16. Bölüm (M)

784 54 33
                                    

#Sekai tagında birinci sıraya gelmişiz 🎉🎊 Şerefine şöyle ateşli bir smut yazayım dedim. Ki normalde öyle şeyler yazmam yani tamamen tag ın şerefine hahahahha KEYİFLİ OKUMALAR...

"Hey ne yolu?" Luhan'nın sesi hepimizin bakışlarını ona çevirmemize sebep oldu. Ufaklık Chen'nin kucağında kafası karışık bir şekilde oturuyordu. Biri ayrılıyorsa hep birlikte gitme fikri teoride kulağa mantıklı geliyordu. Ancak hepimiz Luhan'ı unutuştuk. Dışarıya onu çıkaramazdık ve burada bırakabileceğimiz birisi de yoktu henüz.

"Pekala o zaman Sehun Lu ile birlikte kalıyor." Jongin sanki çok doğal bir şey söylüyormuş gibi konuştuğunda öldürücü bakışlarımı ona yönelttim.

"İyi denemeydi."

Jongin umursamazca omuz silkti "Denemeye değerdi."

"Luhan ile ben kalırım. İçinizde en çok bana aşina olduğunu düşünürsek benimle kalırken rahat edecektir." Chen Luhan'nın saçlarını karıştırırken konuştu. Sanırım en iyisi buydu. Kyungsoo'yu çocuk bakarken hayal edemiyordum. Baekhyun'a ise günahımı emanet etmem ben.

"Nereye gidiyorsunuz ki?"

"Yiyecek almak için kampın dışına çıkacağız. Burada Chen ile kalıp uslu bir çocuk olmanı istiyorum. Hemen geri döneceğiz." 

Luhan çok zeki bir çocuktu. Onu ilk gördüğüm zaman bunu anlamıştım. Biraz içine kapanık ve çekingen olabilirdi ama bu yaşında gördüğü şeyleri sindirecek olgunluğa sahipti. Ve normalde onun yaşındaki bir çocuk ben de gitmek istiyorum diye ağlayabilirdi ama o yine beni şaşırtmadı.

"Ama döneceğinze söz verin. Eksiksiz." 

"Söz." Jongin şuana kadar gördüğüm en sıcak gülümsemesini Luhan'a verdi. Kıskanmadığımı söylersem yalan olurdu. Onu hiç böyle içten gülümserken görmemiştim. Ne bana ne de bir başkasına.

"Sehun seninle yalnız konuşabilir miyiz?" Esmerin bana yönelttiği soruyu duyduğumda düşüncelerimin arasından hızla çıktım. Başımı olumlu anlamda sallayarak oturduğum yerden kalkıp onu alt kattaki benim olan odaya doğru takip ettim. 

Benimle ne konuşmak istediğini bilmiyordum. Konuşmamız gereken şeyler olduğunun ben de farkındaydım. Ama henüz hazır mıydım bilmiyorum. Kalp ritmimin birden hızlanmasının sebebi de Jongin'le yalnız bir odada olmak mıydı yoksa konuşacaklarımızın korkusu mu sarmıştı beni bilmiyorum. 

Jongin'nin peşinden odaya girdikten sonrası çok hızlı gelişti. Böyle diyince ilk hamlenin esmerden geldiğini düşünebilrsiniz ama hayır. Jongin'nin arkasından kapıyı kapattıktan sonra içimden bir ses dedi ki öp onu. Kanımdaki adrenalin sağolsun ben de pek düşünmediğim bu sesin ne dediğini. Onun odanın içinde daha fazla ilerlemesine izin vermeden kolundan tutup kendime çevirdim. Jongin anın şokuyla daha ne yaptığımı anlayamadan dudaklarımız buluşmuştu bile.

Yumuşacık dudaklarının dudaklarım üzerindeki etkisini nasıl özlediğimi o anda fark etmiştim. Oysa tadına da sadece bir kere bakmıştım. Yine de o tek sefer bile bağımlısı olmama yetmiş olmalıydı. 

Jongin kendini toparladığında öpücüğüme karşılık vermeye başladı. Onun dudakları da dudaklarım üzerinde hareket etmeye başladığında içimi o tanıdık sıcaklık kapladı. Bütün hücrelerim Jongin'e daha yakın olmak için dokuşuna doğru kayıyordu. Omuzlarına sardığım kollarımı sıkılaştırarak boynuna sardım. Aramızdaki yakınlık yetmiyordu. Asla da yetmeyecek gibi duruyordu.

Esmerin dili dudaklarımı yaladıktan sonra küçük bir öpücük bıraktı dudaklarıma. Dudaklarından ayrılmak istemiyordum. Jongin de buna izin vermedi zaten. Dili dudaklarımın arasından kayıp benim dilimle buluştu. Boğazımdan yükselen inleme diğerinin dudakları arasında kayboldu. Ağzımın içinde dokunmamış nokta bırakmadan dolaşan dili başımı döndürüyordu ama hiç şikayetçi değildim. 

Zombieland//SekaiUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum