30) Konağa Veda

18.4K 769 1.4K
                                    


Hep beklediğiniz bölüm nihayet geldi.
Keyifle okuyunuz inşallah. ❤️

İnanılmaz derecede mükemmel, bir o kadar da enteresan bir organdır beyin. Bedenimiz ne zaman bir tehlikeye düşse ani bir kararla onu korumak için canını dişine takar.

İşte bu mucizevi organ; büyük bir acı karşısında hemen inkar yolunu seçer. Bedenimizi bu acıdan sakınmak için bir şok haliyle tepkilerimizi sınırlar. Bize sahte de olsa umutlar sunar, tutunacak dal, uzanacak bir el aratır.

Berat, şu çeyrek saat içinde henüz şok halini yaşıyor, olayın gerçekliğini sorguluyordu.

"Ayşee!"

"Hayır! Doğru olamaz.. burada yazanlar.. bir yanlışlık olmalı! Bir hata, yanlış teşhis değil mi?"

Ayşe, adamın haykırışıyla sıçrayarak uyandı, gözleri şaşkınlıkla açılmış, adamın neden bu halde olduğunu anlamaya çalışıyordu. Gene uyuşan yüzünü ve bir süredir zaman zaman çift görmeye başlayan sağ gözünü ovuşturarak yatakta doğruldu.

Çantası, odanın ortasında yerdeydi; cüzdanı, kağıt mendil paketi, anahtarlığı, şu sıralar okuduğu kitap, kremi, ruju da etrafa saçılmıştı. Adam, elinde sıkı sıkı tuttuğu kağıdı ona göstererek ağlıyor, deli gibi yalvarıyordu.

"Ne olur bir şey söyle.. kurban olduğum kadın, bir şey de! Bu sonuçlar yanlış de!"

Ayşe, yatağın içine doğru yavaşça kayarak başını tekrar yastığa bırakırken derin bir iç çekişle gözlerini kapattı. Bu hiç iyi olmamıştı ama artık inkar etmenin faydasız olduğunu biliyordu.

"Doğru.. ama mühim değil."

Adamı bir kez daha deliye döndüren cümle kısa ama netti. Kızın yüzüne dökülen saçları kenara çekerek, yanaklarını avucuna aldı, yorgun, kara gözler tekrar aralanmıştı. Bakışları bu isyanın bir an evvel bitmesini beklermiş gibi bezgindi. Adam başını şiddetle iki yana salladı, gözleri yaşadığı korkuyla iri iri açılmıştı.

"Hayır! Hayır! Bu bir kabus öyle değil mi? Uyanacağız! O zaman bitecek! Bitecek değil mi canım?"

Ayşe, başını salladı, Berat bağırdıkça başının ağrısı dayanılmaz bir hal alıyordu.

"Evet bitecek.. ben de bitsin istiyorum artık."

"Böyle konuşma! Beni öldürüyorsun!"

"Ölüm o kadar da kötü bir şey değil. Hem bizim için en iyisi bu!"

Berat, eliyle kızın dudaklarını kapadı, gözlerinden süzülen yaşlar Ayşe'nin yüzüne damlıyordu.

"İyi olacaksın, hemen doktora gideceğiz.. daha yirmi üçüne yeni girdin! Sakın ölüm sözü etme bana!"

"Hiçbir yere gitmiyorum.. bitti! Kabul et artık!"

"Ne istersen yaparım! Ne istersen kabulüm! Söyle!"

"Çiftliğe gitmek istiyorum.. Yadigar'a.."

"Gözünü sevdiğim kadın.. kurban olurum yoluna.. yapma! Vazgeçemezsin şimdi değil! Olmaz!"

"Ata binmek istiyorum doya doya.. rüzgarı yüzümde hissetmek.. özgürce.. uçarcasına.."

"Yeter! Yeter dedim sus!"

Kapı büyük bir gürültüyle açılıp, arkasındaki duvara çarptı. Kevser, daha fazla dayanamayıp içeri girmişti. Ayşe, yatağın kenarına kıvrılmış öylece yatıyordu. Berat, başucunda deli gibi ağlayarak çırpınıyor, sürekli bir şeyler söylüyordu. Oğlunun yanına koşturdu, omuzlarından tutup sarstı.

KÜL VE KORWhere stories live. Discover now