döneceğimizi haber vermişti. Abimlerin benim için endişelendiklerini anlamıştım ama böylesi daha iyiydi. Şimdi hepsini görürsem bir kez daha oturur ağlardım ve bu sefer kendime gelemezdim.

tear 🍃 kim seokjinNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ