XXXVI. Ben, Beni Ele Geçirsem

9.9K 698 814
                                    

Bahar umudun habercisiydi. Umut ise daha bir şeylerin bitmediğine dair olan inançtı.

Kulaklarına dolan sesle zihnindeki perde kalkıp kendine gelmeye başlarken iç içe geçmiş kirpiklerini ayırdı ve gözlerini örten göz kapaklarını usulca kaldırdı. Kadrajına giren beyaz tavanken bulanıklığı yok etmek adına gözlerini birkaç kez kırpıştırdı. Yeni uyandığı için gözlerini kısmak zorunda kalınca saçlarında hissettiği el ile yüzünü yana çevirdi. Yanına uzanmış bedeni ve saçlarını okşayan kişiyi gördüğünde gözlerine inanamadı bir an.

Yanındaki bedenin dudakları hâlâ oynuyor ve bir şeyler mırıldanıyordu ancak şaşkınlığı anca üzerinden atabildiği için son cümleyi yakalayabildi.

"Yaşardım yine böyle kan revan içinde,
Yine böyle aşk ile sersem,
ben, beni bir daha ele geçirsem."

Saçlarında gezinen eller ve kulaklarına dolan ses ile gözlerinin dolmasına engel olamazken sorması gereken o kadar soru varken onun gidip sorduğu soru "Ne?" olmuştu.

Burada ne aradığını sorması gerekmiyor muydu oysaki? İki buçuk hafta geçmişti o günden sonra ve o burada, yanındaydı. Uyku sersemi olmalıydı.

Yüzünün dibindeki dudaklar sorusuna karşılık sadece gülümserken dudaklarını şakaklarına sürtüp kokusunu içine çekerek bulunduğu yere bastırdı yavaşça. Kalbi öyle bir atıyordu ki ne yapacağını bilmiyordu resmen. Ardından dudaklarını bulunduğu yerden çekmeyip gözlerini yumarak konuştu dibindeki beden.

"Ben, beni bir daha ele geçirsem,
-âbıhayat içersem demiyorum-
Kapılar bir daha açılsa,
Ben bu haneye bir daha girsem...
Yaşardım yine böyle kan revan içinde,
Yine böyle aşk ile sersem,
ben, beni bir daha ele geçirsem."*

Şiiri yeniden okuyup son kez dudaklarını oraya bastırdı ve kokusunu çekerken Ali o an gözlerini yummaktan kendini alıkoyamadı. Gözlerini yummasıyla beraber şakaklarına doğru süzüldü yaşları. Korhan tekrar konuşmaya başladığında yutkunup dudaklarını ıslattı ve gözlerini araladı.

Gülümseyen yüzünü görürken kalbi deli gibi atıyordu. "Ben, beni bir daha ele geçirsem yine seni severim Ali."

Duyduğu şeylerle kalbinin atışları ve gözyaşları arttı. Günler sonra uyanır uyanmaz gördüğü beden ve duyduğu sözlerin gerçekliğini sorguladı.

O an kafasına dank etti acı bir şekilde. Ali kafasını iki yana sallayarak buna karşı çıkarken "Bu da rüya. Sen yoksun." diye fısıltı ile konuştu.

Karşısındaki bedenden ses gelmezken gözyaşları daha ne kadar ıslatabilirse o kadar ıslattı yanaklarını.

Rüyaydı, çünkü Korhan rüyalarında ona hep kızgın ve kırgındı. Ve Ali'nin çektiği acıyı hiç görmeyerek sırtını ona dönüp gidiyordu.

Gözlerinin önündeki yüz silikleşmeye başlayıp kulaklarına ulaşan güçsüz sesle her şey karanlığa gömüldü ve suyun altından çıkan biri gibi nefes nefese yatağında dikleşti.

Sıcak havalardan dolayı kan ter içinde kalırken hızlı hızlı atan kalbiyle nefes nefese kalmıştı. Başını eğip nefeslerini dizginlemeye çalıştı, kalbinin atışları yaralı bir kuşun çırpınışları gibi atarken eliyle yüzünü sıvazladı. Ancak eline bulaşan ıslaklık ter falan değildi. Ciddi anlamda rüyasında ağlamıştı ve şu anda da ağlamamak için büyük bir çaba veriyordu iradesiyle. Bu kadar kolay ağlayan biri değildi o. Ağlayışlarının sebebi hep annesiyken şimdi de buna Korhan eklenmişti. Kendini artık toparlamalıydı. Onlar çoktan yolun sonuna gelmiş ve hikayeleri bitmişti.

VECAWhere stories live. Discover now