Bölüm 21

19.5K 1.9K 764
                                    

Kendimi okyanusta bulduğumda bana doğru gelen iki kişi görünmüştü. Yan yana yüzüyorlardı ve çok mutlu görünüyorlardı. Ama bunlar kimdi? Biri kız biri erkek olan bu iki genç el ele tutuştuklarında onları izledim. Kız fazlasıyla güzel iken erkek de bir o kadar yakışıklıydı. Bu iki genci de tanımıyordum. Birbirlerine yaklaştıklarında yakışıklı genç kızı öptü. Görüntüm aniden değiştiğinde bu kesiti neden izlediğimi anlayamamıştım. İkisini de tanımıyordum. Yakın zamanda tanışacak mıydım acaba? Büyük ihtimalle. Kesitlerde izlediğime göre sıradan kişiler olmamalıydı. Kesitler bana uyarı vermek ve olaylardan ders çıkartmam için varlardı.

Benza ve Elka ile birlikte bir odadaydım. Moneta da oradaydı. Yalnız Elka'nın karnı şişmişti. Onu hamile bir şekilde mi görüyordum? Elka öfkeli bir şekilde ağlayarak bağırdı.

"Bebeğimi öldürecekler diyorum!"

Onu gerçekten de hamile görüyordum. Bu gelecekten bir kesitti. Üstelik tuhaf bir şeyler oluyordu. Moneta ne yapacağını bilmez bir şekilde 'kimse buna cesaret etmeyecek. Atalante de buna izin vermez' dedi. O sırada görüntüm tekrar değişti.

Fiona Okka ile birlikte evine doğru ilerlerken ikimizinde bakışları aniden benim evimin önüne dikili direklere takıldı. Bu direklerin ucunda birçok kişinin kesilmiş başları duruyordu!

Fiona korkuyla evime doğru koştuğunda hepsine tek tek baktı. Ben de onunla birlikte hepsine bakıyordum. Kisor büyücüsü, Hyacinthe, birçok kisor ve sayn halkından kişiler, büyücüler...

Fiona hepsine baktıktan sonra rahatlamış gibi nefesini dışarıya verdi. Aralarında Corentin var mı diye kontrol etmişti anladığım kadarıyla. Onu hala Mathilda'nın elinden almamalarını anlayamıyordum. Evin önüne dikilmiş direklere bakarken dişlerimi birbirine bastırarak çenemi olabildiği kadar sıktım. Artık geri dönmek ve buna son vermek istiyordum. Sabırla bekleyecektim ama bu süre çok uzamamalıydı.

Görüntüm tekrar değiştiğinde Mathilda ve Leuke Mathilda'nın evinde karşı karşıya duruyorlardı. Pek sıcak bir ortam değildi. Leuke sinirli görünüyordu. Mathilda omuzlarını silkerek konuştu.

"İstemiyorum."

Leuke sinirle çenesini sıktı ve söze girdi.

"Biz ekibiz. Bizi yarı yolda bırakamazsın."

Mathilda bir müddet bekledikten sonra tekrar söze girdi.

"Artık savaş istemiyorum."

Leuke sinirle bağırdı.

"Sen istemesen de savaş olacak ve çoktan başladı!"

Mathilda daha sakin bir tonda konuşmaya devam etti.

"İki tarafa da bulaşmayacağım. Corentinle sakin bir hayat yaşamak istiyorum."

"Moneta da bir zamanlar taraf seçmedi. Ama bak ne oldu? Gölge onu lanetledi. Yeterince açık konuşuyor muyum?"

Mathilda kesinlikle hastaydı. Şu durumda Corentinle sakin bir hayat yaşayabileceğini düşünmek saçmalıktı. Leuke o kadar sinirlendi ki geri çekilirken fısıltıyla konuştu. Mathilda geriye savrulurken hemen karşılık verdi. O sırada Corentin arkadan göründü. Leuke'nın boynuna doğru uzattığı hançerle yaklaştı. Leuke şimdi şaşırmıştı.

"Hançer zehirli. Gitmezsen boynuna saplayacağım."

Mathilda da buna şaşırırken gülümsedi. Leuke bir müddet beklediğinde geri adım attı. Corentine bakarken 'yazık olacak' dedi. Corentin bir şey söylemediğinde Leuke evden ayrıldı. Mathilda Corentine gülümseyerek bakıyordu. Corentin ise Mathildaya bakmadan içerdeki odaya yöneldi. O sırada gözlerimi yatakta açtım.

ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin