Bölüm 18

18.6K 2K 974
                                    

Bol gifli bir bölüm oldu. Sevmeyenler için şimdiden özür dilerim.

NOT: Azrail'e kavuşmaya çok çok çok az kaldııııı. ❤️

........

Vücudumun kasılması biraz geçerken yatakta doğruldum. Ayaklanarak banyoya ilerlemiş ve elimi yüzümü yıkamıştım. Diğer tarafta işler yolunda ilerlemiyordu. Hyacinthe ölmüştü!

Derin derin nefes alırken sakin olmaya çalıştım. Ya Corentini de öldürürlerse? Bu düşünce ile kalbim sıkışırken hangi birini düşüneceğime şaşırıyordum. Ali neden oradaydı? Bunu ancak oraya giderek öğrenebilirdim. Üstelik neden bu kesiti izlemiştim? Bu yine bir uyarıydı. Oraya gitmem gerekiyordu. Bıkkın bir şekilde oflarken salona ilerledim. Henüz kimse uyanmamıştı. Odama ilerleyerek üzerimi değiştirdikten sonra evden çıktım. Dennis'in evinin kapısını tıklattığımda içeride uyuyor olduğunu düşünerek zile uzun süre bastım. En sonunda Dennis uykulu gözlerle kapıyı açmıştı.

"Bu saatte neden?"

Dennis isyan dolu cümlesini sıralarken konuştum.

"Kesitlerde cinler partisini gördüm. Ali oraya gidiyordu. Bir sorun olmalı. Bu bir uyarı. Bu akşam oraya gideceğiz."

Dennis şaşırırken 'bir sorun varsa gitmememiz gerek' dedi.

"Bunu sen mi söylüyorsun? Benimle geleceksin."

Dennis düşünceli beklerken esnedi. Sonra ise 'mecbur geleceğim' dedi. Başımı olumlu anlamda sallarken telefonumu çıkararak Aliyi aradım. Birçok kez çaldırmış olmama rağmen Ali telefonu açmadı. Bana bu numarayı vermişti. Geri dönmesini bekleyecektim.

"Sen neden hazırlandın? Bir yere mi gidiyorsun?"

Derin bir nefes alarak 'biraz dolaşacağım' dedim.

"Kesitler çok kötüydü. Düşünmem ve sakinleşmem gerekiyor."

Arkamı dönerek merdivenlerden inecektim ki Dennis 'dur' dedi.

"Beraber dolaşalım."

"Hayır. Seninle dışarı çıkmak demek belaya çağrı atıp gelmesini söylemek demek."

Dennis gülerken 'bekle işte hemen geleceğim' dedi ve odasına ilerledi. Bekleyip beklememe konusunda kararsız kalırken beklemeye karar verdim. Ona bu kadar kötü davranmamalıydım. Beraber birçok olay atlarmıştık. Ortak sayılırdık.

Dennis üzerini giyinerek çıktığında apartmandan ayrıldık. Saat henüz çok erkendi ve bizimkiler uyandığında beni hemen arayacaklardı. Yine bir şeyler uydurmam gerekecekti.

Sahile indiğimizde hiç konuşmamıştık. Taşlara otururken Dennis 'anlat bakalım' dedi.

"Bilmiyorum sana kesitleri anlatmalı mıyım? Güvenilir değilsin."

Dennis omuzlarını düşürürken 'alınacağım artık' dedi. O sırada dudaklarını da büzmüştü.

"Neyse zaten bilsen de sorun değil. Yapabileceğin bir şey yok."

Dennis başını olumlu anlamda sallarken 'Hyacinthe öldü' dedim. Buna oldukça şaşırırken söze girdi.

"Mor tenli özel mi? Yardımcısı Peta ölmüştü."

Başımı olumlu anlamda sallarken 'evet' dedim.

"Azrail'in lanetini kırmak için adaya gidiyorlardı. Elka, Esya ve Hyacinthe geride kaldı. Kate bir şey fırlattığında Hyacinthe düştü. Büyülü bir şeydi bu. Elka ve Esya birleşmesine rağmen bozamadılar. Sonra Esya, Elkayı tutarak havalandı. Hyacinthe ise yakalandı. Ardından öldürdüler. "

ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin