Değerli Bir Hayat?!?!

178 16 67
                                    

Hep birlikte 273 numaralı odaya yani Anata'nın kaldığı odanın katına çıktık. Odaya henüz kimseyi almıyorlardı. Neler olduğunu öğrenmek için Aki-chan a gittim.

-Şuan için yoğun bakımda. Yanına kimseyi almıyorlar. Söylediklerine göre kaburgları ve bazı kemikleri kırılmış. Ve.... (Akira)

Anlamıştım. Hala hayati tehlikesi vardı.

-Peki Hemşire Lina'yı gördün mü?

-Huh? Hemşire Lina mı? Neden ki? (Akira)

-Kardeşi onu arıyorda. (Lara'yı yanıma çektim ve ) işte bak bu Lara. Hemşire Lina'nın kardeşi.

-Merhaba Lara ben de Akira. Ah bu arada Hemşire Lina , Anata'nın odasında. Bir kaç doktorla birlikte içeriye girdiler.

-Teşekkür ederim Akira. (Lara)

Akira ve Lara konuşurken Nalu-chan ı aradım. Onu bulduğumda Klo-chan ile bir şeyler konuştuklarını fark ettim. Bu nedenle yanlarına gitmekten vazgeçtim. Saate baktım. Gerçekten çok geç olmuştu. Yavaş adımlarla geri döndüm. Aşağıya inerken arkamdan sesler geldi.

-Nereye gidiyorsun? (Hana)

-Kafeteryaya. Yukarıdakiler acıkmış olmalı.

-Sana yardım edelim. O kadar şeyi taşıman zor olacaktır. (Hideki)

-Diğerleri yukarıda mı?

-Evet. Bir müddet yalnız bırakmak istedik. (Haru)

-Anladım.

***

Yemekleri almıştık ve yukarı çıkıyorduk. Bense düşünüyordum.

-Minako? (Haru)

-Efendim.

-Ne düşünüyorsun?

-Bu kadar kişi beklemek... Kalabalıktan başka bir şey yapmıyoruz. Bence daha fazla kalabalık etmemeliyiz.

-Minako haklı. (Arata)

-En azındam bir iki kişi kalsa yeterli. (Akira)

-Pekala kimler kalacak. (Haru)

-Bence birisi Arata olmalı. Sonuçta Nalu'nun yanımda olmalı.

Herkes onaylarcasına başını salladı.

-Ve bence diğeride sen olmalısın Minako. (Akira)

-Eh? Neden ben?

-Çünkü Klo-chan a en yakın olan sensin. En çok seninle ve Nalu-chan ile konuştu. (Akira)

-Bu doğru Minako. (Arata)

-Emin değilim... Yanlarında olmayı istiyorum ama o ben mi olmalıyım?

-Elbette. (Hepsi)

-Pe-peki.

Bunları konuşurken odaya gelmiştik. Herkes bir kenara oturmuş bekliyordu. Herkes elindeki tepsilerle birinin yanına yaklaştı. Tepsileri verdikten sonra ben ve Arata hariç herkes gitmek için hazırlandı.

***

Hemşire Lina bir kez daha gelmişti.

-Eğer istiyorsanız içeriye girebilisiniz. Ancak sırayla ve kısa süre için.

Sırayla herkes girmeye başladı. Annesi , babası. Ve şimdi Nalu-chan.

-Nalu'nun Ağzından-

Babamdan hemen sonra içeriye girdim. Ne yapmam ya da söylemem gerektiğini bilmiyordum. Yavaş adımlarla ilerledim.

-Merhaba Anata. Benden kurtuluşun yok. Bak yine geldim. Ama merak etme bu kez seni sinir etmeyeceğim. Tıpkı senin yapamadığın gibi.... Cidden orada öylece yatacak mısın? Hiç bir şey söylemeden ya da hiç bir tepki göstermeden. Neden böyle oldu. Uzun zamandır zaten görüşemiyorduk. Sen burada değildin. O zamanlar sadece sesini duyabiliyordum. Ama şimdi onu da yapamıyorum. Söylesene... Gerçekten pes edecek misin? Dışarıdaki herkes sana inanıyor. Kalkmanı bekliyor. Ağladığımız için kızmanı. Benimle uğraşmanı, sinir etmeni istiyorum Anata. Bizi bırakıp gidersen neler olacağını düşün. Anneme , babama , bana Klo-chan'a ve sana inanan herkese. Eğer bizi bırakırsan seni hiç bir zaman affetmem Anata... Affetmem... Sanırım vaktim doldu. Şimdi gitmeliyim. Benden sonra Klo-chan gelecek. Onun söylediklerini iyi dinle olur mu?

Anata'nın kulağına son bir şey fısıldadıktan sonra ona gülümsedim ve yanından ayrıldım.

-Klo'nun Ağzından-

Nalu odadan ayrıldığında içeriye geçtim. Oradaydı. O yatakta hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Onu öyle gördüğümde garip oldum. Canım yandı. Bu şekilde hissetmeyeli uzun zaman olmuştu. Bir şey demeden yanına geçtim. Elini tuttum.

-Şimdi ne demeliyim. 'Sen güçlüsün. Bunu atlatırsın' mı? Bunları zaten biliyorsun neden bir daha söyleyeyim ki? Cidden ne söylemem gerek? Daha önce böyle olmamıştı. Sanırım en iyisi şarkı söylemek. Peki iyi dinle bu her zaman duyabileceğin bir şey değil.

Şarkıya başlamıştım. Söyledikçe sesim titriyordu ve gözlerim doluyordu. Ama yapamazdım. Onu karşısında ağlayamazdım. Şarkıyı bitirdiğimde hala vaktimin olduğunu fark ettim.

-Değişik değil mi? Sen burada yaralı yatarken ben sana şarkı sôylüyorum.

Anata ya yaklaştım. Yanağını öperken ona sarıldım. Fazla canını yakmamaya çalışırken yanına başımı koydum.

-Seni seviyorum Anata. Bu nedenle bana...hayır bize geri dönmelisin...

Bir süre sessizce yanında yattım. Ama bir süre sonra bir sey dikkatimi çekti. Az önce ara ara geken ses şimdi sürekli geliyordu. Korkuyla kalktım ve monitöre baktım. Ve korktuğum şey olmuştu. Monitördeki çizgi dümdüzdü ve odada tek bir ses yankılanıyordu.

Dıııııııııııt....

--------------------------------------

Farkındayım kısa oldu ama... Her zaman uzun yazamıyorum işte :/ Neyse umarım beğenmişsinizdir ^^

Minako ve Onun Maceraları!Where stories live. Discover now