Bölüm 14

17.9K 1.8K 443
                                    

Hastaneden ayrıldıktan sonra öncesinde hemşireden almış olduğum adrese baktım. Bu adrese gidecek bir araç bulmalıydım. Durakta bekleyen birkaç kişiye sorduktan sonra binmem gereken aracı bekledim. Geldiğinde araca bindim ve inmek istediğim sokağı şoföre söyledim. Geldiğimiz vakit bana haber verecekti.

Yarım saat gibi bir süre sonra şoför söylediğim sokağın şu an durduğumuz sokak olduğunu söyledi. Teşekkür ederek araçtan indikten sonra sokaktaki birkaç kişiye adresi gösterdim. Onlar da adresin bulunduğu evi bana göstermişlerdi.

Burası elit bir sokaktı. Evler müstakil ve bahçeliydi. Doktor Mark'ın evi olduğunu öğrendiğim eve ilerledikten sonra bahçeye girdim. Heyecanım biraz vardı ama yine de emin adımlarla ilerliyordum. Ona soracak birkaç sorum vardı. Cevaplarımı almayı umut ediyordum. Cevaplarımı aldıktan sonra gidecektim.

Sağ tarafta bulunan giriş kapısına ilerlediğimde kapıyı tıklatmak için hareketlendirdim. İlk tıklatışımda kapı geriye açıldı. Evin kapısını açık mı bırakmışlardı?

Yanda duran zile bastıktan sonra bekledim. Sanırım Doktor Mark kapıyı tam örtememişti. Dakikalarca beklememe rağmen kimse gelmemişti. Acaba evden çıkarken mi kapıyı tam örtememişti? Bu büyük sorumsuzluk olurdu.

Zile tekrar bastığımda beklemeye başladım. Artık dayanamayarak kapıyı sonuna kadar iteklediğimde görüntüme büyük bir hol girdi. Bu görüntüye yerde yatan bir adam daha eklenmişti. Korku ve endişeyle gözlerimi büyütürken hızla eve girerek adama doğru koştum. Bu Doktor Mark olmalıydı.

Yanına vardığım zaman yer kan gölüne dönmüştü. Doktor Mark'ın boğazı kesilmişti! Korku içerisinde telaşla hareket ederken titremeye başlamıştım. Ne yapmalıydım?

Nabzını kontrol ettiğimde yaşamadığını anlamıştım. Zaten boğazı derinlemesine kesilmişti. Yaşamıyor olduğunu anlamama rağmen kontrol etmiştim. Telaşla telefonuma yönelirken dışarıdan polis siren sesi geldi. Ben de tam olarak polisi aramak üzereydim.

Adımlarımı kapıya yönlendirdiğimde polisler içeri girdiler. Onlara açıklama yapacaktım ki hızla bir tanesi beni yakalayarak bileklerimi kelepçeledi.

"Bir saniye yanlış anlaşılma var!"

"Karakolda bolca konuşacaksın zaten."

Polis beni susturmaya çalışırken telaşla açıklama yapmaya çalışıyordum.

"Bakın ben buraya geldiğimde öldürülmüştü zaten. Ben yapmadım yemin ederim."

Polislerden beni çekiştirerek dışarı çıkardığında telaşla kendimi ifade etmeye devam ediyordum. Ama beni dinlemiyorlardı!

"Bakın ben geldiğimde onu bu halde buldum. Neden dinlemiyorsunuz?!"

Polis durarak sert bir ifadeyle 'Despina Rivero?' dedi.

"Sensin değil mi?"

Şaşkınlıkla 'evet' dediğimde polis tekrar söze girdi.

"Şikayette bulunuldu. Sizin Doktor Mark'ın evine bu saatte uyuşturucu alışverişi için geleceğiniz söylendi. Tam da denildiği gibi buradasınız."

Polis konuşmasını bitirdiğinde yürümem için itekledi. Şaşkınlık içerisindeydim. Tepki bile veremiyordum. Bu nasıl olabilirdi? Uyuşturucu alışverişi de ne demekti? Beni takip eden birileri vardı ve bu birileri insan değildi tahminimce. Beni tuzağa düşürmüşlerdi. Gelen gözyaşlarımı geri gönderirken derin bir nefes aldım. Sakin olmalıydım. Sakin olmalıyım ki bu işi çözebileyim.

ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin