17) Kör Kurşun.

11.3K 693 1.1K
                                    


Merhaba,
Hayata dair, beklenmeyen aksilikler oluyor bazen. Son günlerde buralara bir süre uğrayamadım, bölüm gecikti. Yorumlarınıza zamanında dönemedim, hepsine cevap yazamadım, affedin.🙏    

Yorumlarınız ve oylarınız için hepinize tek tek teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. ❤️❤️❤️

Gene uzun bir bölümle geldim, umarım biraz olsun telafi ederiz.

Yorumlara tek tek dönemediğim zamanlarda sizleri haberdar etmek için profilimden duyuru yapıyorum. Takip etmeyen arkadaşlarım bu duyurulardan haberdar olmuyor maalesef. Şimdiye kadar bu konuya pek değinmedim çünkü yanlış anlaşılmak istemiyorum.
Ancak gene duyuruları profilimden yapmaya devam edeceğim için hatırlatmak istedim.
İyi okumalar diliyorum.
Seviliyorsunuz hepiniz. ❤️❤️❤️

O gün, o kır kahvesi Ayşe'nin nasıl bir kapana kısıldığına, dört bir yanından nasıl da kuşatıldığına şahitlik etmişti. Çaresizliğinde, kurtuluşun imkansızlığında, umutsuzluğunda boğuldu Ayşe. Çevresinde yükselen duvarların  asla yıkılamayacağını yüreğinde hissetti ve kaderine bir kez daha boyun eğdi. Yüreğinde filizlenen umutların ne kadar beyhude olduğuna yürekten inandı.

İçeride geçirdikleri yarım saatten sonra birlikte dışarı çıktılar hala bir uzlaşmaya varamamışlardı. Ayşe, sürekli aynı noktada itiraz ediyordu.

"Beni asla rahat bırakmazlar, korkuyorum abi. Benim yüzümden.."

"Senin suçun yok! Anla artık bunu, eğer bir şey olacaksa sebebi sen değilsin!"

"Nasıl ben değilim ya! Benim için kendini tehlikeye atacaksın."

Tahta masaların arasından geçerek biraz ilerideki ağaçlık alanda durdular. Yavuz, kardeşinin tam karşısında durmuş inatla diretiyordu.

İşte ne olduysa o anda oldu. Yavuz, ufak bir vızıltıyı izleyen silah sesiyle birlikte kızı tuttuğu gibi yere çekti. İkisinin arasından geçen kör kurşun bir kaç adım ötelerindeki ağaca saplanmıştı. Yavuz ani bir refleksle Ayşe'nin üzerine kapandı ama kızın boğuk çığlıkları ortalığı inletiyordu.

"Abi! Kalk üstümden kalk! Vuruldun mu? Abi.."

"Şşşş sakin ol.. kal böyle kıpırdama.. iyiyim ben. Şimdi o kurşunu sıkan itin icabına bakacağım."

Genç adam, kısık bir sesle onu sakinleştirmeye yönelik sözleri kulağına fısıldıyordu. Ayşe metalik bir sesle, kulağının hemen dibinde bir silahın emniyetinin açıldığını farketti. Yavuz, belinden çıkardığı silahı ateşlemeye hazır hale getiriyordu. Kızın aklı başından gitti, abisi ya vurulacak ya da vuracaktı öyle mi? İkisi de birbirinden beterdi, kendi hayatı mahvolduğu gibi onu da mahvedecekti.

"Abi dur! Yapma dur!"

"Şşş sakin ol! Sakın kafanı kaldırma, sadece etrafa bir göz atacağım."

Ayşe, tir tir titriyordu, istese de yerinden kalkacak gücü yoktu, iki eliyle birden adamın silah tutan eline sarıldı. Korkusu, endişesi boğazına sarılmış melun bir el gibiydi adeta. Hızlı nefesleriyle göğsü körük gibi inip kalkıyordu.

"Abi.. hemen git buradan! Sana dedim.."

Yavuz, onu göğsüne çekip sıkıca sarılarak sakinleştirmek için çabaladı.

"Tamam.. geçti.. çoktan kaçmıştır o şerefsiz."

Silah sesini duyanlar etraflarına toplanırken, Yavuz yavaşça ayağa kalkıp çevreyi kolaçan etti. Adamı elinden kaçırmıştı ama arkasında kimin olduğunu tahmin etmek zor değildi.

KÜL VE KORحيث تعيش القصص. اكتشف الآن