23. Bölüm

553 66 43
                                    

Yemek yerken okumayın kişisine göre iğrenç gelebilecek bölüm var. KEYİFLİ OKUMALAR...

Gece dışarıda olmak iyi bir fikir değildi. Gruptaki herkes bunu zor yoldan öğrenmişti. Ancak kampa hava kararmadan yetişmek mümkün değildi. Bu geceyi de dışarıda geçirmek zorundaydılar. Hiçbiri bunu istemiyordu. Chen ve Luhan'nın onların öldüğünün düşünerek bir gece daha geçirmek zorunda olduğu gerçeği canlarını sıkıyordu çünkü. 

"Bu geceyi geçirecek bir yere ihtiyacımız var." Kyungsoo gözlerini neredeyse batmakta olan güneşten arkasındaki gruba çevirdi. Gruptakiler sessizce başını sallayarak yanıtlamışlardı onu. Herkes bir yere ihtiyaçları olduğunu biliyordu ama kimse kampa doğru ilerlemekten vazgeçecek kişi olmayı istemiyordu.

"Haritada bir çiftlik görmüştüm. Şanslıysak yarın sabah yolculuğumuzu atla devam ederiz. Değilsek de geceyi geçirecek bir yerimiz olur."

Baekhyun cebindeki haritayı tekrar çıkararak herkesin görebileceği bir şekilde arabanın birinin kaputuna açtı. Diğer üçü de haritanın başına gelince parmağıyla çiftliğin olduğu yeri işaret etti ve bulunduğumuz yer ile arasına görünmez bir çizgi çizdi işaret parmağıyla. "Biz buradayız yani en fazla 5 km falan olmalı."

"Güneş bir saat içinde batacak. Yetişebilir miyiz?" Sehun sesindeki endişeyi saklamaya çalışmıştı. Birlikte oldukları sürece kampa sağ sağlim varacaklarını biliyordu. Bunu kafasının içinde defalarca tekrarlamıştı.

"Başka çaremiz yok gibi görünüyor. Birbirinizden çok ayrılmayın. Buradan sonra ormanın içine girmemiz gerekiyor." Jongin belindeki silahının şarjörünü kontrol ederken konuştu. Açık alanda olmaktansa çiftlikte şanslarını denemek zorundaydılar. 

Ekip hızlı bir şekilde hazırlanıp otoyolun kenarındaki ormanlık yola girdiler. Baekhyun haritayla birlikte en önden giderek gruba yol gösteriyordu. Düz yolda gitmekle ormanın taşlı ve engebeli yolunda haritayla ilerlemek aynı şey değildi. Baekhyun aynı anda hem önüne bakması hem ormanın içinde yolunu bulması gerekiyordu. Şuan için olası bir zombi saldırısına karşı arkadaşlarına güvenmekten başka seçeneği yoktu.

Hemen arkasında Jongin ve Sehun geliyordu. Gruptaki herkes gibi onlarda attıkları her adımda biraz daha gerilen sinirlerine hakim olmaya çalışıyorlardı. Güneş yavaş yavaş ağaçların arkasında kayboluyor ve ormanı turuncu bir renge boyuyordu. Zamanın ne kadar hızlı ilerlediğini fark eden ekip için her geçen saniye ortamdaki gerilim artıyordu. Fısıltı dahil hiçbir sesin çıkmayışı ise hiç yardımcı olmuyordu onlara.

En arkadan gelen Kyungsoo için ise sessizlik sorun değildi. Bu şekilde ormanı daha iyi dinleyip her hangi bir sese karşı daha hızlı tepki verebileceğini düşünüyordu. Kyungsoo içlerindeki en iyi iz sürücüydü. Eskiden babasıyla çıktığı avlar sağolsun seslere karşı diğerlerinden daha duyarlıydı.Güneşin giderek kayboluyor oluşu ise malesef durduramayacakları bir şeydi. Baekhyun'nun bahsettiği çiftliği bir an önce bulması dışında yapabileceği tek şey grubun güvenliğini sağlamaktı.

Kyungsoo duyduğu bir yaprak hışırtısıyla adımlarını durdurunca diğerleri de anında adımlarını kesmişti. Dördü birden nefes almayı bile kesip havayı dinlemeye başlamışlardı. Hışırtı tekrar duyulduğunda bu sefer daha net duyulmuştu. Daha yakında olmalı diye düşündü Kyungsoo ama nereden geldiğini anlamak o kadar kolay değildi. Ağaçlar sesin yankılanmasına sebep oluyordu. 

Hemen grubun sağ tarafındaki çalıların arasından bir tavşan fırladığında eminim en büyük sorunu karnını doyurmak için bir şeyler bulmaktı. Ama bunun yerine ona doğru dehşet içinde dönen 4 insan bulmuştu. Hepsinin kalbi adrenalinden kulaklarından atıyordu. Beyaz pofuduk şeyi gördüklerine daha rahatlayamadan başka bir ses daha duyuldu arkalarından. 

Zombieland//SekaiWhere stories live. Discover now