Bölüm 11

16.9K 1.7K 369
                                    

Sinirle soluk alıp verirken 'inanamıyorum ya' diye bağırdım. Fazlasıyla öfkelenmiştim. Sinirden elim ayağım titriyordu.

"Ne zamandan beri veriyorsun bunu bana?"

Annem telaşlı bir şekilde 'oldu biraz' dedi. Hızla çöpü açarak kutunun içindeki ilaçları boşaltıp sert bir şekilde çöpe attım. Annem 'bu kadar sinirleneceğini tahmin etmemiştim' dediğinde sakinleşmeye çalışıyordum. Sonuçta onun kesitlerden haberi yoktu. Onun suçu değildi ama benden gizli yapıyor oluşu beni çok sinirlendirmişti. Sakinleşmeye çalışarak yalan söyledim.

"Günlerdir sersem haldeyim. Yüzme sırasında kolumu bile kaldıramıyorum. Bunun yüzündenmiş demek ki."

Doktor Henryden artık gerçekten şüpheleniyordum. Çok sinirli bir şekilde tekrar söze girdim.

"Her şeyi Doktor Henry'e söylemekten vazgeçmelisin. Hayatımın bu şekilde kontrol edilmesini istemiyorum. Odamdaki aynayı bile sorguluyor!"

Annem beni sakinleştirmeye çalışarak 'iyiliğin için' diyordu. Bu beni daha çok öfkelendirmişti. Bu iyiliğin için muhabbetinden fazlasıyla sıkılmıştım artık. İyilik için yapılan her şey kötülüğüme oluyordu çünkü.

"Ama bana iyi gelmiyor! Anne bu benim son uyarım. Eğer Doktor Henry'e böyle her şeyi yetiştirmeye devam ederseniz bir daha asla seanslara gitmem. Yüzmeye falan da devam etmem. Hiçbir şey yapmam. Her şey berbat olur."

Annem telaşla elini sallarken 'tamam bunu daha sakin konuşalım' diyordu.

"Doktor Henry'e ilacı almaya devam ettiğimi hiçbir sorun olmadığını söyleyeceksin. Anne yemin ediyorum hiçbir şey yapmam. Evde bile durmam."

Sinirle kapıyı göstererek 'giderim' demiştim. Şu an belki çok abartıyordum ama Doktor Henry beni çok rahatsız ediyordu. Onda açıklayamadığım bir şeyler vardı. Annem hızla önüme geçerken 'tamam demeyeceğim' demişti.

"Yemin ederim demeyeceğim hiçbir şeyi artık."

Sakinleşerek başımı olumlu anlamda salladım. Sakin olmalıydım.

"Ben iyiyim anne. Uyandığım zamanki gibi saçmalamıyorum da. Hepsi rüyaymış etkisinde falan değilim artık. Her şey yolunda."

Annem biraz gülümseyerek başını salladığında onu bu hareketlerimle telaşlandırdığım için kendime kızıyordum ama bunu yapmaya mecburdum. Bunun önünü alamazsam hayatım Doktor Henry tarafından yönetilecekti. Birkaç seans sonrası artık oraya gitmeyeceğimi de söyleyecektim. Çok uzamıştı bu durum.

Babam geldiğinde yemeğimizi yemiştik. Masa fazlasıyla sessiz olduğu için huzursuzlansam da böylesi daha iyi diye düşündüm. Yemeğimi bitirip tabağımı mutfağa götürdükten sonra odama ilerledim. Kapıyı örtüp tekrar günlüğümü açtım. Birkaç gün önce yazmayı bitirmiştim. Burada yaşadıklarımı yazıp yazmamak konusunda tereddüt yaşasam da yazmaya karar vermiştim. O sırada odaya Dasha girdi. Kapıyı tıklatmadan aniden girdiği için hızla günlüğümü kapattım. Dasha mahçup bir şekilde 'tıklatmayı unuttum' derken güldüm.

"Sorun değil. Gel hadi."

Masadan kalkıp yatağa oturduğumda Dasha da kapıyı örterek yatağa oturdu. Bir şey diyecek olmalıydı.

"Okula gitmeden önce bir çocuk seni sordu."

"Nasıl bir çocuk?"

"Adı Vasilismiş."

Kaşlarımı çataraken 'ne söyledi' diye sordum.

"İyi olup olmadığını sordu."

ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin