Bölüm 3

17.4K 1.9K 286
                                    

Kadına cevap vermeden, Dennise de sert bir şekilde baktıktan sonra eve girdim. Eve girerken annem mahcup bir şekilde kadına 'yeni hastaneden çıktık biraz gergin' diyordu. Kimseye açıklama yapmak zorunda değildik! Bu olay bile beni şu an çok sinirlendirmişti. Gerçekten iyi değildim ben.

Odama ilerlediğimde odaya giremeden bir müddet bekledim. Hayır ben alışamayacaktım. Bu duruma neden gelmiştim? Azraili daha ne kadar beklemek zorundaydım?

Odaya girdiğimde eşyalarımı incelemeye başladım. Her şey bıraktığım gibiydi. Aklıma günlüğüm geldiğinde hızla gizli bölmeme ilerledim. Anneme bu bölmeyi söylemiştim.

Bölmeyi açtığımda günlüğüm orada duruyordu. Kalbim daralırken günlüğü elime aldım. Annem odaya girdiğinde 'o nedir' diye sordu. Günlüğü elimde sıkarken 'günlüğüm' dedim.

"Günlük mü tutuyordun?"

Günlüğü elimde daha fazla sıkarken ağlamak üzereydim. Gerçekten rüya mıydı yaşadıklarım? Nasıl olabilirdi ki bu? Bunu asla kabul edemezdim. Asla!

"Bir ara yazıyordum evet."

Günlüğü alarak bölmeyi kapattığımda annem odadan ayrıldı. Annem odadan çıktığında kendimi sıkarak gizlice ağlamaya başladım. Hızla banyoya ilerleyerek kapıyı kilitlediğimde suyu açtım. Elimi yüzümü yıkarken ağlamaya devam ediyordum. Gözlerim kızardığı için kızarıklık geçene kadar banyoda bekledim. Beni böyle görmelerini istemiyordum çünkü deli damgası yemek hoşuma gitmiyordu.

Salona doğru ilerlediğimde annem yanıma yaklaşarak telefonu uzattı. Bu benim telefonumdu.

"Bu senin."

Telefonumu elime aldığımda şifresini en başta hatırlayamamıştım. Bir süre sonra hatırlayarak açtım.

Sosyal medyalarım duruyordu. Mesajlar kısmına girdiğimde yıllar öncesinden kalan mesajlar duruyordu. Bu mesajlar ben komaya girmeden önce kalan mesajlardı. Yakın bir arkadaşım olmadığı için okul grupları dışında pek bir mesajım yoktu. Okuldan birkaç kişinin ödev sorduğu mesajları gezerken istemeden güldüm. Annem 'neye gülüyorsun' dediğinde lafa girdim.

"Okuldaki arkadaşlarımla olan mesajlarım duruyor. Ders dışında bir şey konuşmamışız hiç."

Bu fazlasıyla komiğime gitmişti. Gerçekten de hiç yakın arkadaşım olmamıştı. Hermia gibi biri burada asla olmamıştı. Bu acı bir şekilde gülümsememe sebep oldu.

Tüm mesajları temizledikten sonra telefonun fabrika ayarları kısmına girerek telefonu sıfırladım. Hiçbirini görmek istemiyordum. Sosyal medyalarıma girerek hepsini sildikten sonra telefonu bir kenara fırlattım. Derince bir nefes alırken Dasha yanıma geldi.

Koluma girerek omzuma yaslandığında 'şimdi ne olacak' diye sordu. Babam hızla araya girerek lafa girdi.

"Okula devam etmeni istemeyeceğim. Önce toparlanman daha önemli. Bu süre zarfında ne yapmak istiyorsan onu yapmalısın. Yüzmeye devam etmeye ne dersin? Ya da çok istediğin çello eğitimini alabilirsin."

Başımı iki yana sallarken 'hiçbir şey yapmak istemiyorum' dedim.

"Şimdilik hiçbir şey yapmak istemiyorum."

Babam başını olumlu anlamda sallarken 'biz işe gittiğimizde ne yapacaksın' diye sordu. Evde tek kalmamı istemiyordu. Babam da psikolojimin iyi olmadığını düşünüyordu ve bu yüzden tek kalmamı istemiyordu.

"Evde yatacağım."

"Arkadaşlarınla takılabilirsin istersen."

"Benim hiç arkadaşım yok. Olanlar da artık yok. Yıl geçti."

ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin