31

7.6K 487 496
                                    

ELEME

Nil sabah gözlerini açtığında üzerindeki beyaz yorganı sarıp aylaklık edercesine iç çekti. Bir an kendi odasında uyanmadığı için şaşırır gibi olsa da bu afallaması fazlasıyla kısa sürdü ve yatağın diğer tarafına doğru baktı. Arhan yatakta ve odada yoktu.

Saçlarını bir eliyle başının üzerinden bir tarafa atarken yerinde doğrularak saati kontrol etti. Yedi olmak üzereydi. Arhan'ın akşam bahsettiği toplantısına yetişmek için kendisini uyandırmadan erken çıktığını düşündü ve sabaha onunla uyanmayı tercih edecek olsa da buna takılmak istemedi, yorganı üzerinden çekip yataktan çıktı. Suitin oturma kısmındaki büyük televizyonun karşısındaki masanın üzerine özenle hazırlanmış kahvaltıyı gördü ve bunun Arhan tarafından kendisi için hazırlatıldığını bilerek hafifçe gülümsedi.

Ardından banyoya ilerleyip duşa girdi. Hızlıca duş aldıktan sonra Arhan'ın odaya kendisi için bıraktığı kıyafetleri buldu. Gece oraya gecelikle gelmişti ve sabah oradan gecelik ile çıkmasının ilgi çekeceği kesindi. Arhan'ın bunu akıl etmesi hoşuna giderken buz mavisi, uzun kollu kot tulumu üzerine geçirdi ve ıslak saçlarını açıp masaya yürüdü Nil. O günkü programlarının başlamasına bir saatten uzun bir süre vardı ve Nil kendi odasından kat ve kat büyük olan Arhan'ın suitinin tadını çıkarmadan gitmek istemiyordu. Kamptaki en harika uykularından birini geçirmişti ve şimdi bu geceyi tamamlayan bir kahvaltı yapacaktı.

Kahvaltı masasına oturup karşısındaki televizyondan Kanal ARS'yi açtı ve normalde iştahlı bir kız olmasa da keyifle önündeki tüm çeşitlerin tadına baktı.

Saat sekizi bulmak üzereyken suitin asansörüne binip en alt kata indi Nil. Asansörden çıktığında Peker ile karşılaştı. Bir an duraksasa da bozuntuya vermeden gülümsedi. "Günaydın."

"Günaydın güzellik." Peker bir asansöre bir de ona bakarken tek kaşını kaldırdı. "Bu asansör Arhan'ın odasına çıkıyor... değil mi? Sen nasıl bindin? Şifresini biliyor musun?"

"Peker böyle soru sormayı nereden öğrendi?" Nil esprili bir tavırla ona yaklaştı.

Peker onun neşeli sorusuna güldü. "Cevap yok diyorsun." Dedi. "Tamam özele saygılıyım." Nil'in beline elini koydu ve onunla binanın çıkışına doğru yürüdü. "Ama şükret bana denk geldin başkasına değil ve benden başka kimse ikinizi görmüyor. Arhan ile takıldığın duyulursa olay çıkar."

"Tecrübe mi diyorsun?" Nil kahvaltı salonuna yürüdü onunla. "Kampın yarısıyla takılıp olay üstüne olay yaratan bir adamı dinlemeliyim kesinlikle."

"Anlaşıldı bugün keyfin yerinde." Peker kampın yemek salonunda kahvaltılarını yapan kızlara baktı. Her biri kendi halindelerdi. "Saat dokuzda yoga dersiniz var unutma."

Nil başını sallayıp ona gülümserken Peker'in gidişini izledi. Ardından Melodi ile oturan, kahvaltısını yapan Venüs'e doğru yürüdü. Yanından geçtiği Buğlem ona selam verirken "Nil," dedi ayağa kalkıp. Etrafa bakındı. "Ne yapıyoruz? Gece bahsettiğim Dora konusunu ifşalıyor muyuz?"

"Hayır." Nil umursamaz ve geçiştirir bir sesle konuştu. "Ne yaptığı, gece nerede olduğu beni hiç ilgilendirmiyor artık. Sen çok istiyorsan üstüne gidebilirsin. Beni karıştırma, kendi işine bak."

Buğlem onun üstten bakışına ve kendisini tersleyişine bozulurcasına, tek başına oturduğu masaya geri dönerken Nil yürümeye devam etti. Venüs'ün karşısına, Melodi'nin yanına oturdu. "Günaydın." Dedi enerjik sesiyle. "Nasıldı ama dünkü parti?"

Şöhretin Esiri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin