14

9.5K 562 528
                                    

REZALET

Babasını çevreleyen insanların kimi alaycı, kimi şaşkın, kimi ayıplarcasına Nedim'e bakarlarken Nil onu görmesiyle ne yapacağını bilemedi. Ona doğru gitmek ile olduğu yerde kalmak arasında afalladı. Dudaklarından çıkan baba kelimesini kimse duymamıştı. Fakat bunu öğrenmeleri uzun sürmeyecekti.

Babasının oraya tek başına gelmesinin imkansız olduğu canlandı şaşkın zihninde bu afalladığı ilk anda. Bunu yapan Eda'ydı. Nil buna adı kadar emindi o saniyede ve bu şaşkınlığıyla birlikte öfkeyi de tüm bedenine yaymıştı. Öfkeli, çaresiz ve tereddütlüydü.

Nil karmaşık hisleriyle onun yanına henüz gitmemişken Nedim, kalabalık arasında onu gördü. Baygın gözleri büyüdü neşeyle ve fazlasıyla yarım yamalak sarhoş kelimeler kurdu. "Nil!" Dedi aşırı derecede bağırarak. "Benim badem gözlü yavrum."

Herkes şokla kendisine döndüğünde utanç duydu Nil. Babasına doğru ilerledi birkaç adım. "Baba." Dedi dişlerinin altından. "Sen nasıl girebildin ki buraya?"

"19880708." Nedim işaret parmağını şifreyi girer gibi havaya kaldırdı ve tuşladı olmayan bir objeye. Güldü şifreyi söylerken ve midesi bulanmış gibi yüzü ekşidi o an, arkasını dönüp kusmaya başladı.

"İnanmıyorum Nil'in babası mıymış bu?"
"Ne varoş bir ailesi varmış öyle... adama bak."
"Rezillik. Ben olsam yarışmada bir dakika daha durmazdım bu andan sonra."
"Kızın havası ayyaş babaya kadarmış..."
"İğrenç."

Babasının yere çökmesi ile eğilip onu tutan Nil çevresindeki kalabalıktan fısır fısır gelen konuşmalara karşılık kendisini tutamadı ve onlara döndü. "Siz kimsiniz ya?" Diye sordu hıncını onlardan çıkaran tavrıyla. "Ne hakla benim ve ailem hakkında böyle konuşabiliyorsunuz? Terbiyenizi takının. Kıytırık ayakçı parçaları... Sanki hepiniz kraliyet ailesindensiniz."

Onun çıkışıyla dedikodusunu yapanlar sustular, bir şey söylemeden ona baktılar. Nazan ise topukları zemini döve döve koşarak girdi bu alana bu saniyelerde. Şifreyi ve kartı ayarlayan kendisiydi. İltekin'e bunları o ulaştırmıştı fakat sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi, bu olan biteni beklemez gibi gözlerini büyütüp baktı Nil'e ve babasına. "Bu olan da neyin nesi böyle?"

Yanına gelmiş olan Peker'i gördü ve mikrofonunu kimseye fark ettirmeden kapattıktan sonra "Canlı yayını kesin." Dedi kulaklığına. Ekibin onu duymadığının bilinciyle etrafına gösteri yaparak bu cümleyi birkaç aceleci tavırla tekrarladı. "Hemen."

Yayın ekibi bu cümleyi duymadığı için bir süre daha yayını kesmese de yönetmen rezilliğin kendilerine de pahalıya mal olacağını hissettiği an insiyatif alarak o günkü canlı yayını bitirdi kısa zaman sonunda. Fakat izleyicilerin çoğu bu rezalete şahit olmuştu. Geçti.

Yayın biterken "Hemen buradan çıkarın bu rezil adamı." Dedi Nazan kendisinden emir bekleyen güvenliklere. "Nasıl girebildiğini de araştırın ve polise ihbar edin."

Güvenlikler onun dediğini yapmak için üstlerine doğru geldiğinde "Hayır." Dedi Nil ayağa kalkarak. Babasının alkol problemini ve bir yıl önce alkolü bıraktığını biliyordu. Bundaki kararlılığı ve sonrasındaki keyfini de öyle. Ailesinde en iyi anlaştığı, bağ kurduğu insan oydu ve bir babadan çok deli dolu bir arkadaş gibi olan adamı yeniden böyle kendini kaybetmiş görmek onu yaralamıştı.

Şöhretin Esiri Where stories live. Discover now