Bölüm 24

19.8K 1.8K 825
                                    

Gözlerimi yatağımda açtığımda Azrail elimden tutuyordu. Yine olduğu gibi kasılmış ve nefes nefese kalmıştım. Derin derin nefes alırken Azrail fısıltıyla bir şeyler okudu. Rahatladığım sırada konuştum.

"Şimdi bu gördüklerimi bilerek nasıl görmemiş gibi davranacağım?"

Azrail derin bir nefes aldıktan sonra konuştu.

"Savaşa kadar ne görüyorsan görmemiş gibi yapmalısın. Kimsenin arası bozulmamalı ve özeller birlik içinde kalmalı."

Başımı bıkkınlıkla geriye attıktan sonra yataktan kalkmak için hareketlendiğimde Azrail omzumdan bastırarak yatağa geri yatırdı. Eğilerek burnumdan öptüğünde gözlerimi açarak baktım.

"Şimdi kalkabilirsin."

"Bu neydi şimdi?"

Yataktan doğrulurken gülüyordum. Azrail omuzlarını silktiğinde tekrar konuştum.

"Daha yeni uyandım kendime gelmeden kafamı dağıtma."

Yataktan çıkarak banyoya ilerlediğimde hala gülüyordum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kıyafetim alarak giyindim. Odaya geri döndüğümde Azrail'i de alarak alt kata indim. Dennis henüz kalkmamıştı ve sanırım Hermia da gelmemişti. Ev fazlasıyla sessizdi.

Azrail kahvaltı hazırlayacağını söyleyerek mutfağa ilerlediğinde evin önüne çıktım. Serin hava suratıma çarptığında rahatlamıştım. Halk evlerine dönmüş ve sabahın erken saatinde kalkarak çalışmalara başlamıştı. Bir yanım savaşın olmasını istemezken diğer yanım olsun istiyordu. Artık belirsizlikten kurtularak bu savaşın bize bir sonuç getirmesini istiyordum. Aynı zamanda çok kişi öleceği için bunu isteyemiyordum. Savaş vakti halkın en az hasarı alması için elimden geleni yapacaktım. Halk da bu savaşı istiyordu. Onlar da intikam istiyordu!

Halkı izlemeye devam ederken Azrail içeri girmem için seslendi. Kapıyı örterek içeri girdiğimde kahvaltıyı hazırlamıştı.

"Harika görünüyor."

Dennis'in odasına yönelirken Azrail 'nereye gidiyorsun' diye sordu.

"Dennis'i uyandıracağım."

Azrail kaşlarını çatarken yanıma gelerek güldü ve omuzlarımdan tutarak masaya doğru yönlendirdi.

"Onu ben uyandırırım."

Masaya oturduğumda 'tamam' dedim. Azrail Dennis'in odasına girerek onu kaldırdığında Dennis esneyerek odadan çıktı. Bakışlarını masaya çevirirken 'günaydın' dedi.

"Günaydın. Hadi sofraya gel."

Dennis banyoya ilerlediğinde Azrail masaya oturdu. Ardından Dennis de masaya geldi. Hep beraber kahvaltımızı yaparken muhabbet ediyorduk. Dennis ile geldiğimizden beri konuşmaya pek vaktimiz olmamıştı.

"Özelleri nasıl buldun?"

Dennis lokmasını yutarken 'fena' dedi. Bu gülmemize sebep olmuştu.

"Hepsi çok dikkat çekici. Karşı özelleri ve ölen özelleri göremesem bile kalanlar yetti."

Başımı sallarken 'en çok hangi özel dikkat çekici' dedim merakla. Dennis gülerken peçeteyle dudaklarını sildi ve söze girdi.

"Sen."

Buna şaşırarak kaşlarımı havalandırdığımda Azrail kaşlarını çatarak Dennis'e döndü. Ardından 'anlayamadım' dedi. Dennis afallarken 'öyle değil' diyerek açıklamaya çalıştı.

ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin