2

16.6K 885 290
                                    

MÜLAKAT

Eda, boynundaki yoğun ağrıyla uyandığında çalışma masasına kapanıp kaldığının farkına vararak gözlerini aralayıp kalkmaya yeltendi. Gece, röportajın son rötuşlarını yaparken bilgisayarın başında uykuya yenik düştüğünü ancak fark ederken bedeninde, uyuyakaldığı pozisyon sebebiyle baş gösteren tutulmalar ve ağrılar yüzünden hafif bir inlemeyle, yüzünü ekşiterek yerinde doğruldu ve saçlarını elleriyle tarar gibi geri attı.

Karşısındaki televizyonun açık kaldığını görürken kumandaya basıp ekranı kararttı ve uyku sersemi haliyle masanın üzerindeki telefonu alıp saate baktı.

Evden on dakika içinde çıkmazsa işe geç kalacağını anlayarak dudaklarından okkalı bir küfür savurdu ve hareketlerini hızlandırarak duşa girdi, giyindi, tamamladığı röportajı flashdiske aktarıp diski çantasına fırlattı ve arabasının anahtarını alarak hızla evden ayrıldı.

Apartmanın kapısının önünde, park halinde duran arabasına bindi sonra ve yolda uğradığı kahveciden filtre kahve alarak yoluna devam etti. İşe varmak üzereyken eli yeniden, ön konsolda duran telefona gitti ve Nil'in gece kendisine mesaj atıp atmadığını kontrol etti. Sonuç negatifti.

Gözleri kısıldı bu sebeple ve Tuğçe'nin Nil'e mesaj atmasını söylemeyi unuttuğunu tahmin etti, hiçbir zaman erken saatte uyanmayan kardeşini aramak için gazeteye ulaşmayı beklemeye karar verdi.

Yüksek katlı binanın otoparkına arabasını bırakarak ilerlediği gazete binasına, güvenliğin bulunduğu turnikeye kartını basarak girdi ve asansörle yedinci kata çıktı Eda. Oldukça geniş olan alanda yan yana ve arka arkaya dizili olan çalışma masalarının arasından diğerlerine selam vererek ilerlerken en sonunda pencere kenarındaki kendi masasına ulaştı ve karşısındaki iş arkadaşına "Günaydın," dedi. Kahvesinden büyük bir yudum daha alıp diski bilgisayarına taktı. Röportajı masaüstüne aktardı.

"Fena dağılmışsın," dedi karşısındaki arkadaşı, bilgisayarın arkasından ona bakarken. "Uykusuz bir gece miydi?"

"Hiç sorma." Dedi Eda edit işiyle uğraşırken. "Daha bu bitmeden önümüzdeki haftanın röportajının derdine düştüm bile."

Arkadaşı ona gülerken birkaç masa ötelerindeki birkaç kızın, bir tabletin başında şaşkınlıklarını yansıtan nidaları ve fısıldaşmalarını duyup dikkatini onlara verdi Eda. "Hayırdır?" Diye seslendi kızlara gülümseyerek. "Neye bakıyorsunuz öyle?"

Kızlardan biri onu duyarak başını Eda'dan tarafa çevirdi. "Aaa Eda günaydın!" Dedi onu yeni fark ederek. "Dedikodular yine bol bu sabah." Eline tableti aldı. "Hakan Taşralı ile Tülin Rüzgar barışmışlar. Adam özür dilemek için kadına milyon dolarlık yat almış, inanabiliyor musun?"

Eda bu habere gözlerini devirerek gülerken az önce konuşan kız tablete bakarak ona doğru yaklaştı. "Ondan sonra... Derya Kepenez üçüncü çocuğuna hamileymiş." Gözleri parladı. "Ve en bombası," dedi. "Arhan Sarnıçlı, Balım Türkmen'den ayrılır ayrılmaz kendisine yeni bir çıtır bulmuş."

Eda tek kaşını kaldırıp dikkatini ona verdi.

Kız yanına geldiği Eda'nın önüne tableti koyup az önce özet geçtiği haberleri başa aldı. "Al baştan bak," dedi. "Bu sabah inanılmaz bombalar var. Hepsinin de ilk yayıncısı biziz. Diğerleri repostlarla yetiniyor. Patronun keyfi çok yerinde."

Eda önüne koyulan tabletteki birkaç haberi üstten okuyup geçti. "Hımm... sağlam haberler." Arhan Sarnıçlı haberi ekranda göründüğünde ise haberin fotoğrafına geldiği an; fotoğrafta bir gece kulübünün arka kapısından çıkan Arhan'ı ve yanındaki arkadaşı Peker'i görerek akan ekranı parmağıyla durdurdu.

Şöhretin Esiri Where stories live. Discover now