Bölüm 1

47.3K 2.1K 644
                                    

Medyada Despina'nın insan hali var. 🌼

......

Yaşayanların birer ölü olmadıklarını veya ölenlerin yaşamadıklarını kim ispatlayabilirdi ki? Bu sonsuz karanlık hapishanesinde durmadan ilerliyorduk. Ben ve benimle gelen tüm anılarım. Hepimiz birer yolcuyduk. Benimle her zaman var olacaklardı. Peşimi bırakmaya hiç niyetleri yok gibiydiler.

Aniden sırtım bir yer ile buluştuğunda etraf karanlıktı. Ölmüş olmalıydım lakin ölümden sonrası böyle karanlık mı olacaktı? Sadece beklemem mi gerekiyordu? Ben beklerken beni bekleyen şeyler nelerdi?

Bu derin sessizlik yavaşça bozulmaya başladığında heyecanlanmıştım. Ne hareket edebiliyordum ne de herhangi bir tepki verebiliyordum. Bir kadının ağlama sesi çok uzaktan geliyordu. Ses yavaşça yaklaştığında kulaklarım uğuldadı. Aniden tüm vücudum karıncalandığında korkuyla hareket etmeye çalıştım lakin başarılı olamadım. Neler olduğunu anlayamıyordum ve bu beni daha fazla korkutuyordu.

Derin siyahlık arasından beyaz ışık yansırken gözlerimde acı hissettim. Gözlerim kapalı olmasına rağmen yansıyan ışık hüzmesi sebebiyle acıyordu. Dudaklarımdan küçük bir inilti çıktığında ağlayan kadın sesi aniden kesildi.

Çok kısa bir sürenin ardından elimin tutulduğunu hissettim. Ölen birileri ile beraber miydim? Elimi tutan da kimdi böyle?

Telaşlı seslerin ardından kapı çarpma sesi geldiğinde tekrardan irkildim. Görüntüm açılırken her yer bulanık görünüyordu. Kulaklarım uğuldamayla birlikte çınlıyor, tüm bedenim ağrıdan uyuşmuş halde bekliyordu. Görüntü netleşirken iki beyaz önlüklü adam ile göz göze gelmiştim. İkisi şaşkın bir şekilde bir şeyleri kontrol ederken elimi kaldırmaya çalıştım. Zoraki hareketle elimi kaldırdığımda beyaz önlüklü adamlar kontrollerini yapmaya devam ediyorlardı.

Vücudum cihazlara bağlı halde bekliyordu. Boğazımdan boru gibi bir şeyi çıkardıklarında nefes almaya çalıştım. Bunu yaparken içeri giren birkaç beyaz önlüklü adam içerideki birkaç kişiyi dışarı çıkarıyorlardı. Sersem bir halde olanları anlamaya çalışıyordum.

Nefes alabildiğimde beyaz önlüklü adamlardan biri 'solunum tamam' demişti. Diğer adam gözlerime ışık tutarken başım dönüyordu. Sanki ağır bir şekilde uyuşturulmuştum. Bu daha çok sarhoşluk gibiydi. Konuşmak istediğimde dilimi ilk başta hareketlendiremedim. Kendime gelmeye devam ederken zoraki konuştum.

"Neler oluyor? Burası neresi?"

Zorlukla konuşmamın ardından beyaz önlüklü adamlardan biri 'sakin ol. Burası hastane. Uzun bir uykudaydın. Kendine gelmen zaman alacak' dedi. Konuşurken ağzım seyiriyor, anestezi almış gibi etraf dönüyordu. Gözlerimi sımsıkı yumup tekrar açtığımda bu baş dönmesinin gitmesini bekliyordum.

Hastanede olduğumu henüz idrak edemezken doktor olduklarını öğrendiğim adamlar vücuduma bağlı şeyleri kontrollerini yaptıktan sonra birer birer söküyorlardı. Önce ellerimi oynatmamı ardından bacaklarımda his var mı diye kontrollerini yaptıktan sonra aralarından biri heyecanla odadan çıktı. Ben hala aptal gibiydim. Neler olduğunu algılayamıyordum.

"Ölümden sonra böyle mi olur?"

Yine baygın bir halde konuşurken doktor 'ölmedin. Tam tersi yaşama tutundun' dedi memnun bir şekilde. Odaya daha yaşlı bir doktor girdiğinde bakışlarım oraya kaydı. Ara sıra bulanıklaşan görüntüm ve karıncalanan vücudum dışında herhangi bir sorun yoktu. Doktorlardan biri yaptıkları kontrolleri yaşlı doktora anlattıklarında doktor' bunu hiç beklemiyorduk' dedi.

ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin