Bölüm 26

17.5K 1.7K 908
                                    

Bölüm yazarken dinlediğim şarkılardan bir tanesini medyaya bırakıyorum. Okurken dinleyebilirsiniz. 🌼❤️

NOT: Atalante için kurduğum instagramı takibe almaya başlamışsınız. Çok sevindim gerçekten ve sayımızı merak ediyordum açıkçası. Her gün yeni birileri takip ediyor. Mesaj atanlarınız da olmuş hepiniz balsınız bal. 🌼

.........

Adonia geri geri adım attığında özeller birbirimize baktık. Ne yaptığını ve ne söylediğini anlayamıyorduk. Adonia geri çekildiğinde duraksayarak belinden bir şişe çıkardı. Şişeyi hızla içtiğinde hepimiz kaşlarımızı çattık.

"Ne yapıyorsun?"

"Ben doğanın hakimi, bitkilerin efendisiyim. Benim olanı sunuyorum."

Adonia ellerini iki yana açtığında fısıltıyla büyüsünü okudu. Elka Monetaya 'bu ne büyüsü' diye sorduğunda Moneta şaşkınlıkla 'ilk defa görüyorum' dedi.

"Ne okuyor?"

"Duyamıyorum."

Adonia fısıltıyla okumaya devam ettiğinde aniden duraksadı ve belinden çektiği hançeri sıkıca tuttu.

"Atalante, ben kötü şeyler yaptım evet ama bunu şimdi telafi edeceğim. Beni gelecek nesillere iyi anlatın. Beni tarih kitaplarınızda kötü biri olarak göstermeyin. Her şey Hye adına."

Adonia hançeri boğazına tuttuğunda hızlı bir şekilde boğazını kesti. Hepimiz şaşkınlık içerisinde Adoniaya bakarken hızla Adoniayı yere düşerken tuttum. Adonia çırpınırken 'ne yaptın sen' diyerek bağırdım. Neden kendini öldürmüştü? Buna gerek yoktu! Üstelik ne yaptığını da anlamamıştık.

Azrail yanımızda belirdiğinde hızla yanıma ilerledi. Adoniayı tutmaya devam ederken Adonia son sözlerini söyledi.

"Sana çok güzel bir şey sundum. Hye için."

Adonia çırpınmasına son verirken yerden bir çok çeşitte bitki yükseldi. Adoniayı sararak içlerine almış ve toprağa geri girmişlerdi. Bunu şaşkınlıkla izlerken Azrail gözlerini kocaman açtı.

"Bu... Bu doğanın değişikliği..."

Azrail sözünü bitiremeden büyük bir dalgayla geri savrulduğumda aynı şekilde herkes savrulmuştu. Doğa çok sert davranmıştı. Vücudum karıncalanırken içimden bir şeyler çekiliyormuş gibi hissediyordum.

"Bu da ne böyle?"

Korkuyla ayaklanırken yerden yükselen bitkiler tüm vücudumu sardı. Korku içinde Azraile bakarken Azrail çoktan savrulduğu yerden yanıma gelmişti. Bitkileri büyüyle ve fiziksel olarak açmayı denese de başarılı olamadı. Bitkiler beni göğe yükseltirken bu herkesin dikkatini çekti. Leuke'nin sesi duyuldu.

"Lanet olsun. Döngüye engel olun. Atalanteye saldırın!"

Tüm düşmanlar bana döndüğünde hepsi koşmaya başladı. Ne döngüsüydü? Neydi bu hiçbir şey anlamamıştım.

Ordu bulunduğumuz bölgeye koşarak önüme geçtiğinde büyücüler şaşkınlıkla bakıyordu. Moneta hepsinin afallamasına son vererek beni korumaları için dizilmelerini söylediğinde hepsi dizildi. Azraile bağırırken korku içindeydim. Yükselmem durmuş ve en alt taraftan toprak içeri göçmüştü. Azrail bile buna engel olamıyordu. Özeller de ona yardım ederken bitkiler etrafta yükseldi ve hepsini geriye savurdu. Hızla yükseldiğim yerden aşağı düşerken içeri gömülen toprağa gömüldüm. Üstüm toprakla kapanırken bağırabildiğim kadar yüksek sesle bağırıyordum.

ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin