Bölüm 34

18.6K 1.6K 756
                                    

Azrail ile birlikte deliler gibi eğlendiğimiz zamanın ardından fazlasıyla yorulmuştum. Azrail'in enerjisi asla tükenmeyecekti bunu biliyordum ama benden bu kadardı. O da çok fazla yorulduğumu fark ettiği için artık eve dönebileceğimizi söyledi. Zamanımızın her saniyesi kahkahalarla geçmişti. Benim için çok anlamlı ve asla unutamayacağım bir geceydi.

Eve geldiğimizde kendimi yatağa atarak derin bir nefes verdim.

"Ayaklarımı hissetmiyorum."

Topuklu ayakkabının üzerinde ayaklarım perişan olmuştu. Azrail ayakkabılarımı çıkardığında yatakta doğruldum. Başımı yana eğdikten sonra gülerek 'üzerimi değişip hemen uyuyacağım' dedim. Azrail gülerek beni kolumdan tuttuğunda yataktan kaldırdı. Banyoya ilerleyerek aldığım eşyalarımı giyinmiş ve odaya döndüğümde elbiseyi dolabıma asmıştım.

Hızla yatağa ilerleyerek tekrar kendimi yatağa attığımda Azrail örtüyü üzerime örtmüştü. Işığı söndürdüğünde 'bugün benimle uyu' dedim.

"Yani uyumuyorsun ama yine de gel."

Elimi Azraile doğru uzattığımda gülerek elimi tuttu ve hemen yanıma geçerek uzandı. Ona sıkıca sarılırken tekrardan gülümsedim. Azrail o sırada 'düğün nasıl olsun isterdin' diye sordu.

Gözlerim kapalı omzunda yatmaya devam ederken 'düğün mü' dedim.

"Elka ve Benza'nın yaptığı gibi aramızda halletsek daha iyi olmaz mı?"

Azrail güldüğünde 'Moneta Elkaya sustu ama seni çok fena yapabilir' dedi. Buna gülerken 'haklısın' dedim.

"O zaman herkesin eğleneceği bir şey hazırlayalım. Halk da buna dahil olsun. Her eve ikramlar dağıtılsın."

Azrail saçımla oynarken 'çok güzel bir fikir' dedi. Saçlarımla oynaması beni daha çok mayıştırmıştı. Yorgunluğun verdiği etkiyle uyumak üzereydim. Azrail bir şey söylediğinde zorla gözlerimi aralayarak 'ne dedin' dedim.

"Çok uykun var. Uyu hadi. "

Gözlerimi tekrar geri kapatırken Azrail'in omzunda uykuya daldım.

......

Kendimi bir odada zincirlere bağlı bir şekilde gördüğümde kaşlarımı çatarak kesiti izlemeye başladım. Duvara zincirlere bağlanmıştım ve burada yalnızdım. Zincirlerden kurtulmaya çalışırken gözlerimde korku ve endişe yatıyordu. Bunu görebiliyordum.

Odanın demir kapısı açıldığında içeri biri girdi. Giren kişinin yüzü de dahil tüm vücudu kapalıydı. Dik durmaya çalışarak başımı kaldırdığımda adama öfkeyle bakıyordum. Onunla tanışmış olmalıydım. Bir kesitimde Azrail kaybolacağımı söylemişti. Yoksa bu benim kaybolduğum zaman mıydı? Kesiti çok iyi izleyerek ipuçları yakalamalıydım.

Adam çok komik bir şey varmış gibi kahkaha attığında zincirlere bağlı olan ben sinirle çenemi sıkıyordum.

"Kendini feda etmen gözlerimi yaşarttı Atalante."

Onun hangi ırka mensup olduğunu anlayamıyordum. Bir kisor muydu yoksa...? Bir fikrim yoktu. Enerjisini gizliyordu sanki. Ya da bilmediğim bir ırka sahipti.

Zincirlere bağlı olan ben cevap vermediğimde adam odanın içinde dolaşarak konuşmaya devam etti.

"Bu aslında benim istediğim bir şey değildi."

Adama öfkeyle bakarken çenemi sıkıyordum.

"Umurumda değil. Bunun bedelini hepiniz ödeyeceksiniz."

ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin