Sabah nedense çok enerjik uyandım. Evet Bugün cumartesi ve ben Haru nun yanına gideceğim. Yataktan doğruldum elimi yüzümü yıkamak üzere banyoya gittim. Ve sonra doğruca mutfağa. Mutfakta Bon su içiyordu.
-Günaydın Bon.
-Günaydın abla ne bu neşe?
-Haru nun yanına gideceğim. Ve ona kek yapmak istiyorum.
-Kek mi? Ben de yardım edebilir miyim? Haru abinin yanına bugün gelemeyeceğim. En az8ndan keke yardımcı olmak istiyorum.
-Tamam o zaman şimdi bana dolaptan malzemeleri verebilir misin? Süt , yumurta un.....
Tüm malzemeleri tazgaha koyduk ve önlüklerimizi bağladık. Annemlere ses gitmemesi için kapıyı kapadık. Ve malzemeleri karıştırmaya başladık. Gerçekten çok eğleniyorduk. Haru çikolatayı sevdiği için keke çikolata parçacıkları koyduk. Her şey hazırlandığında kekimizi fırına koyup pişmeye bıraktık.
-Hadi şimdi kahvaltıyı hazırlayalım.
-Taman ben kahvaltılıkları çıkartayım. (B)
Bon kahvaltılıkları çıkarırken ben de kızartma yapıyordum. Bon ile beraber bir şey yapmayalı uzun zaman olmuştu. Ve bu iyi gelmişti. Her şey bittiği zaman sofraya baktık. Beklediğimden daha güzeldi.
-Bon , sen babama gazete almaya git ben de annemleri kaldırayım.
Bon hızla üstünü değiştirdi ve markete doğru yol aldı. Ben de annemleri uyandıracaktım ki onlar benden ömce davrandılar.
-Günaydın anne , baba. Hadi kahvaltıya.
İkisi de şaşkınca bana bakıyordu. O sırada fırın öttü. Hîzla firını kapadım ve keki çıkardım. Çok güzel görünüyordu. Ben keki keserken kapı çalmıştı. Annem kapıya bakmak üzere gittiğinde babam sofrayı inceliyordu. Ve en sonunda kahvaltıya başladık. Kahvaltı bitiminde hemen kalktım ve hazırlandım. Kekimi de bir kaba ve poşete koyduktan sonra bisikletime bindim. Keki bisikletimin sepetine koymuştum ve bu şekilde gidiyordum. Kısa süre sonra hastanedeydim.Her zaman ki gibi beni Hemşire Lina karşıladı. Söylediğine göre Haru kolunu birazcık oynatabiliyormuş. Hızla yukarıya çıktım. Haru nun uyuyor olma ihtimaline karşı sessizce içeriye girdim. Ancak içeride birsi daha vardı bir kız. Keki masaya koydum ve koltukta uyuyan kıza yaklaştım.Yüzünü inceliyordum ki kız birden gözlerini açtı. Tabii beni görünce bir an korktu ve tam çığlık atacakken elimle ağzını kapadım ve Haru yu işaret ettim. O da sessizce bana bakmaya başladı. Kızın uzun ve siyah saçları vardı.Vekl koyu mavi gözleri.. Bir dakika uzun mavi saç ve koyu mavi gözler
-Hana?
-Minako?
Aynı anda söylemiştik. Evet bu Hana idi. Haru nun kuzeni.Birbirimize sarıldık. Uzun zamandır görüşmüyorsuk ve sohbete başladık.
-Neden buradasın?
-Haru nun durumunu duyar duymaz hemen geldim.Ama seninle buluştuğunu bilmiyordum.(Hana)
Buluştuğumuz günü anlatmaya başladım.Ben anlıyordum i da dinliyordu.Derken Haru uyandı.
-Hana? Sen ne zaman geldin? (Haru)
-Dün gece 5 te. Seni merak ettim. İyi misin?(Hana)
-Evet . bu arada hoşgeldin Minako.(Haru)
Simdi üçümüz bir sohbete başlamıştık.Sohbetimizi bölen yavaşça açılan kapı oldu. Hepimiz kapıya baktık. Gelen Nalu-chan dı.Kapıyı kapatıp içeriye girdi.
-Hepinize günaydın. Ha ne? Yeni biri?
Nalu-chan Hana ya ve Hana da Nalu-chan a bakıyordu.
-Doğru siz tanışmıyorsunuz. Nalu-chan bu Hana , Haru nun kuzeni ve Hana bu da Nalu-chan benim dostum .
