12. Bölüm - Yürüyüş

504 71 15
                                    

#Flashback

Jongin ve Baekhyun'nun ilişkisi duygulara dayalı olmaktan çok fiziksel bir birliktelikti. En azından Jongin için öyleydi. Arkadaşlarının birer bir ölümünü izledikten sonra kampında daha fazla kalamaycağına karar verdiğinden beri anlık yaşamaya başlamıştı. İlerisini düşünerek attığı tek adım yanına aldığı erzaklardı. Ki önünde bir gelecek olduğundan bile şüpheliydi.

Baekhyun ise esmerden biraz hoşlanıyordu. En azından başlarda bu böyleydi. Ne zaman onu gereğinden fazla sevmeye başladığını anladı Baekhyun o zaman ilişkilerini bitirmişti. Çünkü diğerinin başkasına kalbini çoktan kaptırdığının da farkındaydı. Duygularından bir şekilde vazgeçmezse eninde sonunda canı yanacak olan kendisinden başkası değildi.

Baekhyun'nun ayrılma kararı aldığı gece aslında normalde olduklarından farklı bir gece gibi başlamamıştı. O geceyi geçirmek için evlerden birini temizlemek için seçtiler. Sokaktaki bütün evler hizmetlerinde olduğunda seçmek biraz zordu Baekhyun için bu yüzden kararlı Jongin'nin vermesine izin veriyordu küçük olan. 

Jongin içinse bir gece kalacakları ev için düşünmek bile gereksizdi. Gözüne ilk kestirdiği evi elindeki sopanın ucuyla yanındaki Baek'e işaret etti. Kısa olan başını sallayarak diğerini onayladıktan sonra adımlarını eve doğru yönlendirdi. Evi Jongin seçebilirdi ama asla bütün eğlenceyi ona bırakacak değildi.

Baekhyun verandaya varınca ayağının altındaki parkelerden itiraz edercesine bir gıcırtı çıktı. "Siktir!" Kısa olan kendini tutamadan kısık bir küfür savurdu. Tek bir dalın bile oynamadığı bir kasabanın ortasında çıkardığınız en küçük bir ses bile hoparlörle yayın yapıyormuşsunuz gibi yayılıyordu. İkisi de olduğu yerde kıpırdamadan durarak herhangi bir hareketlenme var mı diye beklemeye başladılar. 

Evin koridorundan üzerine doğru koşan yaratığı fark ettiğinde elindeki sopanın tutuşunu sıklaştırdı Baekhyun. Çok zeki yaratıklar olmadıkları için pek fazla strateji yapmayı gerektirmiyorlardı. Sarsak adımlarla olabildiğince hızlı bir şekilde üzerine gelen zombi ilk darbeyi karnına aldı. Baekhyun öne doğru yalpalayan bedenin kafasına en güçlü darbelerinden biriyle vurdu.

 Ayaklarının önüne yığılan beden daha midesini bulandırmaya sıra bulamadan sağ tarafında başka bir hareketlilik yakalamıştı göz ucuyla. Saldırmak için pek fazla vakti olmadığı için yaratığın kolunun altından geçerek arkasına geçti. Elindeki sopayı beyzbol topuna vurarmış gibi savurarak yere düşmesini sağladığı bedenin kafasını ayağının altında ezdi. Ayağının altında ezilen kafatası kemiklerinin hissi ilk seferinde kusmasına sebep olmasa artık bununla yaşamaya alışmıştı.

"İnsan rahatlıyor."

Baekhyun kafasını kaldırdığında Jongin'nin de ayaklarının altında 3 tane beden olduğunu görmüştü. İkisi de çoğu çatışmada olduğu gibi kan içinde kalmışlardı. Jongin bütün çıkış kapılarını güzelce kapatırken Baek de giyabilecekleri temiz şeyler aramakla meşguldü. Dediğim gibi bu çok sıradan bir akşamın başlangıcıydı. Çoğu günleri bu şekilde geçiyordu zaten.

Gecenin ilerleyen saatlerinde ise Jongin evin mutfağında bulduğu bir içkiyle gelmişti Baekhyun'nun yanına. Temiz kıyafetlerini çoktan giymişti ikiside. Esmer olan sırtını yatağın başlığını yaslarken kısa olanı kollarının arasına almış, göğsüne yatırmıştı. İçki şişesi sırayla ikisinin dudaklarından geçiyordu. O gece hava oldukça karanlıktı bu yüzden birbirlerinin yüzünü görmek oldukça zordu. Yatakta pek rahat değildi ama çok da umursamıyorlardı.

Baekhyun esmerin dudaklarını kulağının altında hissettiğinde sessizce kıkırdadı. Başını yan tarafa doğru eğerek diğeri için biraz daha erişim alanı açmak istemişti. Ama Jongin'nin dudakları boynuna doğru ilerlemektense yukarı doğru çıkıp kulaklarına ulaştı. Kalın dudakları Baekhyun'nun kulak çeperine sürtüyor, sıcak nefesi diğerinin gıdıklanmasına sebep oluyordu.

Zombieland//SekaiOù les histoires vivent. Découvrez maintenant