6. Bölüm - Araba

514 74 32
                                    

"Köpek mi ezdik?" Kyungsoo kucağında hala uyuyan Baekhyun'u rahatsız etmeden doğruldu yavaşça. 

"Zannetmiyorum Kyungsoo Hyung. Bence bir köpekten daha büyüktü. O yüzden hepimiz arabada kalmalıyız. Kimse çıkmasın." Sesimdeki endişe çok net bir şekilde algılanabiliyordu. Buna rağmen sesimin titrememiş olması şaşırtıcıydı.

"Büyük ihtimalle köpekti. En kötü bir geyiktir. Endişelenmeye gerek yok. Çıkıp kontrol edeceğim." 

Jongin arabadan çıkmak için bir kere daha hamle yaptığında kolundaki tutuşumu sıklaştırdım. Başımı hızla olumsuz şekilde sallamaya başlamıştım. "Büyüktü diyorum. Bence zombiydi." 

"Öyleyse bile başa çıkabilirim. Eğer çıkamazsam pencereyi açıp ikimizi de öldür."

"JONGİN!" Jongin pis pis gülerken suratım iyice düşmüştü. Endişelendiğim her halimden belliydi ve o dalga geçiyordu. Birden ona hyung diye hitap etmediğimi fark ettim. Ama o bunu umursamamış gibi duruyordu.

"Şaka yapıyorum. Kimseyi vurman gerekmiyecek. Bir şey olursa Soo vurur" 

Dudaklarım Jongin'e tekrar itiraz etmek için aralanmıştı ki burnuma değen dolgun dudaklar nefesimin içime kaçmasına sebep oldu. Kolunu sımsıkı tutan kollarım anın şokuyla gevşemiş kucağıma düşmüştü. Ben daha hareket edecek gücü kendimde bulamadan Jongin arabadan çıktı bile.

Arabanın önünden dolaşan görüntüsünü izledim gözlerimle. Arabanın benim tarafıma geçtiğinde camı indirerek arabanın yanında yere eğilen bedene baktım. Alt dudağım dişlerim arasında işkence ediyordum ama acısı şuan umrumda bile değildi. Gerginlikten heran bayılabilirdim.

"Sehun sakın kapını açma." Jongin'nin hiçbir duygu barındırmayan sesini duyduğum kalbim durmuştu. Biliyordum işte. Kesin zombiydi. Bu devirde köpek mi kalmış. Nerden bulup da ezelim değil mi ama.

"Beni korkutuyorsun hyung. Neymiş?"

"Hiçbir şey rahatla. Sadece bir araba parçası. Ama buraya nasıl gelmiş anlamıyorum."

"Tabi biri bilerek oraya koymadıysa." Yabancı ses ikimizi de hazırlıksız yakalamıştı. Ben kafamı hızla kaldırıp Jongin'nin kafasına silah dayayan yabancıyla göz göze geldim. Yüzünde keyifli bir gülümseme vardı. Silahı tutuşundan belliydi elindekiyle şakası yoktu. 

Boyu benden kısa gibi duruyordu ama buradan anlaması pek de kolay değildi. Süt kahvesi saçları hepimizin olduğu gibi düzeltilmeye çalışılmış ama başarılı olamamıştı. Yüzünde tek bir mimik bile yoktu. Ve bu beni daha da geriyordu. Sanki mümkünmüş gibi.

"Şimdi dışarı ufaklık. Arabayı bana bırakıyorsunuz. Yoksa arkadaşını vururum." 

Şimdi yalan söyleyemezdim baya baya korkmuştum. Ama ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Yabancı gözlerimin içine sanki ruhumu okuyormuş gibi bakarken Jongin kesinlikle arabadan inmememi söylüyordu dudaklarını oynatarak.

"Güzel plan ama bizim kalabalık olma kısmımızı düşünmemişsin sanırım." Kyungsoo arka koltuktan konuştuğunda sevinç çığlığı atmak istemiştim ama pek de zamanı olduğunu sanmıyordum. Göz ucuyla ona doğru baktığımda arka pencereyi açıp onun da yabancıya doğru silahını doğrulttuğunu görmüştüm.

Yabancının yüzünde birkaç saniyeliğine bir şaşkınlık geçse de kendini hızla toparlamıştı. Yüzüne tekrar keyifli bir gülümseme oturttu. "Beni öldürürsen arkadaşın da ölmüş olur."

"Yani? Ben de arka koltuktan sürücü koltuğuna geçer yoluma devam ederim. Hayatta kalmak için onca şey atlattıktan sonra 3 kişi hayatına birini feda edemez miyim sanıyorsun?"

Zombieland//SekaiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora