7. Bölüm- Olgun erkek

583 77 29
                                    

Umarım beklediğinize değen bir bölüm olmuştur. Keyifli okumalar...

Jongin yorgun ve sesli bir nefes bıraktı dışarı. "Pekala oylayalım o zaman."

"Sanırım burada araya girmeliyim." Chen önündeki tartışmayı durdurarak dikkati üzerine çekti. Şimdi üç çift göz üzerindeyken ağırlığını bir ayağından diğerine vererek gergin bir şekilde yerinde oynadı.

"2 aslında."

"2 mi?" Jongin şaşkınlıkla sordu.

"Hey Lu! Saklandığın yerden çıkabilirsin." Chen sesini yükselterek arkasında bir yere seslendiğinde gözlerim baktığı yere doğru odaklandı. Yan dönmüş arabaların arkasından 4-5 yaşlarında bir çocuk çıktı. Yüzündeki ifadeyi görür görmez arabadan inip tamamen Chen'e bırakmak istemiştim.

Bu yaştaki bir çocuk için görmemesi gereken şeyler görmüştü şüphesiz. Yaşaması gereken hayat bu değildi. Çikolata ya da şeker için sabırsızlanmalıydı, yiyecek herhangi bir şey için değil. Arkadaşlarıyla yakalamaç oynayıp üzerini kirletmeliydi, zombilerden kaçarken değil.

Ürkek adımlarla Chen'nin ayaklarının arkasına geçti. Gözleri üzerimizde çok az dolaşıp Chen'de durmuştu. Chen uzanıp saçlarını karıştırırken nazikçe gülümsedi ufaklığa. Küçük çocuk anında rahatlamıştı onun gülümsemesiyle. Yakın olmalıydılar. Belki kardeş, belki de baba-oğul...

"Hey, merhaba ben Kim Jongin ama arkadaşlarım bana Kai der." Jongin dizlerinin üzerine çömerek küçük çocuğun hızasına indi. "Senin adın ne?"

"Luhan ama Chen Hyung bana Lu der. Sen de bana Lu diyebilirsin. Diyebilir mi hyung?" Luhan kafasını kaldırarak Chen'le göz göze geldi. Büyüğün onu onaylaması için umutla bakıyordu. 

"Pekala Lu, kime nasıl hitap edeceğime başkaları karar vermezler. Şimdi daha önce araba kullandın mı?" Jongin, Chen'nin yüzündeki tereddütü gördüğünde konuşmasına izin vermeden araya girdi.

Küçük çocuğun yüzü tekrar Jongin'e dönmüştü. Küçük bir kıkırtı bıraktı. Gözleri hilal şeklini almış çok şirin bir hale bürünmüştü. "Ben daha 5 yaşındayım şapşal. Ayağım gaz pedalına yetişmiyor bile." derken 4 parmağını havaya kaldırmıştı. Bu sefer kendimi tutamayarak ben de bir kıkırtı bıraktım. Luhan'nin gözleri ilk defa benimle buluştu. Sanki orada olduğumun farkında değilmiş gibi irkilmişti. Ama gözlerini gözlerimden hiç ayırmadı. 

"Ben sürerken kucağıma oturursan senin yerine gaz pedalına ben basarım." Jongin'nin sesi ufaklıkla bakışmamızı bölen şey olmuştu. Luhan'nın gözleri birden heyecanla parlamaya başladı.

"Gerçekten mi?!"

"Tabiki." Jongin kollarını iki yana açtı. "Gel bakalım." 

Luhan birkaç dakika tereddüt ederek Chen'e baktı. Jongin'nin kollarına koşmak istediği çok belliydi ama yine de Chen'nin izni olmazsa bunu yapmayacakmış gibi görünüyordu. Chen'nin gözleri ise benimkilerle buluştu. Sanırım onu arabada istemeyen ben olduğum için onayımı bekliyordu. O kadar da kalpsiz değildim.

"Seni 5 yaşındaki bir çocukla burada bırakıcak değiliz. Bin arabaya hadi." Gülümseyerek çok sert görünmemeye çalıştım ama işe yaradığından emin değildim. Yine de Chen gülümseyerek sessizce teşekkür etti bana. Duymamıştım ama dudaklarını okuyabiliyordum. Luhan ve Jongin arabanın önünden dolaşıp sürücü koltuğuna otururken Chen de arka koltuktaki son koltuğa yerleşmişti. 

"Arka koltukta uyuklayan kişi Baekhyun. Uyuyor olması iyi bir şey."

"Neden?" Luhan merakla sordu kafasını arkaya çevirip uyuyan bedeni izlerken.

Zombieland//SekaiWhere stories live. Discover now