34

6.9K 468 656
                                    

KIRGIN

"Tüm anlaşmalı olduğumuz isimler paylaşımlarını gerçekleştirdi ve sizin de hesabınızdan paylaşımları yapmanızı bekliyoruz Nil Hanım. Kapatmamıza kısa bir süre kaldı ve sizin hesabınızda saatlerdir bir hareketlilik yok."

Nil, locanın koltuğunda otururken bir elindeki kadehi dudaklarına götürdü, içkisinde kalan son birkaç yudumdan birini aldı. Diğer elindeki telefonu ile oynadı ve başında dikilen mekan şefinin uyarıcı tonlama ile çıkan rahatsız sesine karşılık başını ona kaldırdı. "Anlıyorum." Dedi. "Ama söylediğim gibi hesabımla ilgili bir sorun yaşıyorum."

"Yani?" Kadın, yüzü ciddi bir ifade ile kapalıyken müzik nedeniyle sesini yükseltti. "Bu, paylaşım yapamayacaksınız mı demek oluyor?"

"Sabah girebiliyordum ama akşam Instagram anlayamadığım şekilde hesabımdan beni attı ve şimdi de yanlış şifre uyarısı veriyor. Sanıyorum ki hayır, yapımcım şifremi değiştirmiş olmalı, bu gecelik paylaşım yapamayacağım."

"Menajeriniz ile öğleden sonra yaptığımız telefon görüşmesinde; etiketli, yer bildirimli beş story ve bir gönderi karşılığında sizi bu locamızda ücretsiz ağırlamak üzere anlaşmıştık ama kelimelerinize bakılırsa bu gerçekleşmeyecek. Müdürümüzden sizin yüzünüzden azar yedim. Ve bu durumda daha fazla arada kalmamak adına sizden hesabı ödemenizi istemek durumundayım."

Nil, çaresiz gibi dudak büktü. "Haklısınız." Dedi mağdura yatarak. "Gerçekten çok mahçup oldum şimdi size de ama benim elimde olan bir şey değil. Çalıştığım kanalın bana haber vermeden hesabıma el koymasının bir sonucu."

"Kasayı kapatmamız gerekiyor ve ödeme yapmanızı isteyeceğim dediğim gibi." Daha fazla bu konuyla uğraşmak istemediğini homurdanır tavrıyla belli ederek arkasına döndü kadın. "Sizi ödeme yerine doğru alayım, buyrun."

Nil yerinden kalkıp ceketini giyerken giriş kapısına doğru baktı. Magazincilerin hala orada olduklarını ve az önce anlaştığı garsonun onlara doğru gidip kendisini işaret ettiğini gördü. Muhtemelen ondan söylemesini istediklerini onlara ileterek dedikodu kazanını kaynatıyordu. Birazdan yeniden sosyal medyayı süsleyecekti. İstediği gibi.

Onlardan gözünü çektiğinde az önce yanından ayrılan kadın şef garsonun barın arkasındaki orta yaşlı bir kadına kendisini gösterdiğini ve aynı kadının telefona sarılıp oradan uzaklaştığını gördü. Çantasını aldı.

"Hesap ne kadardır sence?" Tuğçe ceketini giyip onunla locadan inerken gerildiğini hissedercesine Nil'in kulağına eğildi. "Annemin kredi kartı yanımda, limiti bin beş yüz lira. Yeter mi? Gerçi tamamını bir kulüpte geçtiğimi duyarsa beni gebertir." Ofladı. "Ama ödemezsek kesin bizi polise gönderirler ve bunu duyarsa da babam çıldırır. Ne yapacağız?"

"Bin beş yüz lira içtiğimiz içkilerin şişe fiyatları bile değildir Tuğçe." Nil ona nazaran daha rahat dururken giriş kısmına yakın olan kasaya ulaştı ve kasiyer tarafından önüne bırakılan sümeni açarak içindeki kağıtta yazan tutara baktı.

Bir an duraksadı, alkollü olması sebebiyle doğru okuyup okumadığını anlayamayarak kağıdı eline aldı. Loş ortam nedeniyle daha dikkatli okudu yazan rakamı. "Yedi bin dört yüz elli lira?"

"Yuh. O kadar ne tükettik ki?" Tuğçe onun söylediği rakamı duyduğunda önce kasadaki adama baktı ve sonra kağıda doğru eğildi gözlerini büyüterek. "İçkilerden bir şişeyi açmadık bile."

Şöhretin Esiri Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang