Bölüm 8

17K 1.7K 570
                                    

Odaya girdiğimde Dashayı göremeyerek titremeye başlamıştım. Kulaklarımın çınıltısı devam ederken korkuyla geri adım attım. Nefesimi tuttuğumu çok sonradan fark etmiştim. Koşarak annemlerin odasına ilerlediğimde kapıyı tıklatarak hızla içeri girdim.

Hepsi uyuyordu ve Dasha da onlarla birlikte yatıyordu. Annem uyku sersemi 'Despina sorun nedir' diye sorduğunda telaşlı ve bir o kadar da korku dolu halimle 'Dashayı odasında göremeyince telaşlandım' dedim. Aslında beni bu kadar ürküten şey ses duymama rağmen somut bir şeyi göremememdi.

"Kabus gördüğü için korkmuş. Burada yatıyor işte."

Başımı olumlu anlamda sallarken odanın kapısını kapatarak çıktım. Kesinlikle tuhaf şeyler oluyordu. Bildiğim kadarıyla Azrail insanlar alemine geçişi kapatmıştı. Bir cin benimle oynuyor olabilir miydi? Öyle olsa bile ben onlarla yaşamıştım. Bana direkt görünebilirdi. Bu çok daha tuhaf bir durumdu.

Dashanın odasına ilerlerken kalbim ağzımda atıyordu. Odanın kapısını itekleyerek açtığımda elimi duvara uzatarak lambayı yakmaya çalıştım. Ne kadar denesem de ışık yanmıyordu. Lamba aniden bozulmuş olamazdı.

Korkuyla titrerken kendime sürekli cesaret enjekte ediyordum. Daha kötü şeyler yaşadığımı ve sakin olmam gerektiğini vurguluyordum. Dashanın odasına yavaş adımlarla girerken etrafa bakıyordum ama herhangi bir tuhaflık göremiyordum. Giysi dolabının kapağı aniden çarptığında korkuyla yere düştüm. İşte şimdi gerçekten elim ayağım titriyordu.

"Kimsin? Göster kendini."

Yerde bir müddet beklerken bir işaret bekledim. Uzun süre beklememe rağmen bir şey olmuyordu. Korkumun üstüne merak ve heyecan da eklenirken terlediğimi hissettim. Yüzüm alev almıştı sanki.

Ayağa kalkarak dolap kapağına ilerlediğimde açmaktan vazgeçerek odadan hızla çıktım. Odanın kapısını kapattıktan sonra derin derin nefes almaya başladım. Kendimi çok fazla kasmış olmalıyım ki bacaklarım titriyordu. Cinlerle iyi geçmişim olmamıştı ve ben burada savunmasızdım. Bu beni daha çok ürkütmüştü.

Kendi odama girerek kapıyı kapattığımda ışığı söndürmekten vazgeçtim. Bu olanların bir açıklaması olmak zorundaydı. Telefonuma aniden bildirim sesi geldiğinde yerimden sıçardım. Bu beni fazlasıyla korkutmuştu çünkü bana kimseden mesaj gelmeyeceğini biliyordum. Titrememe engel olarak telefonu elime aldığımda mesajlar kısmına girdim. Yabancı bir numaradan mesaj gelmişti.

-İyi misin?

Mesaja anlamaz gözlerle bakarken bu mesajın kimin attığını anlayamamıştım. Üstelik neden böyle bir mesaj atmıştı bu tanımadığım kişi?

-Tanıyamadım?

Bir süre beklediğimde nihayet yazmıştı.

-Ben Dennis.

Bıkkınca ofladığımda biraz olsun sakinleşmiştim. Bu benim numaramı nereden bulmuştu? Beni fazlasıyla sinirlendiriyordu ve ondan hiç hoşlanmamıştım. Mesajına cevap vermeyerek telefonu yatağa bıraktığımda derin derin nefes aldım. Çok tuhaf şeyler yaşanıyordu ve ben bu yaşanılanların mantıklı bir açıklamasını bulacaktım. Tabii bundan kimseye bahsetmeyerek. Telefona tekrar bildirim sesi geldiğinde baktım. Derdi neydi bu çocuğun?

-Kapıyı aç.

Şaka yapıyor olmalıydı. Bu saatte delirmişti ya da canı gerçekten dayak istiyordu. Kapıyı falan açamazdım. Bir süre cevap vermeyerek beklettiğimde tekrar yazdı.

-Açmazsan zile basacağım.

Telaşla ayaklanırken en son konuşmama kararı aldığımızı anımsadım. Beni her seferinde sinirlendirmeye ve rahatsız etmeye devam edecekti anlaşılan. Beni rahat bırakması için ona çok iyi bir ders vermeliydim. Zamanı gelince ne yapacağımı da çok iyi biliyordum.

ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin