Alıntı

8.9K 484 438
                                    


Ben geldim. 🙈🙈 ❤️
Yeni bölüm yarın akşam 23.00 da inşallah. (20.11.2020 saat 23.00)
Madem bugün bölüm gelemiyor bari alıntı gelsin dedim. Alıntı dedik ama gene de 700 kelime.
Alıntıda düzenleme yapılmamıştır, kusurum varsa affola.
Sohbetimiz gene sona kalsın. ❤️


                                     I

Adam, onun atın üstündeki son görüntüsüne, beynine kazımak ister gibi baktı. Yadigar'la öyle mutlu görünüyordu ki; kimse onun yakalandığı amansız hastalığı, böyle umarsız karşılamasına anlam veremiyordu. Dörtnala giden kısrağın üzerinde, öne doğru eğiliyor, rüzgarda savrulan saçlarıyla, attığı şen kahkahalarıyla deli gibi eğleniyordu.

Bu anlar Berat için hayat sayfaları arasına yazılan en acı anılar olmaya adaydı. Asla gözünün önünden kaybolmayacak bir resme bakıyordu. Ağlamak beyhude bir eylemdi, pişmanlık ise gereksiz. Kadın ciğerlerini ateşe vermişti. Ona yıllardır gülmeyen kadın artık çok cömertti. Gülümseyişi gözlerinin içinde patlıyordu adeta, onlara uzaktan el salladı, sanki şakalaşır gibi bir hali vardı.

Berat, son zamanlarda sık sık yaşadığı pişmanlığın dibine vurmuştu artık. Zamanı üç yıl öncesine başa sarmak için her şeyini verebilirdi ama çaresi yoktu. Olan olmuştu artık, Ayşe sanki tekrar binmeyecekmiş gibi inmek istemiyordu atın üstünden.

Ömer, onu durdurmak için çitlere yanaşıp seslendi. "Yeter artık deli kız, sonra tekrar binersin. Hadi gel de birer bardak çay içelim, başım döndü vallahi."

Adamın çabası takdire şayandı doğrusu, hemen arkasını dönüp gözyaşlarını silmemiş olsaydı, herkes gerçekten güldüğüne inanabilirdi. "Bitirdin beni Ayşe, yüreğim böyle kan ağlarken sana gülümsemek de varmış kısmetimizde. Tıpkı onun yıllardır yaptığı gibi. Öyle değil mi abi?"

"Aylardır biliyordu, böyle korkusuzca ölüme yürümek istiyor ya.. içimi acıtıyor."

"Yürüyene değil, yürütene bakacaksın abi? Hep korktum biliyor musun? İçten içe bir gün canına kıyar mı diye ödüm kopuyordu."

Berat, geçmişin hesabının altında kaldı, Ayşe en az iki kez o çizgiden dönmüştü. Buna rağmen Berat onu azad edememişti. Şimdi kanatlarını takmış, melek olmaya imrenen karısına baktı. Bu nasıl bir acıydı böyle? Yüreğini söküp çıkarmak istiyordu, ondan önce toprağa düşmek. Ya çok geç olduysa, ya o ameliyat başarılı olmazsa.. ya onu kurtaramazsa..

"Bu hiç adil değil!" Diye haykırdı aniden.

Ömer, haline üzülse de içinden geçenleri söylemeden edemedi.

"Dünyanın adaletli bir yer olduğunu da kim söyledi? Hele de bir kadın için! Yapmayacaktın abi, karını biliyordun."

                                  II

"Ayşe! Bu kez olsun abilerine bırak, ameliyatı kabul etmesen bile gidelim yavrum. Yetmedi mi çilemiz? Beni öldürmek mi istiyorsun sen? Öz anan değilim.. seni ben doğurmadım ama.." kadın başını iki yana salladı, gene ağlıyordu. Ayşe onun boynuna atıldı, sıkıca sarıldı.

"Ana.. deme böyle! Sen benim annemsin.. doğurmasan da annemsin! Nasıl dersin bunu?"

"Madem öyle.. madem ana dedin bana.. madem öz anan belledin, sözümün hiç hükmü yok mu? Bana hiç acımıyor musun? Bir de sen mi vuracaksın bana? Beni evlat acısıyla yıkarken.. bu kadın hiç gün yüzü görmedi.."

"Ana gözünü seveyim etme.. "

"Belki öz anan olaydım sözüm geçerdi.. anam ne eder arkamdan derdin.."

Ayşe, kadının hıçkırıklar arasında ettiği sözlerle yandı, kavruldu. "Annem.. benim Melek annem.. ben.. dağıldım.. kimseyi düşünemedim affet.. yoksa.. seni nasıl sevdiğimi bilmez misin?"

"O zaman yaşamak için savaş! Pes etme!"

"Bu nasıl yaşamak ana? Ne için savaşacağım, neye tutunacağım? En iyi sen biliyorsun.. kocam gözümün önünde başka bir kadınla, başka bir aile kurmuş! Kaçtım kurtulamadım, en sevdiklerimin canı için katlanmaya çalıştım.." Ayşe hıçkırarak ağlamaya başladı.

"Yapamıyorum.. affet.. ölüyorum.. günden güne ölüyorum.."

Ana, kız kendi acısıyla boğulup, içini dökerken içeri giren erkekleri görmediler. Ama onlar değil miydi tüm bu yaşananların sebebi. Her birinin yüreğine dert olacak sözler bir bir ortaya dökülüyordu işte.

"Kocamın karısı var! Çocukları var.. odadan çıkıyorum.. kumam.. belki de dün gece.."

"Ayşe! Bunu kendine yapma!" Melek onu sarıp sarmalıyor, göz yaşlarını siliyordu ama nafile.

"Yapamam ana senin için bile yapamam.. bırakın kurtulayım artık!"

Yavuz, aniden iki adım ötesinde, ağlayarak yere çöküp kalmış Berat'ın üzerine atıldı.

                             🍀🍀🍀

Evet!!

Sizi yaklaşık dokuz, on gündür beklettiğimin farkındayım ancak mümkün olmadı.

İş hayatım bir hayli karışık, arkadaşlarım ailece hasta. Yaşlıları var, kimisi de hastanede. Moraller bozuk, kurguya odaklanmam zor oluyor.

İş ortamını bilenler bilir, birisi hasta olunca diğerleri onun yerine de çalışır. Bu durum bizi çok yoruyor.

Çok uzun yazıp başınızı ağrıtmak istemiyorum. Size açıklama yapma ihtiyacı duyduğum için yazdım. Biz bekliyoruz ama hikayeyi yazanın umurunda değil gibi bir düşünceye kapılmanızı istemem. Çünkü beklediğinizi bilmek ve bölümün gecikmesi beni de üzüyor.

İlginiz için hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ederim.

Nasipse yarın akşam buluşuruz.

Sizi sevdiğimi biliyorsunuz. Kendinize iyi bakın, sakın hasta olmayın. ❤️❤️❤️

KÜL VE KORWhere stories live. Discover now