1.2

3.4K 270 85
                                    

multi; namjoon

düzenlendi.

🌉

"Sunyeon!"

Abimin alt kattan seslenmesiyle çalışma masamdan kalkıp aşağıya indim. Oturma odasına girdiğimde koltuklardan birine oturan davetsiz bir misafirle karşılaştım.

Babamla.

Beni ve ailemi reddeden fakat dönüp dolaşıp soluğu yine yanımızda alan adam.

Abime döndüm. "Beni neden çağırdın?" dedim babamı görmezden gelerek.

En son babamla yaşadığımız diyaloglardan onlara bahsetmemiştim. Bana "Artık seni de istemiyorum, ne haliniz varsa görün" demiş ve bizi apaçık reddetmişti. Sorun değildi, o nasıl bizsiz devam ediyorsa biz de yapabilirdik.

Abim konuşmaya başladığında dikkatimi ona verdim. "Babamızın sana bir özür borcu varmış."

Babama hayretle baktım. "Öyle mi? Kaç hafta sonra şimdi mi aklına gelmişiz?" dedikten sonra ciddileştim. "Özrünü duvara dile. Ben odamdayım."

Tam merdivenlere yönelecekken babam beni durdurdu. Ayağa kalkmıştı. "Sunyeon, ne dersem diyeyim beni affetmeyeceksin ama bu sefer abini de ilgilendiren bir durum söz konusu."

Dediklerini anlamamıştım. Abim umursamaz bir ses tonuyla "Ben mi? N'oldu, işin mi düştü yoksa?" dedi alayla.

Babam onu "Namjoon." diye uyardı.

Abim öfkelendi. "Bana şöyle babalık taslama."

Babam oflayarak tekrar koltuğa oturdu. "Namjoon, otur konuşmamız gerekiyor." dedi.

Ben duvara yaslanırken abim her ne kadar diretmek istese de oturdu.

Babam derin bir nefes aldı. "Ben bir şirketin hissedarlarından biriyim ve o şirketin yöneticisi geçen günler de öldü. Namjoon-ah, o şirket hissedarlar arasında bölünecek ve ortaklardan birisi de sen olacaksın."

Abim güldü. "Bu muydu?"

"Evet. Okulu bırak ve geleceğini o şirkete ada."

Abim ayağa fırladı. "Benden başka istediğin bir şey var mı? Söyle ona göre toplu bir cevabım var." diye tısladı.

Babam ne diyeceğini tahmin etse de yine de "Nedir o toplu cevabın?" diye sordu gözlerini kısarak.

"Koca bir hayır!"

Babam da ayağa fırladı. "Sana önüne rahat yaşayabileceğiniz bir fırsat sunuyorum. Kabul edeceksin!" diye bağırdığında abim yumruğunu sıktı.

"Bizim rahat geleceğimiz sen bizi sevseydin mümkün olabilirdi! Şimdi ne hakla hayatım hakkında kararlar alabilirsin?! Kaç yaşındayım, biliyor musun?"

İkisinin arasına girdim. Babama dönüp "Abim senin hiçbir dediğini yapmak zorunda değil." dedim sinirle.

"JinHit. Duydun mu bu şirketi? Onun ortağı olmak bir anda gökdelenler de yaşatır seni." dedi abime bakarak.

Babamın dedikleriyle kafama dank eden şey bir anda elimin ayağımın boşalmasına neden oldu. O az önce ne demişti?

JinHit.

Hissedarlarından olduğu şirket, Seokjin'in şirketiydi.

Seokjin'in emeğiyle büyüttüğü şirketi o ölür ölmez bir avuç insan tarafından onlarca parçaya bölünecekti.

Babama şaşkınlıkla baktım. "Sen JinHit'te hissedar mısın?"

Çok normal bir şekilde cevapladı. "Evet."

tear 🍃 kim seokjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin